Furkan Hareketi Lideri Alparslan Kuytul Hoca, geçen cuma yaptığı tefsir dersi sonrası Suriye olaylarına yönelik geniş kapsamlı bir analizde bulunmuştu. Alparslan Kuytul Hoca analizinde: “Büyük Ortadoğu Projesinin devam ettiği” ifadelerinde bulundu.
Alparslan Hoca yaptığı açıklamayı şöyle sürdürdü:
“Büyük Ortadoğu projesi devam ediyor. Proje ile birlikte 22 ülkede değişiklik yapacağız dediler. Birkaç tanesi başarıldı; Irak, Libya, Suriye ve biraz'da Mısır’da Büyük Ortadoğu Projesi başarılı oldu. Suriye’de yaşananları bu doğrultuda görmek lazım.
Türkiye’nin kendi planları vardır ve Büyük Orta Doğu projesini belki istediği hale çevirmeye çalışacaktır. Fakat Tayyip Erdoğan daha işin başında, daha başbakan olmadan önce “Ben Büyük Orta Doğu projesinin eş başkanıyım” dedi.
Büyük Ortadoğu Projesi’nin en temel mantığı; “İsrail in güvenliğini sağlamaktı” ve bu gerçekleşti. Irak, Libya ve Suriye tamamlandı. Lübnan zaten kendi içinde paramparça, karmaşık bir ülke. Hizbullah’ın ise orada birkaç bin askeri var, hepsi bu. Onlar da zaten İran’ın desteğiyle ayakta duruyordu. Hamas da İran desteğiyle ayakta duruyordu. Bu süreçte Hamas da Hizbullah da biter, dolayısıyla Lübnan da biter. İsrail in güvenliği tamamen sağlandı.
İsrail’in güvenliğinin sağlanmasından öte, büyük İsrail devletine doğru epeyce mesafe alındı. Büyük Ortadoğu Projesi’nin bundan sonraki aşaması İran ve Türkiye’dir. Türkiye biraz daha büyük bir ülke hem de biraz daha batıcı bir ülke olduğu için en sona bırakıldı.
İran ve İsrailli bakanlar da bunu bu şekilde açıklamaya başladılar. Aleni bir şekilde: 'Şimdi sıra İran'da' ve 'İran’ın nükleer santrallerini vuracağız' diyorlar, saklamıyorlar. Bu durumdan kurtulmanın tek yolu var; Irak, Suriye, Türkiye, İran, Lübnan, Mısır hepsinin birleşmesidir. Birleşmezlerse İsrail hepsinden toprak alacak. Büyük İsrail haritası aleni gösteriliyor, bundan çekinmiyorlar. Büyük İsrail, Mısır’ın bir kısmı, Irak’ın bir kısmı Suriye’nin tamamı, Lübnan’ın tamamı, Ürdün’ün tamamı ve Türkiye’de Adana’ya kadar geliyor ve her sene biraz daha ilerleniyor. Ama bunu görmek istemiyorlar ve geçici şeylerle kendimizi kandırıyoruz. İran ve Rusya şu anda Türkiye’yi suçluyor. Suriye’de Beşşar’ın devrilmesi yeterli olacak mı; İran, Rusya, Suriye ve Türkiye birlikte olmadan İsrail’i nasıl durduracaklar?
Şimdi Türkiye dese ki 'gelin anlaşalım', 'İsrail’i durduralım'. Daha ne İran inanır ne Rusya. Bize ihanet etti diyorlar, bizi tuzağa düşürdü diyorlar. Kendisi de Siyonistlerin tuzağına düştü diyorlar. Yani Türkiye Siyonistlerin tuzağına düştü diyorlar. Şimdi artık böyle bir ülkeyle anlaşırlar mı? Zannetmiyorum. Şimdi sıra İran’a geldi. Bakalım Türkiye İran’ın vurulması konusunda ne yapacak? İran’a başlayacaklar. O zaman Türkiye’nin tavrı ne olacak? “Büyük Orta Doğu projesinin eş başkanıyım o halde İran’ı da vuralım hep beraber mi” diyecekler. “Yoksa biz böyle bir planın olduğunu bilmiyorduk. Siz İslam aleminin tümünü ele geçirmeye çalışıyorsunuz. Artık ipler koptu aramızda. Artık düşmanız mı diyecekler ya da diyebilecekler mi” göreceğiz. Yani Türkiye şu anda çok riskli bir durumdadır. İran ve Türkiye eskisinden çok daha güvensiz bir durumdayız. Beşar Esad, Türkiye için tehdit değildi. Tehlike olamazdı zaten o onun gücü ne ki? Ama şimdi eğer İsrail’in güdümünde bir nizam kurulursa, Amerika’nın güdümünde bir nizam kurulursa ya da Suriye parçalanırsa, Türkiye çok daha büyük tehditlerle karşı karşıya kalacak.
Önümüzdeki aylar ve yıllar çok tehlikeli, çok karışık, çok karanlık görünüyor. Öyle göründüğü gibi büyük bir zafer arkasından korkunun ve savaşın ve üzüntünün gelmeyeceği bir sevinç yok ortada, öyle görünüyor. Bu sevincin arkasından büyük üzüntüler gelecek gibi görünüyor. İnşallah öyle olmaz ama durum onu gösteriyor.
Allah kafirin oyununu bozsun idarecilerimize de basiret nasip etsin.”
