Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un: ‘’Kısıtlamalar hiçbir zaman Türkiye'yi ziyaret eden turistlerin kapsamıyor’’ açıklamasını değerlendirdi. “Bu ülkenin kimliği artık bu ülkede bile geçmiyor" diyen Alparslan Hoca: “Turist olmak daha avantajlı, Bakan bunu rahat rahat söyleyebiliyor ve hiç yüzü de kızarmıyor!” ifadelerini kullandı.
Alparslan Hoca eleştirilerini şu cümlelerle sürdürdü:
‘Bu Ülkenin Kimliği, Artık Bu Ülkede Bile Geçmiyor!’
“Aslında Kültür ve Turizm Bakanı, kendisini izlese herhalde bu konuşmasından ötürü kendisinden utanır, diye tahmin ediyorum. Öyle bir ülke haline getirdiler ki Türkiye'yi, Türkiye'de bu ülkenin vatandaşı olmak avantaj değil, dezavantaj haline geldi. Demek ki bu ülkenin kimliği artık bu ülkede bile geçmiyor. Elin pasaportu bu ülkede geçiyor, kendi kimliğimizi bu ülkede geçmiyor!
‘Kendi Ülkemizde Esir Olmuşuz!’
Pandeminin asıl sebebi ne? Bu virüs nereden geldi? Yurtdışından gelmedi mi? Turistlerle gelmedi mi? Turistler ile virüsün gelmesi devam ediyor. Devlet ve hükümet buranın insanına zulmediyor. Her akıl sahibi insan şunu bilir ki, bunu durdurmanın yolu turizmi bitirmektir. Kapıları kapatırsınız ülke kendi içinde kapanır. Dışarıdan kimse gelmez. Devlet tam tersi, bizi kapatıyor evlerimize, turizme açıyor.
Zaten mikroplar onlarla geliyor. Bu kadar saçma bir şey olabilir mi? Bu ülkede bir tane vaka yoktu. Nereden geldi? Turistler ile geldi. Şimdi 18 günü kapanma diyorlar. Bizi evlerimize kapatıyorlar, turistler rahat rahat geziyor. Kendi ülkemizde esir olmuşuz! Turistler bizden daha rahat. Yollar boş istedikleri yere gidiyorlar, geziyorlar, dolaşıyorlar. Hâlbuki mikrop onlar da! Mikrop onlarda ama biz evimizdeyiz onlar rahatlıkla gezebiliyorlar.
‘Ekonomi Önemli, Müslümanların Kalplerinin Canlanması Önemli Değil mi?’
Cumhurbaşkanı Erdoğan da zaten ‘Ramazan’ı evlerimizde geçirelim’ demedi mi? ‘Vaka sayıları düşsün bayramdan sonra çok turist gelebilsin’ demedi mi? İnsanların gözünün içine baka baka bunu nasıl söyleyebildi anlamak mümkün değil. Toplumu bu kadar mı aptal yerine koyarlar?
Açıkça şunu demiş oluyorlar: Biz Ramazan'ı para için turizmi için sattık. Ramazan'ı ekonomiyi canlandırmak için satıyoruz. Peki, bu kalplerin canlanması umurunuzda değil mi? Namaz kılan Cumhurbaşkanı, hanımı başörtülü Cumhurbaşkanı, bu insanların Ramazan ayında kalplerinin canlanması umurunuzda değil mi? Bir tek umurunuzda olan ekonomi mi? Ekonomiyi de berbat edenler yine sizlersiniz! Memleketi bu hale getirenler sizsiniz! Sizin günahınızı biz mi çekeceğiz?
‘Din Düşmanı Komite, Yine Dediğini Yaptırıyor!’
Memleketi bu hale getirdiniz, ekonomiyi yediniz bitirdiniz. Şimdi turist gelebilsin diye Ramazan’ı zehir ediyorsunuz. Aslına bakarsanız bu da ne kadar doğru tartışılır. İslam düşmanı din düşmanı komite dediğini yaptırıyor. Ama bunu böyle söyleyemezler tabii ki ‘Biz Ramazan’ı zehir edeceğiz’ diyemezler. Bunu bu şekilde turizm için diyerek açıklıyorlar. Turizm için ise mesela geçen yıl neden teravihi yasakladınız? 10 gün daha sonraydı, bu sene 10 gün daha geriye geldi. Böyle giderse seneye de bunlar bunu yapacaklar.
‘Her Sene Aynı Yalanla Ramazanı Zehir Edecekler!’
Turizm sezonu olsun olmasını aslında bunlar Ramazan sezonunu berbat etmek istiyorlar. 12 ayın içerisinde insanların en çok dine temayül gösterdiği, yöneldiği ay Ramazan ayıdır. Ramazan'ı zehir etmek, Ramazan'ı sönük geçirtmek için yapıyorlar. Turizm sezonu ne zaman başlıyor? Diyelim ki 15 Mayıs'ta başlıyor, seneye ramazan ayı 7 Mayıs gibi bitecek öyle görünüyor… Bakın, yine aynı şeyi yapacaklar. Yine her sene aynı yalanla Ramazan ayını zehir edecekler!
‘Ramazanımızı Zehir Edenlere, Allah Turizm Sezonunu Zehir Etsin!’
Ramazanımızı zehir edenlere Allah turizm sezonunu zehir etsin! Ramazan’ı madem zehir ettiler bayramı zehir ettiler Allah da onlara turizmi zehir etsin. Allah onların ekonomilerini başlarına geçirsin. Sen Ramazan’ı sırf para için mi zehir ettin bize? Hiç umurlarında bile değil, güya Müslüman görünümündeler. Ramazan’da insanların dini duyguları biraz canlansın, biraz gayret edelim, biraz destekleyelim, demiyorlar. En azından engel olmayın!
‘15 Temmuz’dan sonra tarikat ve cemaat düşmanlığı yaptılar. En iyi cemaat cami cemaati’’ diyorlardı eskiden. Şimdi o da bitti. O din düşmanı komite artık cami cemaatini de istemiyor. Camide de bir şey olsun istemiyor. Bakın, güya camiler açık. Gidin, camide insan yok. Eskiden cuma namazlarında caminin içi, avlusu dolar taşardı. Yolda da kılardık. Sokakta da kılardık. Şimdi mesafeli olduğu halde caminin içi dolmuyor. Eskiden dip dibe durduğumuz halde sığmazdık üst üste kılardık, şimdi mesafeli olduğu halde cami dolmuyor.
Bu propaganda ve devletin aldığı bu önlemler sonucunda artık insanlar camiye gitmiyor. Cami açık olsa da insanlar gitmiyor. Buna rağmen teravihi yine yasaklıyor. Diyelim ki bu virüsü kasten bilerek siyasi amaçları uğrunda 10 - 20 yıl uzattılar. 20 sene sonra çocuklarımız Ramazan’ı bilmeyecek. İftarı bilmeyecek teravihi bilmeyecek. Din düşmanlarının hedefi bu!
Artık hiç umurlarında bile değil. ‘’Turistler için halkımızı eve hapsettik turistler rahat rahat gezebilir’’ diyebiliyorlar. Turist olmak daha avantajlı bakan bunu rahat rahat söyleyebiliyor ve hiç yüzü kızarmıyor. Ama doğrusu da bu yani...
Söylediği yalan değil, doğru ama aslında yüz kızartıcı bir doğru. Ama yüz kızarmıyor artık. Ahirette hesabını veremeyecekler. Bu dünyada da inşallah turizm sezonları berbat geçecek. Allah onlara bu turizmi zehir edecek ve bu yaptıkları yanlarına kalmayacak. Böyle hatırlanacaklar: İftarı yasaklayan AKP, teravihi yasaklayan AKP. Geçen sene itikafı yasakladı inşallah bu sene de aynı hatayı yapmazlar. İtikafı yasaklayan AKP. Hatırlayın uzun süre camiler kapatıldı. Camileri kapatan AKP. Böyle hatırlanacaklar!
Bakın Güney Kıbrıs Rum Devleti Baş Piskoposu diyor ki: ‘’ Ben yasakları tanımıyorum. Paskalya dönemine denk geldiği için sokağa çıkma yasağı bu etkinliğimizi, aynimizi yapacağız. Polisler gelip götürsün. Yapacaklarını yapsınlar’’ diyor.
Devletleri onlara saat dokuza kadar müsaade etmiş. Ama piskopos diyor ki:’’ Bizim bu bayramımız geceleyin kutlanır.- Hz İsa’nın başından geçen o hadisenin, tekrar dirilişinin gece olduğuna inanıyorlar.- Gece yarısından sonra devlet de istediği kadar polis göndersin’’ diyor. -Kur’an’a göre Hz. İsa çarmıha gerilmedi, öldürülmedi ve asılmadı. Allah onu kendine yükseltti. Ölme olayı da yok, tekrar dirilme olayı da yok ama onlar öyle inanıyor- Bu olayın gece olduğuna inanıyorlar, o yüzden geceleyin kutlayacağız diyor.
‘Piskopos Kadar Mücadele Vermeyenlere Yazıklar Olsun!’
Müslümanlara yazıklar olsun. Şu baş piskopos kadar dinlerinin mücadelesini vermediler! Bakanlık içki satışını yasakladı. İçki satışının yasaklanmasına karşı içki içen içmeyen bir sürü insan mücadele verdi. Günlerdir etiket açıyorlar. Yazıklar olsun bu tarikatlara, bu cemaatlere, bu hocalara. Onlar kadar mücadele vermiyorlar. İçki taraftarlarının içki için verdiği mücadele kadar, baş piskoposun Paskalya Bayramı için verdiği mücadele kadar bir mücadele vermiyorlar Müslümanlar!
Her tarafta insanlar yan yana. Neden iftar yasak? Neden teravihi yasak? Neden yatsı namazını on rekât kılıyoruz da neden sonra hiç olmazsa sekiz rekât teravih kılmıyoruz? Neden hiç demiyor Müslümanlar bunu? Ne saçmalık bu ne mantıksızlık! Zaten mesafeli duruyorsun, zaten maskelisin. Bu ne saçmalık! Kimse de ses yok!
Neymiş Erdoğan Cumhurbaşkanı imiş, Erdoğan’ın bir bildiği varmış. Hiç kimse acaba Erdoğan’dan memnun mu? O da mecbur bırakılıyor olmasın? Ona da tehdit, şantaj yapıyor olmasınlar? Bu ihtimalleri hiç kimse düşünmüyor. Yapılan şey, mantıksızlık ortada, saçmalık ortada! Şu an da iş hayatının %70 i devam ediyor ama teravih yasak!
‘Müslümanlar, içkiyi savunanlar kadar olamadı!’
Müslümanlar, başpiskopos kadar olamadı, içki sevenler kadar olamadılar. Onlar içki zararlı ve haram bir şey olmasına rağmen onu ne kadar hırsla savunuyorlar görüyor musunuz? İçkinin kötü olduğunu dünya biliyor. Zararlı olduğunu tıp ilmi söylüyor. Yapmadığı yok, her hastalığın sebebi, her kötülüğün anası. Buna rağmen onu ne kadar hırsla savunuyorlar.
Müslümanlar kendi namazlarına, ramazanlarına, iftarlarına, teravihlerine, itikaflarına sahip çıkmıyorlar. Bir branda asmıyorlar. ‘’Hoş geldin Ramazan’’ demiyorlar. Bir tek Furkan Gönülleri asıyorlar. Diğerleri nerede? Tek Müslüman onlar mı? Niye asmıyorlar? Niye Ramazan’ı canlandırmıyorlar? Neden konuşmuyorlar? Neden bir şeyler yapmıyorlar? Böyle bir ülkede tabi ki bakan da böyle konuşur. Artık utanmıyorlar ve çekinmiyorlar! Nasılsa kimsenin konuştuğu yok! Kimsenin anlamak istediği yok!"
