Dün akşam canlı yayınlanan Forum programına katılan Alparslan Kuytul Hoca, kendisine yöneltilen " Bir güç tarafından virüs kullanılıyor' diyorsunuz, bununla tam olarak neyi kastediyorsunuz" sorusunu yanıtladı. Konuşmasında dünya çapındaki bilim adamları ve araştırmacıların yaptığı açıklamalara yer veren Alparslan Hoca'nın cevabından öne çıkanlar şöyle:
Tedbirlere Karşı Değilim ama Abartılmasına Karşıyım!
Koronavirüs sebebiyle alınan tedbirlerin bazılarına, en başından itibaren farklı bir bakış açısıyla yorum getirdiğini söyleyen Alparslan Hoca, tedbirlere karşı değil tedbirlerin abartılmasına karşı olduğunu belirtti.
"İlk olarak okulların ve camilerin kapatılması belki ilk başta makul gibi görülmüş olabilir ama zaman ilerledikçe bu kararın o kadar da masum olmadığını düşündüren birçok gelişme yaşandı." diyen Alparslan Hoca kendisinin özelikle tepki gösterdiği hususun cuma namazı olduğunun da altını çizdi.
Önlem Alınsın ama Abartılmasın!
Kovid -19 ile ilgili Alman ve Amerikan doktorların bazı açıklamalarını araştırdığını belirten Alparslan Hoca şunları söyledi;
"Aydınlatmak için Hekimler Grubu”(Aufklärung für Ärzte) diye bir grup var. Beş doktorun başını çektiği, yüzden fazla doktorun desteklediği bir grubun yaptığı açıklama şu şekilde: “Kovid 19 önlemlerini abartılı buluyoruz, önlemler virüsü yok etmeye yönelik değildir." (Bizde böyle konuşan bir doktor olsa herhalde hapse atarlardı.)
Sonra "Kovid 19 virüsü mevsimsel virüs boyutundadır. Buna rağmen panik havasının oluşturulması bir kurgudur. Küresel bir suç işleminin ve mafyacılığın ortasındayız.
Yine diyorlar ki: “Korona önlemlerini abartılı bulanlara baskı yapılıyor." Bize yapıldığı gibi...
Önlem alınsın, abartılmasın benim söylediğim bu… Virüsle savaşacak halimiz yok, virüse düşmanlık yapacak halimiz de yok. Söylemek istediğim şey; elbette önlem alınır. İslam'ın da emridir.
Burada amaç; sadece virüsün yayılmasını önlemek olmalı, Müslümanların bir araya gelmesini önlemek olmamalıdır. İş siyasete dökülmemeli, stratejik hesaplar yapılmamalıdır. Bunu anlamayacak insanlar değiliz.
Alman Doktorlar: Korona Önemleri Abartılı
Alman doktorlar da diyor ki “Korona önlemleri abartılı, kasten abartılıyor ve bir de önemli bir nokta; abartılı bulanlara da baskı yapılıyor.” Yani kim bu işlere abartılı derse devletler onlara baskı yapıyor. Medyada -bize yapıldığı gibi- komplo teoricisi olarak isimlendiriyorlar ve itibarsızlaştırılıyorlar. İtibarsızlaştırma yapıldığını (bize yapıldığı gibi) Alman doktorlar da söylüyor, bakın bu, Aydınlatmak için Hekimler Grubu’nun açıklaması.
Bir de Kanser 21 Vakfı’nın açıklamaları var, oradan bir cümle. Diyorlar ki "Korona hakkında farklı düşünenler devlet kanalının ana haber bülteninde itibarsızlaştırılıyor, aleyhlerinde sürekli propaganda yapılıyor.”
Bunun elbette bir sebebi var: Herkesin susturulmak istenmesi. Bu, elbette bir maksat içindir.
Yine bir başka Profesör Sucharit Bhakdi, sanırım Alman bir Profesör, diyor ki "Sosyal mesafe anlamsız, solunum yoluyla geçtiğinden dolayı öksürme ve hapşırmayla geçer. Sosyal mesafe bunu engelleyemez." Yani ‘öksürdüğünüz zaman zaten karşıdakine gidebilir. Bir metre mesafe bunu kurtarmaz, 10 metre mesafe olacak hali de yok. Sosyal mesafe anlamsız.’ Bu konuyu bu işin uzmanları kendi arasında tartışabilir, benim alanım değil, ben onların söylediğini söylüyorum.
Ve yine bu profesör diyor ki: "Okullar kapanmamalıydı çünkü bir kişiye bulaşırsa vücut antikor üretir ve bir daha da bulaşmaz. Bu şekilde çocuklar bağışıklık kazanabilirdi." Bunu sürekli bu şekilde koruyamayacağımıza göre diğer virüslerde nasıl ki vücut ona karşı antikor üretiyorsa burada da durum böyle olacaktı ama ona müsaade etmediniz çünkü bir korku meydana getirmek istiyorlar. Antikorun vücut tarafından üretilmesine fırsat vermiyorlar.
Aynı profesör diyor ki "Ölenler virüslü mü öldü yoksa virüsten dolayı mı öldü? Ayrımı yapılmaksızın herkes virüsten öldü diye gösteriliyor." Virüsten ölmeyenler, virüsten öldü diye gösteriliyor.
Bu profesör de aynısını söylüyor. Bu, aslında dünya çapında bir aldatmaca ve doktorlara baskı yapılıyor, size onu da okuyacağım: "Herkes virüsten öldü diye gösteriliyor, Kovid 19 önlemleri bilimsel bir veriye dayanmıyor.” Alınan önlemler bilimsel veriye dayanmaması da meselenin başka bir yönüdür. Şimdi siz bilimsel olmayan laflarla insanların hayatlarını sınırlandırıyorsunuz, hürriyetlerini tahdit ediyorsunuz. Halbuki bilim de bu sonuca ulaşmış değil böyle bir karara varmış değil.
Bu profesör diyor ki "Bu yapılan, anayasaya aykırıdır. Anayasada insanların hürriyetleri esastır, bu hürriyetleri önemli bir sebep olmadıkça kısıtlanamaz ve bu hususta bilim bir noktaya varmış değil.” Sadece tahminlerde bulunuyorlar. Mesela hastanelerde ağır antibiyotikler veriyorlardı. Bazı hastaları duydum bizim arkadaşlarımızdan da hastaneye gidenler oldu. Negatif çıktığı halde hastaneye yatırılanlar var, yani ilginç durumlar var. Negatif çıktığı halde hastaneye yatırılan var, pozitif çıktığı halde hastanede yer olmayınca evine gidebilirsin denilenler var. Hastanede 3-4 çeşit ağır ilaç, zatürre ilacı, antibiyotikler falan veriliyor.
Bazı uzmanlar diyorlar ki;
1- “Bu insanların böbreklerine zarar verdiniz. Bunlar ağır ilaçlar, bu insanlar ilerde böbrek yetmezliğinden, şundan bundan ölecekler.” Yani virüsün bir ilacı yok, rastgele tahmin üzerine ağır ilaçlar veriliyor.
2- Bu insanların evlerinde rahat bir şekilde yaşaması mümkün olduğu halde oraya hapsediliyor, karantinaya alınıyor; kişinin hürriyeti tahdit ediliyor ve esas itibariyle tüm toplumun hürriyeti tahdit ediliyor. Bunu yapabilmeniz için kesin verilere dayanmanız lazım, kesin verileriniz var mı? Yok, o zaman neden tahmin üzerine kararlar alınıyor? Yani iki tane profesörün tahminlerinden dolayı 7 milyarlık insanlık alemi evine mi hapsedilecek?
Kesin sonuçlanmış bir şey yok, o yüzden bu profesör diyor ki “Bu, anayasaya da aykırıdır”
Sonra diyor ki: “19 Mayıs'ta yani on gün önce İngiltere hükümeti Kovid 19'u tehlikeli virüsler listesinden çıkarttı. İngiltere’de 30 bin civarı insan öldü, 35 bin oldu herhalde. Virüsten mi öldü yoksa başka bir sebepten mi öldü, anlattığım gibi ne olduğu belirsiz. Resmi olarak en azından 35 bin insan öldüğü halde İngiltere hükümeti; Kovid 19 virüsünü tehlikeli virüsler listesinden çıkarttı.
Aynı Profesör diyor ki “Bu işin başını dünyanın ikinci en büyük zengini Bill Gates çekiyor. Kovid 19, Dünya Sağlık Örgütü tarafından alevlendirildi." Bu da Bill Gates'in finanse ettiği bir örgüttür.
Dünya Sağlık Örgütü'nü Amerika ile birlikte Bill Gates finanse ediyor. Bu işin arkasında bunlar var sonra yine diyor ki aynı profesör: İtalya Sağlık Bakanlığı korona ölülerinin %88'i Korona sebepli ölüm değildi. Bu İtalya Sağlık Bakanlığı’nın resmî açıklaması. Aslında kendileri açıklıyorlar şu kadar kişi Korona’dan öldü diye. Sonra sağlık bakanlığı diyor ki yanlış %88'i -yalan- ondan ölmedi, kaldı %12, %12'si de şüpheli diyor. %88'inin başka şeyden öldüğü biliniyor, %12'si de anlaşılamadı deniliyor. Şimdi ben baştan itibaren bu işe şüpheli bakmakta haksız mıyım? Bu, Alman doktorlarının açıklamasıydı.
Bir de Amerikalı doktorlardan bir açıklama, diyorlar ki "Domuz gribi ve kuş gribinde karantina uygulaması neden yapılmadı da bunda yapılıyor? Onun bundan geri kalır tarafı yoktu. Bir de ölüm raporlarında korona yazılması için baskı görüyoruz". Ölüm raporlarına korona damgası vuracaksınız diye devlet bize baskı yapıyor, bu işin her tarafı şüpheli.
Amerikalı doktor da aynısını söylüyor. "Ölüm raporuna Korona yazmamız için bize baskı yapıyorlar" diyor. Ve bunu adam Youtube’da paylaşmış, Youtube 5 dakika sonra bu yayını iptal etmiş, kaldırmış.
Bu konuda Abdurrahman Dilipak'ın da bir yazısı var, 20 Mayıs 2020 tarihinde yazdığı bir yazı. Başlık “Korona Yalanları”
Yani özetle diyor ki aslında pandemi dedikleri şey; korku pandemisi. Bir korku pandemisi oluşturuldu. Dünyada her yıl ishalden 1,6 milyon insan ölüyor, 2 milyona yakın 1 buçuk milyondan fazla insan ölüyor. Ve hiç kimse bugüne kadar bununla ilgili velvele yapmadı. İshalden dolayı 1,6 milyon insan ölüyor. Şu ana kadar Kovid’den ölen insan sayısı en son 350 bin-400 bin civarındaydı. Yani daha ishalden ölenlerin sayısına ulaşabilmesi için şimdikinin dört kat fazlası insan ölmesi lazım, şimdikinin dört katı daha ölürse ancak o seviyeye gelecek.
Normal gripten ölenler yıllık 700 bin civarında. Abdurrahman Dilipak burada başka rakamlar veriyor. " KOAH hastalığından her yıl 34 milyon kişi ölüyor, kimsenin kılı kıpırdamıyor; peki, buna gelince niye böyle? 2018’de AİDS'ten 770 bin kişi ölmüş, böyle devam ederse Kovid 19'dan ölenlerin sayısı 700 bin kişi olacak tahminlere göre. Yani en fazla AİDS kadar. Halbuki diğer hastalıklardan ishal, zatürre gibi ölen kişi sayısı çok daha fazla.
Dünyada bulaşıcı hastalıklardan ölen insan sayısı 4 milyon 925 bin yani yaklaşık 5 milyon insan. Şimdiye kadar bu kadar velvele yapıldı mı? Yapılmadı. Sıtmadan ölenler biraz evvel söyledim, sigaradan ölenler 2 milyona yakın, 1 milyon 920 bin. Alkolden ölenler 1 milyon civarında. Sonra diyor ki kendisi ayıp yahu ne bu böyle dünya aynı formatta bir yalanla kandırılıyor. Biyolojik savaş bir psikolojik savaşa dönüştü. Asıl gerçek bir korku pandemisi.
Her gün borsa rakamları açıklanır gibi ölüm rakamları açıklanıyor ve geçen yılla ilgili hiçbir veri de yok karşılaştırma da yok. Mesela ‘bugün şu kadar kişi öldü’ deniliyor peki, bugün ishalden kaç kişi öldü açıklanıyor mu? Bugün başka griplerden kaç kişi öldü açıklanıyor mu? Hayır, sadece Kovid 19. Her gün ölü sayısı açıklarsanız tabi insanlarda bir korku meydana gelir. Kaldı ki 83 milyonda 4 bin 500 kişi nedir ki? Çok büyük bir tehlike olmadığı meydanda, üstelik de Covid 19'dan ölmeyenlerin ondan öldüğü yazılmasına rağmen ve ölenlerin de birçoğu yaşlı ve kronik hastalığı olan kimseler olduğu halde, sağlıklı kimselere bir şey yapmadığı halde bu kadar abartı nedendir? Bunun siyasi bir proje olduğu meydandadır.
HABER VİDEOSU: