Alparslan Hoca’dan, Bildiri İmzalayan 104 Emekli Amiral Hakkında Açıklama!

Alparslan Hoca, 104 emekli amiral tarafından imzalanan ve birçok kişi tarafından “Darbe iması” barındırdığı nitelendirilen bildiri hakkında açıklamada bulundu. 15 Temmuz’dan sonrası meydana getirilen ortamın aşırı Kemalist ve laik subaylara böyle bir bildiriyi yayınlama cesareti verdiğini ifade eden Alparslan Hoca: “Bildiriye imza atanlar emekli olsa da bu kimselerin hali hazırda görev başında olan subaylarla ilişki halinde oldukları herkesin bildiği bir gerçektir” dedi.

Eklenme Tarihi: 05 Nis 2021
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Alparslan Hoca’dan, Bildiri İmzalayan 104 Emekli Amiral Hakkında Açıklama!

Alparslan Hoca'dan 104 Amiral Hakkında Açıklama!

Alparsla Hoca, 104 Amiral hakkında açıklamada bulundu. Sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, imzalanan bildiri hakkında nelere değindi?

Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca, Montrö bildirisine imza atan 104 emekli amiral hakkında, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla açıklamada bulundu.

104 emekli amiral, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili sözleri sonrası başlayan tartışmalara ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı'nın “takke ve cübbe” giydiği bir fotoğrafının basına yansımasına ilişkin ortak bir bildiri yayınlamıştı. Konuyla ilgili resmi hesabından paylaşım yapan Alparslan Hoca, şu ifadeleri kaydetti:

'104 Amiralin imzaladığı bildiride darbeyi ima eden bir üslup kullanılmış!'

“104 Emekli amiral tarafından yayınlanan bildiriyi dikkatle okudum. Bir amirale ait olduğu iddia edilen cübbeli-sarıklı fotoğraf kastedilerek ve buna dayanılarak seçilmiş hükümeti tehdit eder ve darbeyi ima eder tarzda bir üslup kullanılmıştır.

Bildiride: “Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir” denilmektedir. Bildirideki “Tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi” ifadesi ile Hükümeti tehdit ettikleri ve Atatürk’ün çizdiği rotadan uzaklaşılması durumunda gerekirse tarihte olduğu gibi bugün de darbe yapabileceklerini kastettikleri neredeyse açıktır. 15 Temmuz’dan sonra meydana getirilen ortamın aşırı Kemalist ve laik subaylara böyle bir bildiriyi yayınlama cesareti verdiği anlaşılmaktadır.

‘Hiçbir İlke Allah’ın İlkelerinden Üstün Tutulamaz!’

Bildiride ayrıca “Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir” denilerek sanki subaylar Atatürk ilkelerine göre yetiştirilmiyormuş gibi bir izlenim meydana getirilmekte ve subayların namaz kılmalarına tahammül edilemediği açıkça ortaya konulmaktadır. Hiçbir ilke Allah’ın ilkelerinden üstün tutulamaz ve hiçbir hayat Allah’a kulluktan daha güzel olamaz. Subayların “Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi gerektiğini” söyleyenler sonra da orduya “Peygamber ocağı” diyerek halkın orduyu sevmesini sağlamaya çalışır ve ikiyüzlü bir siyaset izlerler. Kışla “peygamber ocağı” ise bu ocaktakilerin Allah’ın ilkelerine göre yetiştirilmesi ve namaz kılmalarının güzel karşılanması gerekmez mi?

‘Emekli olsalar da, görev başında olanlarla ilişkilerini sürdükleri bir gerçek!’

Bildiriye imza atanların hepsi emekli olsalar da bazı mesleklerde emekliliğin olmadığı ve bu kimselerin hali hazırda görev başında olan subaylarla ilişki halinde oldukları herkesin bildiği bir gerçektir. Dolayısıyla bildiriye imza atanların hepsi nasılsa emeklidir denilip geçiştirilemez. Bu bildiri ile neyi kastettiklerini ve hedeflerinin ne olduğunu mahkemede açıklamalıdırlar. Elbette mahkemeye dışarıdan müdahale edilmemeli, savunma hakkı korunmalı, adalete leke getirilmemeli ve bu tehdit kullanılarak siyasi rant elde etmeye çalışılmamalıdır. Böyle bir hata yapılacak olursa darbe tehdidini kınayanların azalacağı unutulmamalıdır.

‘Her darbe sonrası ülkede diktatörlük kurulur!’

İyi bilinmelidir ki; sivil ve askeri bütün darbeler, seçilmişlerin yönetme hakkının gasp edilmesidir. Her darbeden sonra ülkede diktatörlük kurulmuş, birçok insan zulme uğramış ve memleket hem ekonomik yönden hem de özgürlükler yönünden geriye götürülmüştür. Dolayısıyla herkesin darbelere ve darbe tehditlerine karşı gelmesi İslami ve insani bir görevdir.”