Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın muhalefete yönelik; “Millet açmış. Aç olarak dolaşanları buyurun siz doyuruverin. Biz ne gerekiyorsa imkânları seferber ederek yaptık. Nankörlüğe devam ediyorlar. Milletimizden gayet güzel haberler alıyoruz ama bunlar çıkmış millet aç diyor” sözleri üzerine; “Vallahi ben de milletin içindeyim ama ben kimseden iyi haber almıyorum. Sarayda yaşayınca, milletten haberdar olmayınca, etrafında 3-5 tane dalkavuk güzel haberler verince herhalde Cumhurbaşkanı öyle zannediyor. Milletin halinin perişan olduğuna 80 milyon şahit” ifadelerini kullanarak şu cümleleri kaydetti:
‘Milletin aç olduğuna 80 milyon şahit!’
“Vallahi ben de milletin içindeyim ama ben kimseden iyi haber almıyorum. Sarayda yaşayınca, milletten haberdar olmayınca, etrafında 3-5 tane dalkavuk güzel haberler verince herhalde Cumhurbaşkanı öyle zannediyor. Milletin halinin perişan olduğuna 80 milyon şahit.
Bu laf tabi ki ‘Afrika gibi açız’ manasında söylenmiyor, insan bunu anlayabilir. Bir esnaf; ‘Açız’ dediği zaman hakikaten o anda karnının aç olduğunu söylemiyor. Demek istediği şey; ‘Siftah edemiyoruz, dükkânda işler iyiye gitmiyor, var olanı da yiyoruz, işler kötüye gidiyor, iflasa doğru gidiyoruz. Kazancım masrafımı karşılamıyor. Şu anda aç değilim ama geçmişte olan birikimlerin sayesinde aç değilim, onunla idare ediyorum’ demek istiyor.
Yoksa, ‘Şu anda açım, ölüyorum, Afrika gibiyiz’ falan onu kastetmiyor tabi ki. Cumhurbaşkanı sözü anlamıyor mu, anlamak mı istemiyor? Bu sözün manası budur. ‘Ekonomi kötüye gidiyor, işler kötüye gidiyor, masrafımız kadar para kazanamıyoruz, geriliyoruz’ demek istiyorlar ve öyledir, bu da doğrudur. Bunun neyini inkâr ediyor? Tabi bazı kimseler de gerçekten abartıyor. Gerçekten abartanlar da var. Onlara da kızması normal, aşırı derecede abartanlar var. Ama ekonominin kötü olduğu bir gerçek!
‘Yıllardır “İtibarda israf olmaz” diyen siz değil miydiniz?’
‘Biz elimizden geleni yapıyoruz’ diyor. Elinizden geleni şu anda yapmaya başlamış olabilirsiniz ama yıllardan beri siz değil miydiniz, ‘İtibarda israf olmaz’ diyen? Bol bol israf edenler, kaç tane uçak alanlar, bir yere giderken yüz tane Mercedes’le birlikte gidenler siz değil miydiniz? Saraydaki masrafın haddi hesabı yok.
Sedat Peker’in dediği doğruysa, 750 milyon dolar parayı, memleketin parasını Demirören grubuna Ziraat Bankası’ndan kredi olarak veren… Demirören sizin adamınız. Doğan Medya Grubunu baskıyla satın alan, belki 2 milyar dolar edecek olan o kadar büyük tesisleri 750 milyon dolara alan, onu da kendi cebinden ödemeyip Ziraat Bankası’ndan kredi alıp onunla ödeyen ve Ziraat Bankasına olan borcunu da hala ödememiş olan bu adam adamınız değil miydi? Ziraat Bankası bana neden 750 milyon dolar kredi vermiyor? Neden Doğan Medya’yı ben alamıyorum? Arkasında hükümet olmasa Demirören onu alabilir miydi? Sedat Peker orayı basmasa, Aydın Doğan o fiyata satar mıydı?
‘Her tarafta AKP’li zenginler meydana geldi’
‘Biz elimizden geleni yapıyoruz’ diyor. Elinizden geleni şimdi yapmaya başladıysanız bilmiyorum. Ama memleket bitti zaten, memleket bitti. Siz her tarafa krediler verdiniz. Kendi çevrenizdeki insanların hepsini zengin ettiniz. Şu anda Türkiye’de öyle zenginler oluştu ki milyar dolarları var. Milyon dolarları değil milyar dolarları olan AKP’li zenginler. Büyük ihaleler hep aynı firmalara veriliyor ve hep onlar zengin oldukça oluyorlar. Onlar da kendisi yapsa bari kendi yapmıyor. Bu işler böyle. Yukarda adamınız varsa ihaleyi alırsınız, tabi yarısını onlara vermeniz lazım, işi siz yapmazsınız. Siz başka firmaya verirsiniz, o yapar. Siz ihaleyi 100 liraya alırsınız, ona 60 liraya verirsiniz, 40 lirasını cebinize atarsınız. Hiç çalışmadan 40 lira kazanırsınız.
Mesela 1 milyar dolara ihaleyi alırlar, diyelim ki 500 milyon dolara bir başka firmaya devrederler. O firma onu 500 milyon dolara yapar. Geri kalan 500 milyon dolar da ihaleyi alan adamın cebinde kalır. Hiç çalışmadan devleti soyuyorlar. O firma o işi nasıl 500 milyon dolara yapıyor? Demek ki işin ederi o kadar. Yoksa adam niye yapsın? Demek ki buna rağmen para kazanıyor. Belki o işin masrafı 400 milyon dolardır, adam da oradan 100 milyon dolar kazanıyordur. Yoksa yapar mı, deli mi? Demek ki bu işi 1 milyar dolara vermek yanlıştır. Bir şey için o fiyata veriliyor, anlaşılıyor.
‘Yapamıyorsanız istifa edin ya da seçime gidin’
“Millet aç” diyenlere kızıyorlar ve “Elimizden geleni yapıyoruz.” diyorlar. Demek ki olmuyor. O zaman istifa edin, seçime gidin. Demek ki olmuyor, yapamıyorsunuz. Diyor ki: “Aç olarak dolaşanlara buyurun siz de doyuverin.” Şimdi bu bir hükümetin başının söyleyeceği söz müdür? O zaman sen devleti bırak, başkaları yönetsin, onlar doyursun. Nasıl doyursun diğer partiler? Devlet onların elinde mi? Hazine onların elinde mi? Nasıl doyuracaklarmış?
Hükümet sensin, para senin elinde, yetki sende, para sende. Nasıl doyursun onlar? O zaman seçim sandığını önlerine koy, ‘Haydi buyurun, seçimi kazanırsanız milleti siz doyurun’ de. ‘Ben doyuramıyorsam, buyurun siz doyurun’ de. Bu bir Cumhurbaşkanının söyleyeceği laf değil. ‘Siz doyurun, nasıl siz doyurun?’ 80 milyonu mu doyuracak diğer partiler, mümkün mü böyle bir şey? Vergiyi toplayan sensin, cezaları toplayan sensin, memleketin her şeyi senin elinde. ‘Siz doyurun’ diyorsan o zaman istifa edersin. ‘Gelin siz yapın, alın doyurun’ dersin. Bunlar laf değil.