Alparslan Kuytul Hocaefendi’den Hayrettin Karaman Hoca’nın Evet Oyu Kullanmayı Farz Görmesine Cevap!

Alparslan Kuytul Hocaefendi dün akşam gerçekleştirdiği tefsir dersinin ardından kendisine yöneltilen “Hayrettin Karaman’ın evet oyu kullanmayı farzın kendisiyle tamamlandığı şey farzdır kaidesine göre farz görmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” Sorusuna “Ben hükümeti bir meselede tenkit ettiğim zaman hocalar siyasete ne karışıyor diyorlar. Bana o lafı söyleyenler şimdi Hayrettin Karaman'a neden bir şey demiyorlar.” Dedi.

Eklenme Tarihi: 15 Nis 2017
6 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Alparslan Kuytul Hocaefendi’den Hayrettin Karaman Hoca’nın Evet Oyu Kullanmayı Farz Görmesine Cevap!

Alparslan Kuytul Hocaefendi dün akşam gerçekleştirdiği tefsir dersinin ardından kendisine yöneltilen “Hayrettin Karaman’ın evet oyu kullanmayı farzın kendisiyle tamamlandığı şey farzdır kaidesine göre farz görmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” Sorusuna “Farzın kendisiyle tamamlandığı şey farzdır kaidesini olur olmaz kullanıp da lütfen dini böyle şeylere alet etmeyelim. Ben hükümeti bir meselede tenkit ettiğim zaman hocalar siyasete ne karışıyor diyorlar. Bana o lafı söyleyenler şimdi Hayrettin Karaman'a neden bir şey demiyorlar.” Dedi.

Hocaefendi, Hayrettin Karaman (Allah selamet versin) hareket adamı değildir. O yüzden hareketin maslahatlarını da anlayamaz. Kendince evet oyunun çıkmasının Müslümanların hayrına olacağını düşünüyor olabilir. Ama hareket adamı değil ki hareketin menfaatleri maslahatları neyi gerektiriyor anlasın. Masa başında hareketin maslahatının ne olduğu anlaşılamaz. Dedi.

Alparslan Kuytul Hocaefendi kimlerin fetvasına itibar edilmesi gerekildiğini açıkladı.

“Elbette ki ilim birinci şart. Ama ilim yetmez. Ayrıca cesaret lazım. Cesur olmayanların fetvasına itibar edilemez. Basiret lazım. Basiret sahibi olmayanların fetvasına itibar edilemez. Hareket lazım. Hareket adamı olmayanların fetvasına itibar edilemez. Hikmet lazım. Hikmet sahibi olmayanların fetvasına itibar edilemez. Çile çekmeyenin hikmeti de olmaz. Muhalif olması lazım. Muhalefet edemeyenlerin fetvasına itibar edilemez.

Bunlara sahip olmayanlar yalnızca ilim sahibi olanlar namaz abdest gibi konularda konuşabilirler. Ama o sıfatları gerektiren meselelerde davayla ilgili hareketle ilgili cesaret gerektiren, muhalefet gerektiren, hareket gerektiren, basiret gerektiren meselelerde sadece ilim sahibi kimselerin fetvalarına itibar edilemez.”

BAKIŞTA BİR PROBLEM VAR!

Biz ne evetciyiz ne hayırcıyız. Evet-hayır meselesi için söylemiyorum. Bakışta bir problem var. Farzın kendisiyle tamamlandığı şey farz olur. Mesela, namaz farzdır. Namazı kılabilmek için abdest lazım. Bu durumda abdestte farz olur gibi. Doğrudur böyle bir kaide var. Ama kaide nerde kullanılıyor? Bırak kaideyi ayet bile olsa kullanıldığı yer önemli. Doğru anlayıp, doğru yerde kullanmak lazımdır.” Dedi

HÜKÜMETİN HEDEFİ İSLAM MEDENİYETİ FALAN DEĞİL!

Hocaefendi, Bir kere evet denildiği zaman şunu kasdetmek istiyor. Üstü kapalı söylüyor. Anlıyorum ne demek istediğini, Müslümanların İslam'ı hâkim kılabilmeleri için İslam devletinin kurulabilmesi için böyle bir aşama gerekli. Bu aşamadan sonra diğer aşamaya ve en son hedefe varılacak demek istiyor. O son nokta yani İslam’ın hâkimiyeti İslam medeniyetinin kurulması farz ise oraya doğru götüren şeyde farz olur demek istiyor. Yani demek istiyor ki; bu hükümetin hedefi sonuçta İslam medeniyeti. Bunun yol da buradan geçiyor. Bir kere hükümetin hedefi İslam medeniyeti falan değil. Bunu açıkça kaç defa söylediler. ‘Hilâfet diye bir derdimiz yok. Böyle bir hedefimizde yok.’ Ayrıca laikliği de tavsiye ettiler. Kim ona laikliği tavsiye et dedi kafasına silah dayadı. Laiklikle İslam medeniyeti kurulamayacağına göre demek ki son nokta laik ama ılımlı laik bir devlet sistemi. İslam medeniyeti düşünülmüyor. Katı olmayan bir laiklik, despot olmayan bir laiklik düşünülüyor. Yani laik ama haramlarda olacak camilerde olacak. Hepsi bir arada olacak. Yani İslam medeniyeti değil. Dolayısıyla oraya doğru gidiyorlar. İslam medeniyeti kuramaya doğru gitmiyorlar ki buda ilk aşamaları olarak kabul edilebilsin. Sonra öyle bir hedef olsa bile kalbinin bir yerinde. Ki kalpleri bilemeyiz. Görünen de değil. Laikliği tavsiye ettiğine göre öyle bir niyet yok. Öyle bir niyet olduğuna inananlar öyle inanmak isteyenler.”dedi.

Konuşmalarına sorular sorarak devam eden Hocaefendi;

“Peki, evetle İslam Medeniyetine gidileceğinin garantisi var mı?

Zaten şu anda Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı gibi mi davranıyor?

Zaten başkan gibi davranmıyor mu?

Hiçbir devlette başkanın da bu kadar yetkisi yok. Cumhurbaşkanının şu anda parlamento da elinde, hükümet de elinde. Zaten Cumhurbaşkanının sahip olması gereken yetkilerden çok daha fazla yetkiye sahip. Başkanın da üzerinde yetkilere sahip. O halde başkan olunca ne değişecek. Zaten şu anda başkandan da fazla başkan.

15 YILDIR TEK BAŞINA İKTİDARDA BİR TANE HARAMI KALDIRMAMIŞ.

Azaltmamış çoğaltmış. İçkisi de, kumarı da, faizi de, zinası da, kadına şiddeti de hepsi de çoğalmış. Terörü de, uyuşturucusu da, intiharı da, boşanması da, hepsi çoğalmış. Şimdiye kadar zerre mesafe almamış. Daha da kötüye gitmiş.

Bundan sonra başkan olunca mı o hedefe varılacak?

Bunu düşünmek nasıl mümkün olabilir yani? Kendilerini kandırıyorlar. Bunlar böyle olmasını istiyorlar temenni ediyorlar. Neden bu kadar çok temenni ediyorlar inanmak istiyorlar? Kendilerinden sorumluluk kalksın diye. Hükümet yapacak böylece biz yapmasak da olur. Biz dört yılda bir oy verelim tamam. Dört yılda beş yılda bir oy ver gerisini onlar halledecekler. Böylece sorumluluktan kurtuluyor Müslümanlar. Mücadele etmelerine gerek kalmıyor. Onların işi bir tek oy vermek oluyor. Böyle inanmak istemeleri bu yüzden. Bu bu yolla olacak, İnşallah maşallah olacak. Olmayacağı meydanda olacağına inanmak istiyor. Neden? O zaman yükten kurtuluyor. Sorumluluktan kurtuluyor. Mücadeleden kurtuluyor. "Onlar yapacak, İnşallah olacak". Hep böyle. Kendisi rahat rahat yaşamaya devam edebilir dolayısıyla” dedi.

BEN HÜKÜMETİ BİR MESELEDE TENKİT ETTİĞİM ZAMAN HOCALAR SİYASETE NE KARIŞIYOR DİYORLAR.

Hocaefendi, kendisine sürekli siyasete karışma diyen AKP’lilere seslenerek neden Hayrettin Karaman’a ses çıkarmadıklarını sordu ve dini böyle şeylere alet etmemeleri gerektiğini ifade etti.

“Farzın kendisiyle tamamlandığı şey farzdır kaidesini böyle olur olmaz kullanıp da lütfen dini böyle şeylere alet etmeyelim. Ben hükümeti bir meselede tenkit ettiğim zaman hocalar siyasete ne karışıyor diyorlar. Bana o lafı söyleyenler şimdi Hayrettin Karaman'a neden bir şey demiyorlar. Bak o da karışıyor. Evet için fetva veriyor. Hoca sen hocasın karışma siyasete neden demiyor AKP'liler? Bana hocam sen hocasın ne karışıyorsun siyasete diyenler o da hoca ona neden demiyorlar? Çünkü hükümeti destekleyici bir şey konuşuyor. Bende hükümeti destekleyici konuşsam beni de başında gezdirirdi bunlar. Onların lehinde konuşursan iyisin. Tenkit edersen kötüsün.” dedi

Hayrettin Karaman hocaya bir talebesi olarak benim âcizane tavsiyem;

Hocam sen daha evvel Fethullah Gülen'i de böyle övüyor göklere çıkarıyordun. Onun Türkçe olimpiyatlarına gidiyordun. Fetva veriyordun. Kızlar çıkıyordu şarkı söylüyordu. Emel Sayın çıkıyordu şarkı söylüyordu. Onlara sessiz kalıyordun. Onlarında hizmetlerinin çok büyük işler başaracaklarını söylüyordun. Destekliyordun. O zamanda onlara fetva veriyordun. Halinle, konuşmalarınla, katılmanla destek veriyordun. Şimdi onların aleyhinde konuşuyorsunuz. Her lafı söylüyorsunuz. Eğer bu tavrınız doğruysa demek ki önceki yanlışmış. Demek ki göremiyorsunuz. İyisi mi bu konularda konuşmayın. Çünkü hareket insanı olmayanlar hareketin maslahatlarını anlayamazlar.

İslami hareketin en büyük maslahatı nedir?

İslami hareketi yükseltecek olan nedir?

Peygamberi metod ve stratejidir. Farzın kendisiyle tamamlandığı şey farz tamam anladık. Farz olan İslam'ın hâkimiyeti. İslam'ın hâkimiyetini sağlayacak olanda peygamberi metod ve strateji. Başka metod ve stratejilerin sonu hüsran. Yıllar kaybediyoruz. Paralar boşa gidiyor. Yorgunluklar boşa gidiyor. İslam'ın hâkim olması için peygamberi metod ve strateji gerekiyor.

Neden bunu savunmuyorsunuz?

Mademki bu kaideyi kullanıyorsunuz. Bende aynı kaideyi tekrar size hatırlatıyorum. Bu kaideyi burda kullanın. Bir farzın yapılabilmesi için gerekenler de farzdır. Evet kaide doğru. İslam'ın hâkim olabilmesi için peygamberi metod ve strateji lazımdır. Ve parti metodu peygamberi bir metod değildir. Hiçbir peygamber yalan söylemedi. Hiçbir peygamber onlardan gibi görünmedi. Hiçbir peygamber onların dinlerine ideolojilerine yemin etmedi. Bende sizdenim demedi. Bugün peygamberimiz olsa acaba o yemini yapar mı? Bu tavizleri verir mi? Hükümetin yaptıklarını peygamberimiz olsa yapar mı?

Bu yol peygamberi bir yol değil. Siz peygamberi olmayan bir metodu ve stratejiyi peygamberi medeniyetin kurulması için yol olarak görüyorsunuz. Hâlbuki o yol, yol değildir. Bu dini gönderen Allah bu dinin nasıl zafere ulaşacağını da göndermiştir. Bunu bize bırakmamıştır.