Tahliye edildikten saatler sonra siyaseten tekrar tutuklanan Alparslan Hocanın, her cuma ailesiyle yaptığı telefon görüşmeleri yayımlanmaya devam ediyor. Haftada bir, on dakika olan görüşme hakkı süresince adete kısa bir ders yapan Hocaefendi, bu hafta da kadir gecesi ve yargı reformu hakkında dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
Dün açıklanan yargı reformu strateji belgesi hakkındaki görüşlerini dile getiren Hocaefendi, yapılan çalışmaların ve tanınan hakların Allah’ın adaletinin gereği olarak yapılmadığını ifade etti.
Yaşanan ekonomik krizin ve Avrupa’dan gelen baskıların bir sonucu olarak böyle bir adım atıldığını ve Allah emrettiği için adaletin sağlanması gerektiğini ifade etti. Bu manada atılan adımları samimi görmediğini belirten Hocaefendi, “Müslümanız Allah dediği için adalet sağlanmalıdır Allah dediği için Hürriyet verilmeliydi” şeklinde konuştu.
Ayrıca Alparslan Hoca , “Özgürlükleri genişleteceklermiş, insan haklarına önem vereceklermiş, uzun tutukluluk sürelerini kısaltacaklarmış, uzun süren mahkemeleri daha kısa zamanda halletmeye çalışacaklarmış. Aslında bunlar neyin itirafıdır? Özgürlükleri aşırı derecede kısıtladıklarının, insan hakları, adalet diye bir şey bırakmadıklarının itirafıdır. Demek ki bu konularda ne kadar kötü duruma geldiğimizi kabul ettiler, bu bir itiraftır.” İfadelerini kullandı.
Hocaefendinin konuyla ilgili açıklamasının tamamı ise şu şekilde;
Bir de yargı reformu olacakmış onunla ilgili bir şey söylemek istiyorum. Özgürlükleri genişleteceklermiş, insan haklarına önem vereceklermiş, uzun tutukluluk sürelerini kısaltacaklarmış, uzun süren mahkemeleri daha kısa zamanda halletmeye çalışacaklarmış. Aslında bunlar neyin itirafıdır? Özgürlükleri aşırı derecede kısıtladıklarının, insan hakları, adalet diye bir şey bırakmadıklarının itirafıdır. Demek ki bu konularda ne kadar kötü duruma geldiğimizi kabul ettiler, bu bir itiraftır. Ekonomi kötüye gitmeseydi, yabancı sermayeye ihtiyaç duymasalardı Avrupa’nın bu isteklerini yapmazlardı yazıklar olsun. Eğer oradan böyle bir baskı gelmeseydi ve Türkiye’de ekonomi kötü olmasaydı, kriz olmasaydı bu değişiklikleri yapmayacaklardı. O yüzden Allah Azze ve Celle böyle bir bela, kriz belası verdi. Peygamberimiz de zaten Mekke’deki şeylere bunun için beddua etmişti. Onların yaptığı zulümlere karşı, “Ya Rabbi! Bunlara kıtlık ver, kıtlıktan belki anlarlar” demişti. Aynı olay şimdi burada böyle bir durum oldu yani kriz olunca bunlar meseleyi anlamaya, daha doğrusu kriz olunca başkalarının sözlerine dikkat etmeye başladılar. Çünkü artık sermaye gelmiyor, kimse artık yatırım yapmıyor. Ama böyle mi olmalıydı? Müslümanız, Allah dediği için adaleti sağlamalıydık. Allah dediği için hürriyet vermeliydik. Allah dediği için insanlara zulmetmemeliydik.