Tefsir dersinin ardından gündemdeki soruları yanıtlayan Alparslan Hoca, AKP eski milletvekili Mustafa Yeneroğlu'nun "Dindarlar, Ak parti iktidarı altında bu sınavı geçemedi.” sözlerini değerlendirerek Müslümanların birçok meselede imtihanı kaybettiklerini söyledi.
İslami Bir Kimlikle Laik Bir Devlet İdare Edilemez
Müslümanların imtihanın geçememesinin yılların meselesi olduğuna dikkat çeken Alparslan Hoca, AKP 'nin İslamcı olarak görülmesinin doğru olmayacağını belirterek şunları söyledi:
"Müslümanlar bu iktidar imtihanını kaybettiler. Esas itibariyle AKP zaten laikliği tavsiye eden bir partiydi. İktidarı İslamcı bir iktidar olarak görmek ya da öyle isimlendirmek doğru olamaz. Laikliği tavsiye eden bir iktidara İslamcı denilemez. Mağlup olunan nokta: laiklik ile İslam’ın birleştirilmesidir. Mağlup olan bu, İslam değil. İslami bir kimlikle gayri İslami bir devlet idare edilemez. Bir taraftan da tepedekilerin yaptığı yanlışlar, etrafındakilerin yaptığı yanlışlar memleketi yedi bitirdi."
Sadece bir noktada değil birçok hususta imtihanın kaybedildiğinin altını çizen Alparslan Hoca şunları kaydetti:
"Birçok meselede imtihanı kaybettiler. ‘Kürt meselesini çözeceğiz’ dediler, onu da ortada bıraktılar. ‘Adaleti sağlayacağız’ dediler, adaletin zerresini bırakmadılar. Ne vicdan kaldı ne merhamet ne adalet. Tek bir şey var: Siyaset ve Talimat. Evet imtihanı geçemediler; zaten de geçmeleri beklenemezdi. Biz bunu baştan beri söylüyoruz."
Laik devlette en üst yetkilinin dahi sistemin müdürü olduğunu, patronu olmadığını vurgulayan Alparslan Hoca, kendini devlet olarak gören derin güçler hakkında da şunları söyledi:
"Başbakan ya da Cumhurbaşkanı yeni sistemde müdürdür, patron kendini göstermeyen “devlet” adında bir yapılanmadır. Onlar kendilerine “devlet” diyor. Haddi zatında derin devlettirler. Derin devlet diyemediği için “Biz devletiz” diyorlar. O zaman Cumhurbaşkanı kim, Bakanlar kim? Kendilerini Cumhurbaşkanından yukarıda görüyorlar. Bu ülkede patron kimmiş anlayın. Görünüşte sen Cumhurbaşkanısın, başbakansın, bakansın ama aslında başkalarının dediği oluyor. O zaman yaptığın iş hamallıktan başka bir şey değildir. Böyle olunca elbette pek çok yanlışlar oluyor ve o zaman herkes böyle konuşuyor: “Sınavı geçemediler.”
Mustafa Yeneroğlu'nun daha önce AKP ile beraber olduğunu ve sadece son zamanlarda haksızlıklara tepki gösterdiğini söyleyen Alparslan Hoca, yetkili kişilerin zamanında konuşmamasına tepki göstererek şunları kaydetti:
Bu milletvekili daha evvel onlarla beraberdi, bu yanlışlar o zaman da yapılıyordu. Ha diyorsa ki “Ben o zaman da karşı geliyordum.” olabilir ama biz duymuyorduk. Birtakım itirazları son zamanlarda duymaya başladık. Ama bu yanlışlar yıllardır var, en az 6 yıldır hatta 7 yıldır yapılmaktadır. Hatta öncesi de var ama o zaman bu kadar değildi iyice yanlışların çoğaldığı dönem bu son 7 yıldır. Herkes zamanında konuşmuyor, ayrıldıktan sonra konuşmaya başlıyorlar. Bundan dolayı da atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Herkes susuyor, susuyor, susuyor ama Davutoğlu başbakan olduğu için susuyordu. Milletvekilleri, milletvekili olduğu için susuyor. Belediye başkanı belediye başkanı olduğu için susuyor. Gazetecisi, televizyonda iş bulabilmek için, gazetede köşe yazarı olabilmek için susuyorlar. Herkes kendince birtakım hesaplar yapıyor ve susuyor. Ondan sonra o imkanlar ellerinden alınınca bu sefer konuşmaya başlıyorlar. O yüzden bir yere varamıyoruz. Hata görüldüğü anda konuşulacaktı, benim gibi konuşanları da kınıyorlardı. Beni o zaman kınayanlar şimdi kendileri konuşmaya başlıyorlar. Senden evvel konuştum diye mi beni kınıyorsun? Senin görmediğini senden evvel gördüm, diye mi hatalı oldum? Gidişatın kötü olduğunu ben görüyorum ve o zamandan beri de söylüyorum ama destek vermediniz. Ve durum iyice berbat oldu. İş işten geçtikten sonra konuşmaya başladınız. İş işten geçti kusura bakmayın. Atı alan Üsküdar’ı geçti."