Alparslan Kuytul Hocaefendi’den Gündeme Dair Analizler - 1

Eklenme Tarihi: 01 Oca 2018
5 dk okuma süresi
Alparslan Kuytul Hocaefendi
Yazarın Tüm Yazılarını Gör

Alparslan Kuytul Hocaefendi her Cuma olduğu gibi 15 Aralık 2017 tarihinde yapmış olduğu tefsir dersi sonrasında kendisine yöneltilen soruları cevaplandırdı. “İİT’nin Kudüs kararı” hakkında sorulan “İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, ‘Doğu Kudüs Filistin’in başkentidir’ demesini nasıl değerlendirirsiniz?” sorusunu şu şekilde değerlendirdi.

DOĞU KUDÜS’TE BÜYÜKELÇİLİK AÇACAKLAR MI?

Öncelikle şunu belirteyim; ben bir Müslüman olarak hükümetin bu meseleye sahip çıkmasına memnun olurum. Daha önce de yine Filistin’e sahip çıkmaya çalıştılar ama son birkaç yıldır Filistin’i kendi haline bırakmışlardı. Şimdi birtakım sebeplerden dolayı tekrardan Filistin’i hatırladılar. İslam İşbirliği Teşkilatı’nı toplamaları siyasi açıdan ve dünyadaki tesirleri açısından çok büyük bir şey ifade etmese de yine de faydalıdır. Sessiz kalınsaydı, mitingler yapılmasaydı, hükümet de bu adımı atmasaydı daha kötü olurdu. En azından bu konu dünya Müslümanlarının gündemine gelmiş oldu. Burada yapılan mitinglerin de Filistinlilere moral verdiğini, mücadele azimlerini arttırdığını biliyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatına üye ülkeler oybirliği ile Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti olarak kabul ettiler ama bakalım Doğu Kudüs’te büyükelçilik açacaklar mı? İnşallah olur ama hiç zannetmiyorum.

Bu olanlar Filistin’in daha çok ülke tarafından tanınmasına ve orada büyükelçilik açmalarına vesile olabilir. Böyle bir gelişme Trump’ı da İsrail’i de pişman eder. Çünkü artık İsrail 1929’da ve 1942’de söylediği gibi iki uluslu devlete bile razı değil. Biz de haklı olarak İsrail’e razı değiliz. Çünkü Filistin’in tamamı Müslümanlarındır.

Alınan kararın yeterli olmadığı hatta yanlış olduğu açık olsa da ABD ve İsrail’i zor duruma düşürmesi açısından bu kararı önemsiyorum. Ama bir taraftan da korkularımız var. Hatırlayın bu hükümet daha evvel de İsrail’e “işgalci, katil, terörist” demişti fakat sonra da “İsrail dostumuzdur” dedi. Şimdi yine “katil, işgalci, terörist” diyorlar ama bir süre sonra tekrar “İsrail dostumuzdur” demeyeceklerinden emin değilim. Çünkü bu hükümetin U dönüşleri artık meşhur oldu. Birçok meselede U dönüşü yaptılar. Artık U değil S dönüşleri yapılıyor ve bu S devam edip gidiyor.

Evet, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin toplantısı bir yönüyle iyi olmuştur ama diğer taraftan da çok kötü oldu. Çünkü “Filistin’in başkenti Kudüs’tür” diyemediler. Doğu Kudüs’tür diyebildiler. Filistin’in başkenti Doğu Kudüs’tür demek, Batı Kudüs’ü İsrail’e bırakmaktır. Başka bir ifadeyle, “İsrail’in başkenti de Batı Kudüs’tür” demektir. Biz bunu kabul edemeyiz. Ankara’nın yarısını başkalarına verseler hiç kabul eder miyiz?

TÜRKİYE’NİN BU TAVRI NE KADAR GERÇEKÇİ?

Türkiye Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesine, büyükelçiliğin oraya taşınmasına tepki gösteriyor ancak Türkiye’nin bu tavrı ne kadar gerçekçi, ne kadar dürüst? Yoksa aldatılıyor muyuz? İnternette bu konu ile ilgili araştırma yapıldığı zaman 5 sene önce Türkiye’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan ettiği görülüyor.

Devletin televizyonu olan TRT’deki bir çocuk yarışmasında, çocuklara “Kudüs nerenin başkentidir?” sorusu soruluyor ve çocukların “İsrail” cevabına ise “doğru” deniyor. TRT’de “İsrail’in başkenti Kudüs’te” şeklinde altyazı çıktı. Yine Mavi Marmara ile ilgili yapılan anlaşmanın sonunda “Ankara ve Kudüs’te imzalanmıştır” deniliyor. Evet, Ankara ve Kudüs arasında denmiyor ama yine de bunu ilk duyduğunuzda ne anlıyorsunuz? Başkent Ankara’ya mukabil başkent Kudüs anlaşılmıyor mu?

Ayrıca Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde 2015 yılına kadar ‘İsrail’in başkenti Kudüs’ yazıyormuş. Farkında mıydınız bilmiyorum ama ben de yeni öğrendim. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı resmi internet sayfasında, İsrail künye bilgilerinde 1 Eylül 2012 tarihinde başkent olarak Kudüs yazıyor. 12 Mart 2015 tarihine kadar böyle yazmaya devam ediyor. Bu tarihten sonra siliniyor. Şu anda Dışişleri Bakanlığı’nın internet sayfasında İsrail’in başkenti bölümünde herhangi bir şehrin ismi yazmıyor.

Dışişleri bakanlığının resmî sitesinde en az 2.5 yıl Kudüs İsrail’in başkenti olarak kabul edildiği halde şimdi Türkiye buna baştan itibaren karşı gelmiş gibi konuşuyorlar. Tribünlere konuşuluyor. Bunların ortaya çıkacağını hiç hesaba katmıyorlar mı? Şimdi nasılsa Amerika ile ara bozuldu, biz de bir şeyler söyleyelim, puan kazanalım diye mi düşünüyorlar? Bu meselede İsrail ve ABD’ye karşı gösterilen her türlü tepkinin sonuna kadar arkasındayım ama sadece puan kazanmak için yapılması doğru olamaz. Siz Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın resmî sitesinde 12 Mart 2015’e kadar İsrail’in başkenti olarak Kudüs yazıp şimdi hangi yüzle Kudüs’ü savunuyorsunuz?

BU KARAR DOĞRU BİR KARAR DEĞİL

1948 yılında İsrail bağımsızlığını ilan etti ve Arap-İsrail Savaşları başladı. Savaştan önce Birleşmiş Milletler haksızca bir karar alarak Filistin topraklarının yüzde 56’sını Yahudilere, yüzde 44’ünü ise Filistinlilere vermiş idi. Savaşın sonunda Filistin topraklarının, yüzde 78’i Yahudilerin eline geçti ve Filistin topraklarının sadece yüzde 22’lik kısmı Müslümanların elinde kaldı. Bundan sonra Kudüs’ün doğusu özel statü kapsamında Ürdün’ün kontrolüne verildi. Bu bölünme “1967 Savaşı öncesi sınırları” olarak bilinmektedir. Batı Kudüs ise henüz 1950’de İsrail’in başkenti olarak ilan edilmişti. İsrail, 5 Haziran 1967’de Doğu Kudüs’ü işgal etti. 1980’de İsrail Meclisi kabul ettiği bir yasayla Kudüs’ü doğusuyla batısıyla İsrail’in “birleşik başkenti ilan etti. Bugün İİT’nin almış olduğu bu karar 1950 yılında İsrail’in aldığı karardır. O halde bu toplantı neye yaradı? Evet, bu konu gündeme geldi ama güzel bir sonuç çıkmış sayılmaz. Zaten Müslümanlar bunu kabul etseydiler 67 yıldır problem olmazdı. İntifada devam ediyor çünkü istedikleri sonuç bu değil. İstediğimiz karar bu değildi, dağ fare doğurdu. “Kudüs Müslümanlarındır” demeniz gerekmiyor muydu?

Amerika’dan “Büyükelçiliğin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınması Trump dönemine yetişmez” açıklaması yapıldı. Trump’ın daha 3 senesi var. İsteseler o binayı 3 ayda bitirirler. Besbelli ki gelen tepkilerden dolayı meseleyi uzatacaklar. İslam âleminde uyanışa vesile olmasından korkuyorlar.

İnşallah ilerisi iyi olur. Müslümanların uyanışına, İslam âleminde İsrail ve Amerika hayranı gafillerin azalmasına, halkların uyanışına vesile olur. Yoksa bu karar bu haliyle kabul edilemez. Ama Amerika’ya ve İsrail’e karşı tepkiye vesile olması açısından hayırlı olmuştur.