Hocaefendi, daha önceki konuşmalarında defalarca vurguladığı, ‘Memlekette diktatör bir sistemin kurulduğunu ve herkes susmaya devam ettikçe bu düzenin daha da yerleşeceğini’ vurguladı. Ekonomi bozulup, Allah’ın azabı gelince bu milletin uyanacağını temas eden Hocaefendi, susanlar yüzünden Allah’ın diktatörlüğe izin vermesinden korktuğunu ifade etti.
Konuşmasının devamında, başlangıçta sistemde güya değişiklikler yapmak için yola çıkan AKP’nin artık sistemin partisi olduğunu söyleyen Hocaefendi, “Cemaatlerin önünü açacaklardı şimdi cemaatleri bitirmeye çalışıyorlar. Sistem o konuda da galip geldi. Sistemin partisi oldular” dedi.
Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin açıklamasından satır başları şu şekilde;
HERKES SUSTUKÇA BU KATI DÜZEN YERLEŞİYOR
Onlar memlekette, kimsenin konuşamadığı diktatör bir düzen kurmak istiyorlar. Bir tek onlar konuşacak. Tüm televizyon ellerinde. Maalesef herkes de susuyor. Herkes sustukça bu katı düzen yerleşiyor ve böyle giderse daha da yerleşir. Bu Müslümanların uyanacağından pek ümidim yok da, Allah müdahale ederse ancak o zaman uyananlar olacak. Ceplerine dokununca, Enflasyon yükselirse, pahalılık artıp maaşlar artmayınca bu millet uyanacak, alım gücü azalınca bu millet uyanacak Allah’ın azabı gelince ancak o zaman bu millet uyanacak.
Allah, eğer bu düzenin kurulmasını istemiyorsa mutlaka müdahale edecektir. Rabbim diktatörlüğün kurulmasını istemiyorsa, müdahale edecektir ama korkum şu ki; içimizde ki beyinsizler ve susanlar yüzünden acaba Allah diktatörlüğe izin verir mi? Konuşmayanlar, susanlar yüzünden, “Siz buna layıksınız. Madem susuyorsunuz o zaman alın size diktatör sistem!” derse benim korkum odur. Allah’tan niyazım, içimizdeki beyinsizler, susanlar, korkaklar ve ödlekler yüzünden diktatör sisteme müsaade etmesin.
Şimdiki Türkiye dört sene evvelki Türkiye mi? Çok şey değişti değil mi? Dört senede çok değişti... Bambaşka bir Türkiye’ye döndü. Herkesin susturulduğu bir ülkeye döndü. Hele 15 Temmuzdan sonra, 15 Temmuz bahanesiyle istedikleri gibi muamele ediyorlar.
YAPTIKLARINI ÖĞRENDİĞİNİZDE TİKSİNECEKSİNİZ
Şunu bilsinler hakkımı onlara helal etmiyorum. Kıyamet günü iki elim yakalarındadır. Benim ne kadar zamanımı çalıyorlarsa, ne kadar beni ve arkadaşlarımı yoruyorlarsa o kadar günahkâr oluyorlar.
Bir çete bizimle uğraşıp duruyor. Allah eninde sonunda onları birbirine düşürecek, güçlerini bitirecek ve o zaman her şey ortaya dökülecek. Bunlar neler çevirmişler neler... Yaptıklarını öğrendiğinizde tiksineceksiniz. Bunlar ondan korkuyorlar. Herkesi o yüzden susturuyorlar. Herkes susmayıp konuşursa yaptıkları ortaya çıkacak. O yüzden özgürlük olmamalı. Bu memleketin derin güçleri, kendilerini gerçek devlet olarak görenler memleketi Ortadoğu ülkesi yapmaya karar vermişler. Nasıl Ortadoğu ülkesi? Müslüman manasında değil. Diktatörlüğün olduğu bir ülke, özgürlüklerin kısıtlandığı bir ülke. Suriye, Irak, Libya, Arabistan, Ürdün gibi. Lafta demokrasi, gerçekte krallık ve görünen o ki hükümet de bunu kabul etmiş durumda.
GÖRÜNEN O Kİ AKP SİSTEMİN PARTİSİ OLDU
AKP başlangıçta sistemde güya değişiklikler yapmak için yola çıktı. Ama görünen o ki sistemin partisi oldu. Sistemi değiştiremedi, sistem galip geldi. Hem cemaatler konusunda, hem de Kürt sorunu meselesinde. AKP, “Kürt sorununu çözeceğiz. Artık analar ağlamayacak” diyordu. Şimdi ise, “Sonuna kadar savaş” diyor. Sistemin dediğini diyor. Sistem galip geldi.
Cemaatlere yardımcı olup cemaatlerin önünü açacaklardı. Şimdi cemaatleri bitirmeye çalışıyorlar. Sistem o konuda da galip geldi, o zaman varlıklarının bir manası kalmadı.
Sistemin partisi olup gittiler;
Laikliği de savunuyorlar,
Kemalist de oldular,
Cemaatlere de düşman oldular,
Kürt meselesini de rafa kaldırdılar.
O zaman varlıklarının ne manası kaldı?
Perde arkasındaki gerçek devlet hükümete diz çöktürdü. Acaba ne ile? Suçları vardı da şantaj mı yapıyorlar? Doğu Perinçek kaç defadır söylüyor, geçen hafta yine söyledi. “Tayyip Erdoğan’ın elimizde 38 tane yolsuzluk dosyası var” dedi. Herkesi susturanlar, onu susturmuyor. Demek ki susturamıyor. Herkesi mahkemeye verenler onu mahkemeye veremiyor. Adam alenen Cumhurbaşkanını yolsuzlukla suçluyor ve mahkeme edilmiyor. Bundan ne anlıyorsunuz?
Soruşturmada sorulan soruları da, verdiğim cevapları da yayınlayacağım. Demek ki bu sene konferans yerine mahkeme dosyaları ile tebliğ yapacağız. Ben razıyım, kendileri bilir.