Alparslan Kuytul Hoca, dün (21 Şubat 2025) yaptığı tefsir dersinin ardından kendisine yöneltilen soruları cevaplandırdı. Alparslan Hoca, TÜSİAD İstişare Başkanı Ömer Aras’ın açıklamasının sorulduğu soruya TÜSİAD'ın geçmişine değinerek şu açıklamada bulundu:
"TÜSİAD’ın geçmişinde darbecilik eğilimleri bulunmaktadır. Bu yapı, tarihsel olarak darbecileri her zaman desteklemiş ve hükümetlere sürekli olarak "ayar" verme çabası içinde olmuştur. Türkiye'nin en büyük patronları, bu kesimdir. TÜSİAD, adı üstünde bir "zenginler kulübü"dür. Ancak burada bahsedilen zenginlik sıradan bir servet değil; bu kişiler, 50-100 milyon TL değil, yüzlerce milyarlık servetlere sahiptirler. Bu rakamları günümüz parasıyla ifade etmek gerekirse, bunlar gerçekten devasa meblağlar. Bu paralar nasıl kazanıldı, bu başka bir konu tabii. Ancak şunu net bir şekilde söylemek gerekir ki, hükümetler bu gruptaki kişilerin her istediğini yerine getiriyor. Vergi indirimlerinden, her türlü imkâna kadar bunlara birçok ayrıcalık sağlanıyor, krediler veriliyor. Bunun sonucunda, bu kişiler çok büyük fabrikalar kuruyorlar, hem de neredeyse hiçbir sermaye harcamadan. O fabrikalardan da büyük gelirler elde ediyorlar. Devlete olan borçlarını çoğu zaman da ödemezler.
Bunlar ayrı meseleler, ancak bu TÜSİAD yapısının, birçok hükümete "ayar verme" çabalarını göz ardı etmek mümkün değildir. Tabii ki bunu doğrudan yapmazlar, daha çok "aba altından sopa göstermek" şeklinde, yani darbe tehdidiyle baskı kurmaya çalışmışlardır. "
"Bunun Talimat Olduğu Ortadadır"
Alparslan Kuytul Hoca, Aras'ın açıklamasında bir darbe ifadesi olmadığını kurumun geçmişi nedeniyle tepki gördüğünü söyledi: "Geçmişlerinden dolayı bugünkü bu normal konuşma yanlış anlaşılıyor ve sen nasıl böyle konuşursun? Yine darbe planları mı yapıyorsunuz? Yine hükümete ayar vermeye mi çalışıyorsunuz gibi anlaşılıyor ve bunlara gözdağı vermek için mevcutlu bir şekilde ifadeye götürülmesi talimatı verildi. Re’sen deniyor. Re’sen demek ne demek? Savcı kendiliğinden bu işi yapıyor demek. Böyle büyük zenginleri bir savcı kendisi ifadeye çağıracak(!) Bu, pek mümkün olan bir şey değil. Savcı onu kendiliğinden yapmaya kalkarsa, bir saat içinde savcı görevden alınır. Bu re’sen falan değil. Bunun talimat olduğu ortadadır ve zaten hükümet yetkilileri de Türkiye eski Türkiye değil haddinizi bilin gerekeni yaparız mesajları açık açık verdiler, böyle konuşmalar yaptılar. Yani dolayısıyla biz yaptırdık, talimatınız verdik, demiş oldular. Aslında kendilerini göstermek istiyorlar. Türkiye eski Türkiye değil, haddinizi bilin; haddinizi bildiririz size şeklinde açıklamalar yapıyorlar. Böylece gözdağı veriliyor."
Alparslan Hoca, büyük bir zenginin polis eşliğinde ifadeye götürülmesinin gözdağı ve aşağılama amacı taşıdığını belirterek şunları söyledi: “Normalde, birine ifade vermesi için çağrı yapılır, o kişi gider. Ancak burada yapılan, birinin evine polis gönderilmesidir, bu tamamen gözdağı ve aşağılama yöntemidir.” Alparslan Hoca, geçmişte kendisinin de böyle bir muameleye tabi tutulduğunu ve buna karşılık olarak, “Çağırdığınızda zaten gelirim, neden polis gönderiyorsunuz? Bu, insanları sindirme yöntemidir” dedi. Ayrıca, Türkiye'deki zenginlerin ve etkili kişilerin görüşlerini açıklama hakları olduğunu ifade eden Alparslan Hoca, “Sadece siyasetçiler ya da gazeteciler konuşamaz, herkes görüşünü söyleyebilir. Bu, darbe planı değil, sadece bir durumu sorgulamaktır” şeklinde konuştu. Alparslan Hoca, görüş açıklamanın yasaklanmaya çalışıldığını, “Etkili biriysen görüşünü açıklaman yasaklanıyor, çünkü senin söylediklerin milyonlara ulaşır” diyerek eleştirdi.
İntikamcı Yaklaşımlar Türkiye’ye Fayda Getirmiyor
Alparslan Hoca, başlatılan sürecin doğru olmadığını ifade ederek, TÜSİAD'ın bir maksada binaen bu açıklamayı yapma niyeti olmuşsa bunun asla kabul edilemeyeceğini söyledi:
Gerçekten bir darbe hazırlığı yapıyorsa, gerçekten halkı kin ve düşmanlığa tahrik ediyorsa, gerçekten hükümetlere ayar vermeye, baskı kurmaya çalışıyorsa, eskiden olduğu gibi davrandıysa tabii ki bu kabul edilemez. Geçmişte Mesut Yılmaz’a Tansu Çiller'e yaptıklarını şimdi yapmaya kalkıyorlarsa tabii ki bu kabul edilemez. Herkes elbette haddini bilmeli ama bu konuşmada bir şey görmüyorum.
Bu bir hadsizliktir falan dememizi gerektirecek bir şey yok. Mesela ülke olarak moralimiz bozuk, demiş. Hakikaten herkesin morali bozuk. Morali bozuk olmayanlar kimler? Bu ortamdan istifade edip köşeyi dönenler. Gerisinin morali bozuk. Ama bu adam bununla neyi kastediyor? Bir isyan çıkartmaya mı çalışıyor? Biz öyle bir şey görmüyoruz. Varsa açıklayın, biz de bilelim. O zaman biz de lanetleyelim. Sadece bu bir kelimeden ötürü böyle aşağılamak, böyle intikamcı duygularla gözaltılar yapmak falan doğru değil. Bu şekilde intikamcı yaklaşımlar Türkiye'ye fayda getirmiyor. Artık insanlar konuşamıyor. Konuşmaktan korkuyor. Böyle bir toplum şahsiyetini kaybeder. Herkesin korkutulduğu bir toplum zaman içinde şahsiyetini kaybeder; cesaretsizleşir, korkaklaşır. Bu kadar korkaklaştırılan bir toplum yarın düşmana karşı da savaşamaz. Çok korkaklaştırılan, ezilen bir toplumdan dünya çapında bilim adamları da çıkmaz.
"Suç Varsa Niye Bıraktın?"
Alparslan Hoca, bir kişinin suç işlediğinden şüphe edilse bile, adaletin gereği olarak suçluluk kanıtlanmadan ceza verilemeyeceğini belirtti. Alparslan Hoca, “Bir adam bir şey yapacak olsa bile, bilsen bile, yapmadan ceza veremezsin. Adalet budur. Daha yapmadan bir tokadı vurayım, bu adalet değil. Elinde istihbarat var. Devlet elinde. Varsa bir gizli çalışma bunlar bir yerlerle birlikte hareket ediyorlarsa bir plan varsa o zaman açıklarsın. “Böyle böyle bir plan var, bunlarda o planın bir parçası. O yüzden böyle konuştu. Bu konuşmanın manası şu, o yüzden ben de bunu affetmiyorum” diyebilirsin. Ama öyle bir şey söylenmiyor ve savcı çağırıyor, sırf aşağılamak için geri de bırakıyor. Suç varsa niye bıraktın?"
Alparslan Hoca, özellikle büyük zenginlerin polisle ifadeye götürülmesinin, sadece aşağılamaya yönelik bir davranış olduğunu dile getirdi. "Bu insanlar fabrikalarının kapısından bile giremezken, böyle adamları alıyorsun, polislerle götürüyorsun. Kameraya görüntü vermek için kasten kollarına da giriyorlar." diyen Hoca, "Bu davranışlar adalet değil, intikamcı bir yaklaşım," ifadelerini kullandı.
Sen de Bunları Yapma!
Alparslan Kuytul Hoca, TÜSİAD İstişare Başkanı Ömer Aras’ın açıklamasını tekrar okuyarak konuşmada tehdit içeren herhangi bir ifade bulunmadığını ifade ederek konuşmanın gerçekleri yansıttığını ifade etti:
Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerine kayyum atanıyor. Bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazeteci gözaltına alınıyor. Yalan mı söylüyor? Bunlar böyle olmuyor mu? Adam “Ben bundan rahatsızım, bu normal değil” diyor. Sen de bunları yapma. İnsanların böyle konuşmasını istemiyorsan o zaman bunları yapma. Adam halk tarafından seçilmiş, belediye başkanı olmuş. Hiçbir durum ortada yokken birdenbire bir yerden talimat geldiği zaman soruşturma dosyaları hemen hazırlanıyor, mahkeme hemen kararı veriyor, adamı da görevden alıyor ya da hapse atıyor. Dün bir şey yoktu, bugün bir anda ne oldu? Millet bundan rahatsız.
Herkes rahatsız bundan ama şimdi mesela ben bunu söyleyince ben bir hoca olarak konuşmuş oluyorum. Ama bunlar zenginler. Zenginlerin geçmişleri sabıkalı ya. Hakikaten hükümet burada haklı. Bunların geçmişleri yönünden hükümet haklı. Geçmişte öyleydiniz, böyle böyle konuştuğunuzda arkasından kötü şeyler geliyordu. Darbecilerle beraber oluyordunuz, orası doğru. Geçmişleri böyle olunca şu normal bir konuşma aslında ama bu konuşma bile probleme dönüşüyor. Sen gene bir şey mi ima ettin? Yine darbe peşinde misiniz? Yine bize böyle parmak mı sallıyorsunuz, falan gibi yanlış anlamalar başlıyor.
Herkes çok gergin. Hükümet birisi bir şey dediğinde hemen arkasından büyük şeyler mi planlanıyor gibi bir korkuya kapılıyor. Hâlbuki istihbaratı var. Varsa öyle bir şey zaten haberi oluyordur mutlaka.