5 Aralık'ta tahliye edilmesinin ardından Bolu’nun girişinde bir tesiste bekleyen kalabalığa hitap eden Alparslan Hoca, mahkeme sürecinde yaşanan tutarsızlıklara değindi ve Furkan gönüllülerine hitaben “sizlerle gurur duyuyorum” dedi.
İşte Alparslan Kuytul Hoca'nın serbest bırakıldıktan sonra yaptığı ilk konuşma:
Kıymetli kardeşlerim önce Allah’a hamd ediyorum ve sizlere teşekkür ediyorum. Belki ben iki sene, iki seneye yakın tek başıma zindanda kalmış olabilirim ama sizde dışarıda bir bakıma kendinizi zindanda gibi hissettiniz ve iki yıldır mücadele verdiniz.
Bir sene evvel çıktığımda da size söylemiştim. Sizlerle gurur duyuyorum. Bildiğiniz gibi bu operasyon önce terör örgütü üyeliğiyle başladı. Dört tane örgüte üye dediler. Böyle bir insan dünyada yok, bu örgütler birbirine zıt, birbirine düşman örgütler, sonra sulh ceza hâkimi bunları reddetti. İki tane örgüte indirdiler. Sulh ceza hâkimi terör propagandasından tutukladı. Daha sonra iddianame hazırlandı. 6 ay sonra bir baktık ki; bir de suç örgütü çıkardılar.
Benim tahminim herhalde terörden bir şey çıkmayacağını anladılar. Hiç olmazsa suç örgütü diyelim ve bu şekilde eğer terörden beraat ederse hiç olmazsa suç örgütünden içeride kalmasını sağlayalım diye düşündüler. Ve düşünebiliyor musunuz, bugün (5 Aralık değil mi bugün) mahkemede de söyledim. 30 Ocak 2018 – 5 Aralık 2019, mahkemeye yaklaşık iki sene sonra şahitleri çağırıyorlar. Hâkime de söyledim ‘siz bu şahitleri, makbuz kesilen kimseleri neden ilk celsede çağırmadınız?’ Allah var, hâkim ilk celsede tahliye etti. Adalete uygun davrandı. Haksızlık yapmadı. Dosya boş, dosyada bir şey yok, dosyayı kaç tane hukukçu okudu. Bir kere ben vakfın başkanı değilim. Ben vakfın kurucusuyum. Ayrıca 25 yıllık vakıf, kaç tane başkan geçmiş, kaç tane yönetim kurulu üyesi hepsi dışarıda, ben başkan değilim ben içerideyim. Hedefin ne olduğu gayet açık meydanda, hedef beni susturmaktı.
Suç örgütü olmadığımızı da biliyorlar, suç örgütüysek hepiniz suç örgütü üyesi olmuş oluyorsunuz. Yani siz böyle insanlar mısınız? Biz böyle insanlar mıyız?
İki yıldan beri yaptığınız mücadele aslında herkese şunu gösterdi; ortada bir suç örgütü yok, suç örgütü olsaydı bu kadar seveni olur muydu? Bana sizlerden binlerce mektup geldi. Hangi suç örgütüne böyle mektuplar gider? Hangi suç örgütünü bu insanlar bu şekilde sever? Sen benim kötü yollardan dönmeme vesile oldun hocam diye bir sürü mektuplarda bu şekilde, eskiden şöyleydim sizle tanıştıktan sonra şöyle oldum tarzında, kim hangi suç örgütüne mektup yazıldı.
Suç örgütü demek mafya demek. Biz mafya mıyız? Bunları size anlatmama hacet yok, zaten biliyorsunuz. Söylemek istediğim şey şu; dosya ne idi ne hale getirdiler. Bu neyi gösteriyor? önce dört tane terör örgütüne üye diyeceksiniz, sonra bu işi terör örgütünün propagandasına çevireceksiniz, üyelikten propagandaya değiştireceksiniz. Sonra onunda bir yere varmayacağını anlayınca bu sefer suç örgütü diyelim dediler. Bunun neresi adalet!
Bir insanı iki sene yatıracaksınız ondan sonra hadi seni tahliye ediyoruz diyeceksiniz. Yapacağınızı yapıtınız zaten daha ne yapacaksınız? Zaten kanunda da tutukluluk süresi iki sene…
Mesele şu aslında kıymetli kardeşlerim; Esas hedef bütün İslami faaliyetler. Hatırlarsanız ben bunu 5 sene evvel konferanslarımız iptal olmaya başladığı zaman söylemiştim. Mesele benimle de alakalı değil, ortada büyük bir proje var. Bu proje bütün İslami faaliyetlerin kırpılması, azaltılması, frenlenmesi planlanmış vaziyette…