Alparslan Kuytul Hoca, katıldığı Gündeme İslami Bakış programında kendisine yöneltilen soru üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rize kongresinin tıklım tıklım dolmasına yönelik "pandemi sürecinde kongre yapıyoruz ve salon lebaleb dolu" ifadelerini değerlendirdi.
Cumhurbaşkanının tepki çeken "lebaleb dolu" açıklamasına, bu sözlerin bir amaca binaen söylenmiş sözler olduğunu ve parti içerisinde " geriliyoruz, oy kaybediyoruz" kaygısı yaşayanlara mesaj içerebileceğini belirten Alparslan Hoca, maske ile salonların tıklım tıklım dolmasında sakınca yoksa " o halde bize de salon versinler de Allah'ın izniyle labalebten fazla dolduralım" dedi.
Konuşmasında esnafın salgında getirilen yasaklar ve kısıtlamalar sebebiyle yaşadığı ciddi ekonomik bunalımlara da değinen Alparslan Hoca'nın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde;
Cumhurbaşkanı Rize'de neden lebaleb dolu ifadesini kullandı?
Cumhurbaşkanının bu şekilde herkesin gözünün içine baka baka “salonlar böyle bir pandemi döneminde lebalep dolu” demesi aslında “güç bizim elimizdedir istediğimizi yaparız” manasına geldiği gibi bir taraftan da şunun içindir; bu ifadeleri böyle kullanması bence tesadüf değil ya da bir an ağzından kaçmış bir şey değil zaten camdan okuyor biliyorsunuz. Demek ki daha evvelden yazılmış oradan okuyor. Çünkü cümleleri bu kadar düzgün olamaz, belli önceden yazılmış noktası virgülü her şeyi tam düzgün, bir cümle okuduğu besbelli.
Peki Cumhurbaşkanı bunun neden yapıyor? Bence parti tabanında birçok insan da “partimiz geriliyor, dağılacak mıyız” diye bir korku oluştu. Onlara moral vermek için bu toplantıları bile bile yapıyor ve bu sözleri bile bile sarf ediyor. Salonlarımız bakın lebalep dolu, diyor. Yani bu sözüyle herhalde hatırlanacaktır; pandemi döneminde salonları doldurduk diye övünmesiyle herhalde akıllara kazınacaktır.
"Hadi müsade et, ben de konferans yapayım, hadi"
Cumhurbaşkanım sen bana müsaade et, ben o salonları lebalebten de fazla doldururdum Allah'ın izniyle. Bırak hadi sen bana da müsaade et. Ben de konferans yapayım. Madem öyle doldurmak maskeyle oluyormuş, tamammış, sorun yokmuş. Sen bana da izin ver, o salonları bak ben nasıl dolduruyorum. Rabbim nasıl dolduruyor. Daha evvel çok doldurdu Rabbim, gene doldurur. Müsaade etmiyorsunuz, bir tek kendinize müsaade var.
"İşte mesele bu!"
Hatırlıyor musunuz, bizim konferanslarımızı Ankara'daki Atatürk Kapalı Spor Salonu, Türkiye'nin en büyük salonlarından tıklım tıklım doluyordu. Daha sonra izin vermez oldular, yasak koydular bize, spor salonları yasak size, dediler. Bir arkadaşımız gitmiş; oradaki bir görevli ile görüşmüş. Demiş ki; neden izin verilmiyor artık bize. Demiş ki; bu salonu Atatürk Kapalı Spor salonu 20-30 tane STK bir araya geliyor, dolduramıyor siz tek başınıza dolduruyorsunuz. İşte mesele bu! demiş. İşte mesele bu, siz tek başınıza bu salonu dolduruyorsunuz, biz bunu hazmedemiyoruz. Devlet bunu hazmedemiyor ve sizden artık çekiniyor. Sizin önünüzü kesmeye karar verdiler. Lebalep doluymuş salonlar, bize de verin biz de dolduralım biraz.
Salonlar Lebalep Dolsa Ne Olur? Milyonlarca Oy Kaybınız Var!
Ankara'daki Atatürk Kapalı Spor Salonu’nun yanındaki esnaf acından ölüyor. İçeride birisi bir tatlı yiyecek olsa yiyemez, yasak. Çay içecek olsa içemez, yasak. Millete gözünün içine baka baka yapılıyor. Millet bunları görüyor duyuyor. Görmüyor duymuyorsa kendileri bilir. O zaman her şeye layıklardır demektir.
HABER VİDEOSU: