Alparslan Kuytul Hoca’dan Madde Madde Ramazan Ayı Tavsiyeleri

Alparslan Hoca her Cuma günleri Adana’da gerçekleştirdiği tefsir dersi sonrası halktan gelen soruları cevaplandırmaya devam ediyor. Bu haftada ‘Ramazan ayını iyi değerlendirmek için neler tavsiye edersiniz’ sorusuna yanıt verdi.

Eklenme Tarihi: 24 Şub 2025
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 24 Şub 2025
Alparslan Kuytul Hoca’dan Madde Madde Ramazan Ayı Tavsiyeleri

Alparslan Hoca Adana’da gerçekleştirdiği tefsir derslerine devam ediyor. Tefsir dersi sonrası düzenli olarak halktan gelen sorulara cevap veren Furkan Hareketi Lideri, Ramazan ayı ile alakalı gelen soruya yanıt verdi. Alparslan Hoca: Öncelikle Ramazan ruhunu yaşatabilmek için tüm kardeşlerimiz çocuklarıyla birlikte, ailecek evinin içini de süslemeli, evinin balkonunu da süslemeli. O sokağa Ramazan gelmeli, o caddeye Ramazan gelmeli, o şehre Ramazan gelmeli, o ülkeye Ramazan gelmeli. dedi.

’Ramazan dendiği zaman aklımıza Kur’an gelmeli’

Alparslan Hoca cevabının devamında: Evinizin uygun yeri varsa oraya Ramazan’ı ifade eden brandalar, orucu anlatan bir ayet bir hadis asmalı. Biz bunları anlatan ayet, hadislerin yazıldığı brandalar bastırmıştık. Birçok arkadaşımızın evinde onlar duruyordur, onlar asılmalı. Sokak süslemeleri yapılmalı. Birbirimizi iftarlara davet etmeliyiz. Ramazan demek Kur’an ayı demektir. Kur’an okunmalı, yalnızca Arapçası değil mealinden de okunmalı, Kur’an anlaşılmalı. Sadece sevap kazanmak maksadıyla değil, aynı zamanda anlamak maksadıyla meal ve tefsirler okunmalı. Ramazan dendiği zaman aklımıza Kur’an gelmeli.

Ramazan’da ‘ya misafirliğe gidin ya misafir alın’

Teravih namazlarına vaktiniz oldukça gitmelisiniz. Ramazan ruhunu yaşatmak için teravih namazları kılınmalı. Elbette farz değil, elbette sünnettir ama mümkün olduğu kadar bu sünneti yaşatmalıyız. İftarlar yapılmalı, birbirimizi iftarlara davet etmeliyiz. Ya iftara davet edin, misafir alın evinizde ya siz bir yere misafirliğe gidin. Evinizde tek başınıza çoluk çocuğunuzla iftar yaptığınız günler az olmalı. Ya misafirliğe gidin ya misafir alın.

'Sosyal medyada Ramazan’ı canlandırmalıyız'

Sosyal medyada herkes kendi gücü yettiği kadar ramazanla ilgili, oruçla ilgili, Kuran’la ilgili paylaşımlar yapmalı ve herkese bunu hatırlatmalı. Kendi whatsapp grubunda durum yapmalı ve tüm akrabaları, arkadaşları, telefonunda kimler varsa onlara hatırlatmalı. Her gün bir şey paylaşmalı ve tüm akrabalar arkadaşları bunları görmeli. Yani sosyal medyada da Ramazan’ı canlandırmalıyız.

Ramazan Ruhunu Canlandıran Filistinli Kadın

Hatırlar mısınız? Geçen sene Filistinliler o savaşın ortasında, kuzeyden güneye doğru da sürüldüler. Bir kadın bir çadır bulabilmiş bir yerden. Nereden bulduğunu bilmiyorum, bir de ışığı var. Bizim yola astığımız sarkan ışıklara benzer bir şey. Bir yerden bulmuş ve o savaşın, o tozun toprağın içinde, o çadırda Ramazan ruhunu canlandırmak için herkese hatırlatmak için lambayı yakmıştı. Böyle bir görüntü almışlardı, sosyal medyada paylaşmışlardı.

’İslam düşmanları Ramazandan rahatsızlar’

Bunlar ihmal edilmemesi gereken şeyler Ramazan’ı canlı tutmalıyız. İslam düşmanları yalnızca Tevhidi unutturmuyor. Aynı zamanda ibadetleri de unutturmak istiyor. Kurbanı da unutturmak istiyor hatta Müslümanların İslam’a uygun bazı örf adetlerini de kaldırmak istiyor. İslam’ı temsil eden her şeyden rahatsızlar, onun için Ramazan’ın mutlaka canlandırmalıyız.

’Ramazanla Müslüman bir nesli yetişmiş’

Bütün şehirlerde arkadaşlarımız anons aracı da gezdirmeli. Osmanlı dönümündeki gibi.... Osmanlı’da davul çalarak “Ramazan geldi, Ramazan” tarzında maniler söylenirmiş. O şekilde Ramazan’ı canlandırmışlar ve Müslüman bir nesil meydana gelmiş. Herkes Ramazan’ı hatırlamış. O şekilde o fetihler gerçekleşmiş. Hem eğitim verilmiş hem de böylesi şeylerle görsellerle ve seslendirmelerle insanlara namaz, oruç hatırlatılmış. O nesil öyle meydana gelmiş, öyle mücahitler yetişmiş, öyle savaşlar kazanılmış.

’Ramazan Tembihnamesi bastırdık’

Nasıl ki konferansta duyuru yapılıyorsa aynı şekilde anons çalışmaları da yapılmalı ve böylesi maniler hazırlanmalı. İmsakiyeler dağıtılmalı. Biz de imsakiye bastırdık, yakında sizlere de verilir. Ve imsakiyenin arkasında da Osmanlı döneminde yapılan bir adeti devam ettirmek için “Ramazan Tembihnamesi” bastırılmalı, onu imsakiyenin arkasına bastık. Biz onu değiştirdik, biraz daha güzelleştirdik, biraz daha bugüne uyumlu hale getirdik. Tembihnameyi bugünkü Müslümanlara verilmesi gereken mesajları verecek hale getirdik. Bu da Osmanlı’dan beri gelen bir adettir. Bunları sürdürelim.

’Ramazan Tembihnamesi Adeti Canlandırılmalı’

Bunlar bizim atalarımız, bunlar Müslüman atalar. Bu yaptıkları da İslam’a uygun, İslam’a uygun olan örfler devam ettirilmeli. Ramazan Tembihnamesi Osmanlı’da her zaman vardı. Bugün onu canlandırmalıyız. O Tembihnameyi de imsakiyeyi de dağıtın. “Şimdi zaten telefonlarda var, bütün her şey telefonda var, imsakiyeye ne gerek var?” diyeceksin. Maksat adeti devam ettirmek ve onu asmak. Verdiğin kişi icabında iş yerinde ya da evinde uygun bir yere asar ve sürekli o evde o iş yerinde gelen giden insanlar görür ve bir gündem olmuş olur. Ramazan havası eser.

Ramazan’ı hatırlatan çalışmalar yapılmalı

Dükkanlara Ramazan’ın geldiğini hatırlatan daha başka şeyler de asılabilir. Bunlar birçok insanın kalbinin yumuşamasına vesile olur. Ramazan’ı hatırlar, “Ben de Müslüman’ım” der. “Ben niye böyleyim” der, “Bu sene inşallah başlayacağım” der, hayırlı işlere vesile olabilir. İslam düşmanları bunları bize unutturmak istiyorlar biz de bunları canlandırmak istiyoruz.

’Ramazan mücadelesi devam edecek’

Hatırlarsanız bu pandemi döneminde biz Ramazan’ı canlandırmak için dayak da yedik, cop da yedik, karakolluk da olduk, gözaltılara da maruz kaldık. Ramazan’ı canlandırmak için, itikafı canlandırmak için ve hepimizi toplayıp götürdüler, nezarethanelere doldurdular. Biz bunun mücadelesini verdik. Ramazan mücadelesi verildi, verilecek, devam edecek.

’Ramazan kolileri yaptırılmalı’

Bunun dışında herkes kendi gücü yettiği kadar ihtiyaç sahiplerine Ramazan Kolisi yaptırmalı. Kendinden daha kötü durumda olan kimselere yardımcı olmalı. Ramazan kolileri hazırlanmalı ve uygun şekilde dağıtılmalı. Böylece Ramazan bir bereket olarak görülmeli ve fakirlerin de beklediği bir ibadet ayı olarak görülmeli.

'İtikafı’da canlandıracağız'

Ramazan’da insanlar zekatını vermeli, fitresini vermeli ve toplumda bir sosyal yardımlaşma, dayanışma gerçekleşmeli. Bunun gibi Ramazan’da yapmamız gereken çok şeyler var. Bunların hepsini inşallah yapacağız. İtikafa da tabii hazır olun, Ramazan’ın son 10 gününde itikafta yapacağız. 10 gün yapabilen 10 gün, yapamayan bir hafta, yapamayan 5 gün. Maksat itikafı da canlandıralım ve bir de bizim ihtiyacımız var. Yani sürekli yoğun bir hayat. Böyle bir camide belli günler ibadetle meşgul olmak, yoğun ibadet. İnsanın buna da ihtiyacı var. Yoğun ibadete de ihtiyacımız var. Onun insana kazandıracağı çok şey var.

’Oruç ilaç gibidir’

Nasıl ki bazen doktor bir vitamini aşırı derecede yüklemek gerektiğini söyler. Der ki “Şu hastalığımız geçinceye kadar ya da şu durum geçene kadar şu kadar vitamin ile desteklemeliyiz, yani biraz fazla vermeliyiz.” Ya da daha güçlü gıdalar almalısınız gibi. Aynen onun gibi ibadet bir gıdadır, bir vitamindir ve bazı zamanlarda fazla alınmalı. O birtakım hastalıkları tedavi eder. Normalde vitamin mikrop öldürmez ama vitaminler yerine göre ilaç görevi görebiliyor. Bu da ona benzer. Yani oruç aslında bir ilaç gibidir, yalnızca bir vitamin değil. İlaca dönüşen bir vitamin gibidir.

‘Kadir Gecesi en güzel, camide itikafla olur’

Bunları yaptıkça insan kendinin daha sağlamlaştığını hisseder. Maneviyatının güçlendiğini hisseder. Ramazan ayında bol bol kuran okumak, tesbihatta bulunmak, namazlar kılmak, teravihler kılmak, kaza namazları varsa kaza namazlarını kılmak, kararlar almak… Bilhassa itikafta bunlar daha kolay oluyor. Ramazan’ın son 10 gününde Kadir Gecesi var. Böylece itikafta olan kimse Kadir Gecesi’ne de rastlamış oluyor. Yani Kadir Gecesi’ni en güzel şekilde ihya etmek camide itikafla olur. Bunları inşallah yapacağız, hazır olun. İfadelerini kullandı.