Alparslan Kuytul Hocaefendi, geçtiğimiz yıllarda kendisine yöneltilen “28 Şubat döneminde birçok vakıf ve dernek kapatıldığı halde, Furkan vakfı olarak, bizlerin başına bu tür musibetlerin gelmeme sebebini soranlara, nasıl cevap vermeliyiz?” sorusu üzerine 28 Şubat darbesini yorumladı.
escort bursaAlparslan Kuytul Hocaefendi’nin açıklaması şu şekilde;
Kıymetli kardeşlerim, 28 Şubat ciddi bir deprem değildi. Ben, o zaman, 1997’de Mısır’daydım. Bir rüya görmüştüm. Sanıyorum 28 Şubat’tan önceydi, o tarihe yakın zamanda, rüyamda bir evin içerisindeydim, deprem oldu. Ev sallandı ama yıkılmadı, hafif bir ürperti oldu sadece, kendi kendime diyorum ki; “Bu deprem 5,5 şiddetinde bir deprem herhalde” sonra dışarıda oluyorum, bakıyorum, bazı evler yıkılmış, çok kötü evler, köy evleri gibi… Orada yeni bir bina yapılıyordu, daha kolonları çıkmış, duvarları örülmüş müydü, tam hatırlamıyorum. Daha yeni yapılıyor ve o dimdik ayakta duruyor, ona hiçbir şey olmamış. Kendi kendime diyorum ki; “Demek ki depremlerde kötü binalar yıkılıyormuş, bak sağlam binaya bir şey olmamış” böylece uyandım ve anladım ki, Türkiye’de siyasi bir deprem olacak, hatta o zaman arkadaşlara telefonla bunu söylemiştim. Ondan sonra 28 Şubat başladı ve rüyamda gördüğüm gibi 5 buçukluk oldu. 28 Şubat depremi 7-8 buçukluk bir depremdi diye kim diyebilir ki?
28 Şubat'ta, 5.30 bir deprem oldu ama çok kötü evler vardı, onlar yıkıldı
Bizim, bu işin içinde ömrümüz geçti. 28 Şubat'ta kimler içeri atıldı? Kaç dernek kapatıldı? Birçok derneğin, vakıfların sahipleri kendileri kapattılar, bir kısmını devlet kapattı. Çok fazla şubesi olanlar kapatıldı. Her şehirde şube açmış olan, hatta her mahallede temsilcilik, vesaire adı altında açmış olanları kapattı. Yahut silahlı eylem yapmış olanları içeri aldılar. Onun dışında diğerleri ayakta duruyor. Diğerlerine ne olmuş ki? Kimi idam etmişler 28 Şubatta? Rüyamda gördüğüm gibi, 5.30 bir deprem oldu ama çok kötü evler vardı, hakikaten kötüydü, onlar yıkıldı. Diğerlerine bir şey olmadı. Bir tek bize mi bir şey olmadı sanılıyor? Hepsi ayakta duruyor zaten. 28 Şubat şiddetli bir deprem değildi ama bazı evler çok çürüktü.
Şiddetli bir deprem olmadığı halde bu evler neden yıkıldılar?
O süreçte dağılmış olan, küçük bir cemaatin hocası ile bir gün konuşuyordum. Neden dağıldıklarını anlattı, ben de görüşlerimi anlattım. Bazı küçük olayları çok büyütüyor, “yok öyle değildi” dedim. Önce biraz itiraz etti, “yok öyleydi, şöyleydi, falan dedi. Fakat sonra kabul etti, “Biz zaten kendi içimizde problemliydik” dedi. Hastalıklı bir bünyeyi itsen bile düşer, adam hastaysa, birisi dokunsa bile düşer. Sağlıklı bir insana yumruk bile atsan, geri kalkar, bir şey olmaz ama hastaysa, dokunsan bile düşer. Zaten bazıları hastaydı. Sağlam bir eğitim programları yok! Çürük bir nesil... Nasıl bir eğitim projesi geliştirmemiz lazım. Buna kafa yoran bile yok! Bir gün bir başka cemaatten hoca ile konuşurken bu konu gündeme gelmişti. 28 Şubat'ta dökülenler, dağılanlar, bu konu gündeme geldiğinde dedim ki; “Bunun üzerinde kafa yormak lazım. Şiddetli bir deprem olmadığı halde bu evler neden yıkıldılar? Ne dedi biliyor musunuz? “insanlar beyin tembelidirler. Fikir işçiliği zordur, kafa yormak istemezler. Zaten bu Allah’ın bir sünnetidir, dökülenler döküldü, kalan sağlar bizimdir.
Biz nerede hata yaptık? Niye böyle çürükler çıktı? Eğitimimizin neresinde hata var? Neden sağlam bir iman veremiyoruz, nasıl verebiliriz? Bunlara kafa yormak zor iş. Edison, fabrikasının duvarına bir yazı yazmış, demiş ki; “dünyanın en zor işçiliği, fikir işçiliğidir. İnsanların fikir işçiliği yapmamak için uydurmayacağı mazeret yoktur. Allah büyüktür, kervan yolda düzülür mantığı vardır. Müslümanların birçoğunda evvelden planlamaz, kafa yormaz çünkü kafa yormak zor iştir. Zorluktan kaçmak için, “olur bir şeyler der” Görürüm ben, nasıl olur? Olur, da, nasıl olur? Saçma sapan bir şey olur! Ondan sonra da, “ne yapalım, “kader” der. Bir de Allah’ı mı suçluyorsun? Ders alınması lazım. Basit bir deprem aslında, buna rağmen bazı insanlar darmadağın olduysa iman evleri çürük!
Kalbin eğitimiyle, iman eğitimiyle işe başlanılmamıştır
İman evleri yıkıldıysa, bunun için önlemler almak lazım. Neden sahabeden çürük adam çıkmadı? 97’den evvel, radikal radikal konuşanlar, 97’den sonra hepsi partici oldular! Partiye “küfür” diyenlerin hepsi partici oldu. Ben hiçbir zaman “küfür” demedim. Partici de olmadım. O tavır da yanlıştır. 28 Şubatı görenler, zoru görenler, partici oldu. “Höt” dedi bazı güçler. 28 Şubat bir balyoz muydu? Yumruk muydu? Tokat bile değildi. Sadece bir “höt” dendi Müslümanlara. Buna bile dayanamıyorsa imanını kontrol etmelisin! Verdiğin eğitimi kontrol etmelisin! Senin taleben buna dahi dayanamıyorsa, demek ki eğitimin yanlış! 100 tane adamdan, 5-10 tane şahsiyeti zayıf adam çıkar ama normal bir insan dahi ufacık bir şeyde ödü kopar hale geliyorsa, eğitim sakattır. Kalbin eğitimiyle, iman eğitimiyle işe başlanılmamıştır. Fikir verilerek işe başlanılmış demektir. Hâlbuki sahabeden gelen rivayetlere göre, birçok sahabe, “Bize Kur’an’dan bile evvel, iman verilirdi. Biz önce iman ederdik, sonra bilgi sahibi olurduk.” Yani eğitimde hata olan çok fire verir bu da depremin çok şiddetli olduğunu göstermez.