Alparslan Kuytul Hoca Hakim ve Savcılara Özgürlük İstedi

Alparslan Kuytul Hoca, pazar günü Adana Atatürk Parkında yaptığı açıklamada yargının bağımsız olmadığını belirterek hakim ve savcılara özgürlük çağrısında bulundu.

Eklenme Tarihi: 28 Oca 2020
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Alparslan Kuytul Hoca Hakim ve Savcılara Özgürlük İstedi

Pazar günü Türkiye'deki yargı zulmü konulu basın açıklamasında konuşan Alparslan Hoca, mevcut düzende hakim ve savcıların talimatlar ve kanunlar arasında sıkıştırıldığını belirterek "ey zalimler yargıdan elinizi çekin" dedi.

Alparslan Hoca'nın, yargı zulmünü çarpıcı ifadelerle anlattığı konuşmasının ilgili kısmı şu şekilde:

Ey zalimler! Şu yargıdan elinizi çekin. Hâkimleri ve savcıları özgür bırakın.
Bundan sonra “Alparslan Kuytul'a özgürlük değil, hakimlere ve savcılara özgürlük” dememiz lazım.
Hâkim olacağıma mahkûm olmayı tercih ederim.
Artık bu zulümler bitirilmelidir:
Yasalaşması olan tüm KHK'lar iptal edilmelidir.
KHK’ya son verilmelidir.
Yargı bağımsızlığı sağlanmalıdır. Hakimlere savcılara baskı artık bitirilmelidir.
Bugüne kadar yapılmış olan haksızlıklar için özür dilenmeli ve mahkemeleri yeniden başlatılmalıdır.
Mal varlığına haksız yere el konulan kimseler varsa mal varlıkları kendilerine iade edilmelidir.
Artık herkese eşit davranılmalı, hiç kimsenin özel muameleye tabi tutulmasına müsaade edilmemelidir. Herkes kanunlar önünde eşittir. Adamına göre kanun olmaz. Adamına göre talimat olmaz.
Tutuksuz yargılama kanunda esastır. Neden tutuklu yargılama adet haline getirilmiştir? Tutuklu yargılama adet haline getirildi ve yargısız infaz yapıldı. Ben kaçacak adama benziyor muyum ki tutuklu yargıladılar. Bütün deliller toplanmıştı. Dolayısıyla tutuklu yargılamayı gerektiren bir şey de yoktu. İnsanlar tutuklu yargılanıyor sonra beraat ediyor. O kadar yattı. ne olacak? Umurlarında bile değil.
Adaletin olduğu ülkede önce suçun delilleri olur, sonra kişiye savunma hakkı verilir. En sonunda da suçlu ise tutuklanır.
Adaletin olmadığı ülkede ise önce kişi tutuklanıyor, sonra suç uyduruluyor, daha sonra kişiye bir, iki sene sonra kendini savunma hakkı veriliyor. Kafadan bir, iki sene yatıyorsunuz. Yani bir, iki sene sonra kendinizi savunabiliyorsunuz. Bu nasıl bir adalet? Bu nasıl kanun? Kişiye göre 6 ay sonra, bir sene sonra iddianame hazırlanıyor ve 3 ay, 6 ay sonraya gün veriliyor. Bir, iki sene sonra ‘kendinizi savunun’ diyor. Savunuyorsunuz, tahliye oluyorsunuz, bu sefer de baskıyla yan odadaki hâkime tekrar tutuklatıyorlar. Adaletin olduğu ülke ile adaletin olmadığı ülke...
Adaletin olduğu ülkede savcılar suçu ispat eder. Adaletin olmadığı ülkede ise sanıklar suçsuzluğunu ispat eder.
Türkiye'de savcılar, suçu ispat edemiyor. Sanıklara ‘sen suçsuzluğunu ispat et’ diyorlar. Suçun delili olur, suçsuzluğun delili olmaz. Hangi cümlemde ‘terör propagandası’ gördünüz? Ben onlardan mıyım ki onların propagandasını yapayım. Hangi cümlem de suç gördüğünü söyle? Onu söylemiyor. Seni atıyor içeriye "bir sene sonra kendini savunursun” diyor. Yerin dibine batsın böyle Adalet.
Nasıl ki, 12 Eylül zulmünü insanlar hatırlıyorlar ve lanet okuyorlarsa, bu dönemde lanetle hatırlanacak ve zulüm dönemi olarak tarihte yerini alacaktır.