Furkan Hareketi lideri Alparslan Kuytul Hocaefendi 3 Mart 2017 tarihinde AKP dönemindeki suç oranları ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu.“Bizim konferanslarımızı ve faaliyetlerimizi engelleyenler, siz dindar nesil yetiştirmeyin biz yetiştireceğiz diyenler bakalım dindar nesil yetiştirmiş mi yetiştirmemiş mi?” diyerek açıklamalarına başlayan Hocaefendi 15 yıldır iktidar olan AKP dönemindeki suç oranlarının artışını; “İdareciler kanunla iş yapacaklarını sanıyorlar. Cemaatlere gerek yok biz kanunla ya da diyanetle toplumu düzeltiriz diyorlar. Neden düzeltmediniz?” sözleriyle eleştirmişti.
Herkesin her şeyi tozpembe gördüğünü ama aslında öyle olmadığını belirten Hocaefendi, "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyorlar ama öyle değil. Suçlar 15 yıl öncesine göre ne durumdadır? Bizim konferanslarımızı,faaliyetlerimizi engelleyenler vakfımızı kapatmaya çalışanlar ve muhterem hocamızı gözaltına alanlar siz dindar nesil yetiştirmeyin biz yetiştireceğiz diyenler bakalım dindar nesil yetiştirmiş mi yetiştirmemiş mi? 15 yıldır tek başlarına iktidardalar. Dindar nesil mi yetiştirdiler fasık nesil mi yetiştirdiler? Takvayı mı artırdılar fısk-ı fücuru mu? Muttakileri mi arttırdılar mücrimleri mi?
ŞİMDİ BAKALIM 15 YILDA MEMLEKETİ NE HALE GETİRMİŞLER.
Alparslan Kuytul Hocaefendi, Dindar nesil söylemi ile gelen AKP döneminde suç oranlarının artmasını istatistiklerle açıkladı;
"Daha evvel fuhuş suçtu. 2014 yılında bu hükümet AB(Avrupa Birliği) istiyor diye yasal hale getirdi.
Allah’ın ne istediği önemli değil AB’nin ne istediği önemli. Ve fuhşu yasal hale getirdiler. Fuhuş artık suç değil. 5237 sayılı ceza kanunun 227. Maddesine göre fuhuş suç olmaktan çıkartıldı.
2002 yılında fuhuştan 2669 kişi hakkında dava açılmış. Bu rakam 2010 yılında 8409. Yaklaşık üç buçuk katı.
Cinsel saldırı ve çocuk istismarları;
2002’ de 16 bin, 2010’da 35 bin 700. 2015 yılının ocak ayı verilerine göre cinsel suçlardan hükümlü ve tutuklu bulunanların sayısı çocuklarda 274 iken bu rakam yetişkinlerde 12 bin 500. Artmış vaziyette.
Müstehcenlik;
2002’de bu suçtan 818 sanık 2010 yılında 2200 sanık. Üç katı neredeyse.
Teşhircilik; yani alenen hayâsızca pislik yapmak. Açıkça zina yani hayâsızca hareketler.
2002’de yalnız 194 kişi 2010 yılında 1097. Beş-beş buçuk katı.
Hırsızlık;
Bazılarının 2002 si yok. 2013’te 447 bin. Ve bu hırsızların yüzde 80’e yakını 20 yaşın altında çocuklar. Hırsızlıktan dolayı 33 bin 600 kişi tutuklu. Hepinizde biliyorsunuz ki aslında hırsızlar tutuklanmıyor bile hepsi bırakılıyor. Bu, buna rağmen tutuklanmış olanlar. Yani hırsızların özellikle yaşı küçük olanlar hepsi zaten bırakılıyor. Ceza verilenlere de çok az bir ceza veriliyor. Polisler hırsızlardan yılmış usanmışlar hırsızı dövün bırakın gidin diyorlar. Bize getirmeyin çünkü biz bir şey yapmıyoruz. Savcıya götüreceğiz savcı da serbest bırakacak besbelli. Kendi işinizi kendiniz görün diyen bir sürü polis. Bakın buna rağmen 33 bin 600 kişi tutuklu.
Esrar yakalanmalarında son 5 yılda iki buçuk katı artış olmuş.
Öğrencilerin yüzde 27’si bir çeşit sigara kullanıyor. Yüzde 20’si alkollü içki kullanıyor. Öğrenci bunlar, lise talebesi içki içiyor. Beş talebeden bir tanesi içki içiyor.
Yolsuzluk;
Yolsuzlukta Türkiye OECD ülkeleri arasında Meksika’dan sonra ikinci. Yolsuzlukta üzerimize yok. Dereceye girmişiz dünyada.
Boşanma;
2004 yılında 615 bin evlilik 91 bin boşanma.
2015’te 131 bin boşanma.
Kadına şiddet;
Son yedi yılda 14 kat artmış. Yani 100 binse 1 milyon 400 bin olmuş. Yüksek bir artış.
Ekonomi açısından en çok kazananlar kimler? Bankalar ve milyarderlerin sayısı artmış.
Zenginler memleketin yüzde biri ama yaklaşık yüzde kırkını yiyorlar. 2002’de yüzde 39,4’ünü yiyorlarmış. 2014 yılında yüzde 54,3’üçünü yemeye başlamışlar. Yani zenginler daha zengin olmuşlar. Toplam servetten daha fazla almaya başlamışlar. Yüzde 99’luk kesim tam tersi. 2002 yılında daha fazla alıyorlar toplam servetten. Yüzde 60 yani. Yüzde 45’ e düşmüş. Yani 15 yıl içerisinde zenginleri daha zengin fakirleri daha fakir. 2002/2014 bu zenginlerin yüzde 1’lik kesimin toplam servetten çaldığı, yediği miktarı arttıran bir dönem. Ama her şey çok güzel gibi konuşuyorlar.
Hatay’ı yabancılara satmışız.
Tapu kadastro genel müdürlüğünün verdiği bilgiye göre Hatay’da 3 milyon 722 bin metrekare arsayı yabancılara satmışlar. Hatay’ı satmışlar. Yaklaşık 4 bin dönümlük bir tarla düşünün. Neredeyse Hatay kalmamış Hatay’ı yabancılara satmışız.
Adli vakalar;
2002’de suç oranı 295 bin, 2013’te 3 milyon 285 bin. 11 kat çoğalmış.
Hapishanelerdeki mahkûm sayısı;
2002’de 59 bin 400 2016’da 220 bin. 105 tane daha cezaevi yapmışlar. Eski cezaevlerine 34 tane ek yapmışlar. 2002’de 900 kadın 350 kadar çocuk hapishanede. 2016’da 5630 kadın 784 çocuk hapishanede.
Sahtecilikten 7 bin, yaralamadan 18 bin 700 dolandırıcılıktan 4 bin 400, yağma ve gasptan 18 bin 500 kişi içeri atılmış.
Bütün suçlar çoğalıyor.
Domuz eti,
Canlı hayvan ticareti yapan satıcıların çalışma ve denetlenmesi ile ilgili usul ve esaslar yönetmeliği çıkartılmış. Avrupa’ya uyum yasaları çerçevesinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından çıkarılan bu yönetmelik ile domuz kasaplık hayvanlar sınıfına sokulmuş.
Dindar nesil yetiştirenler bu memlekette domuzun kasaplık hayvanlar sınıfına girmesini Demirel, Ecevit bile yapmadı.
Depresyon;
Dört kişiden biri depresyonda ilaç kullanıyor. 2008’de 16 milyon 537 bin. 2002 yok. 2012’de 26 milyon. 2016 yok. Bulamıyorsun vermiyorlar. Depresyonda olan insan sayısı 10 milyon çoğalmış.
Kasten adam öldürmeden mahkûm olan;
2003 yılında 9 bin, 2015’te 27 bin. Üç katı.
Alkol tüketimi 4 katına çıkmış.
Üretim de değil tüketim. 10 sene evvel içkiye başlama yaşı 15-16. Bu 11 yaşına düşmüş.
İdareciler kanunla iş yapacaklarını sanıyorlar. Cemaatlere gerek yok biz kanunla ya da diyanetle toplumu düzeltiriz diyorlar. Neden düzeltmediniz? Diyanet bu kadar büyük imkanlarına rağmen neden bunları değiştiremedi? Birde bu cemaatler olmasa sen gör çok daha fazla kötü olaylar olacak.
İçki tüketimi 4 kat artmış. İçkiye başlama yaşı 11 yaşına düşmüş.
İntihar edenler 2002’de; 2.bin 300 kişi
2015’te; 3.bin 200 kişi. 900 kişi artmış. 2016’yı da bilmiyoruz.
On yılda 25 bin den fazla kişi intihar etmiş.
Verdiği rakamları bir başka istatistiklerle tekrar eden Hocaefendi,
ALKOL
2003’de toplam tüketilen 505.474.070 litre
2015: 1 milyar 41 milyon litre başka bazı kaynaklarda 2 milyar diyor. Kaynaklar arasında da fark var.
UYUŞTURUCU
2007’de: 38.061 bin
2013’te: 258.441 bin
GENELEV-ZİNA
2004: Hayat kadını sayısı: 100.000
2014: Hayat kadını sayısı: 300.000
10 yılda 200.00 bin kadın fuhuşa sevk edilmiş.
Devlet toplumun babasıdır değil mi? Bu nasıl baba kendi çocuklarını kızlarını mafyalardan koruyamayan bir baba. Ve tam emin değilim ama duyduğuma göre devler fahişelik yapanlara maaş veriyormuş. Sen devletsin yeri geldiği zaman tankla topla mahallelere girmeyi biliyorsun. Sen mafyaları mı temizleyemiyorsun. Şuan da herhâlde daha fazladır. Bakın devlet hiçbir önlem almıyor her gün sayısı çoğalıyor.
BOŞANMA
2004: 91 bin 22
2015: 131 bin 680
İNTİHAR
2002: 2 bin 301 kişi
2015: 3 bin 211 kişi
DEPRESYON
2012: 2 milyon 100 bin
2015: 3 milyon 260 bin Türkiye nüfusunun 4.4'ü
İŞSİZLİK ORANI
2002: 2 milyon 636 bin
2016: 3 milyon 715 bin
1 milyon 100 kişi daha işsiz kalmış.
TERÖR
2002 yılında: 14 kişi
2016: bir yılda, 594 sivil, 551 asker ve 311 polis yaşamını yitirdi. Yani terör olaylarında kaybettiğimiz kişi toplam 1456
MAHKÛM SAYISI
2002: 59 bin 400 tutuklu ve hükümlü sayısı
2015: 220 bin
Şimdi bunlar bide gelmişler cemaatlere gerek yok biz her şeyi yaparız. Biz devlet eliyle diyanet eliyle her şeyi yapacağız öğreteceğiz diyorlar. Diyanet mensupları yapamaz. Bu fedakârlık ister. Tek tek insanlarla ilgilenmeyi gerektirir. Bu camide ki imamın işi değil. O yapıyorsa yine yapsın oda yapsın bizde yapalım. Cemaatleri bitirmek için diyanet yapacak diyorlar. Yalan söylüyorlar! Cemaatleri bitirmek için bunu söylüyorlar. Eğer diyaneti güçlendirmeseler, diyanet yapacak demeseler, bari cemaatler yapsın onlara karışmayın derler. Şimdilik diyanetle yapacağız diyorlar. Cemaatleri bitirdikten sonra diyaneti de zayıflatacaklar. Milli eğitim zaten böyle bir şey yapmaz.
Şimdi diyanet kendisinin güçlendirilmesinden memnun olmasın. Cemaatler bittiğin de sıra diyanete gelecek. Diyanet başkanı kabul etmezse başkasını getirecekler. Kuran kursularını da diğer faaliyetlerini de bitirecekler.
Dindar nesil getirdiniz öyle mi? Maşallah sonuçlar meydanda!
Dindar nesli böyle mi meydana getirecektiniz. Şimdi birde 15 Temmuz bahanesiyle herkese zulüm yapılıyor. Herkes susturulmaya çalışılıyor.