504 gündür delilsiz mesnetsiz bir şekilde Bolu cezaevinde tutulan Alparslan Kuytul Hocanın cuma günü ailesiyle yaptığı 10 dakikalık telefonla görüşme hakkı süresiz engellendi. Her hafta Semra Kuytul'un sosyal medyada paylaştığı ve binlerce kişi tarafından heyecanla beklenen ses kayıtları için geçtiğimiz hafta Alparslan Hocadan savunması istenmişti. Cezaevinden yapılan görüşmenin internet ortamında yayımlanmasına dair herhangi bir yasaklama söz konusu olmamasına rağmen Alparslan Hocadan savunmasının istenmesi ise sert tepkilere neden olmuştu. Bu hafta ise Alpaslan Hocanın ailesiyle yapacağı görüşmelerin skandal bir gerekçe ile süresiz engellediği öğrenildi. Bu garabeti sosyal medya hesabından duyuran Eşi Semra Kuytul, avukatlarının cezaevi müdüriyetiyle görüşmesi sonucunda skandal engelleme arkasındaki gerekçeyi(!) kamoyuyla paylaştı. Hocahanım, Alparslan Hoca'nın ailesiyle yaptığı telefon görüşmelerinin "telefonla talimat gönderdiği" iddiasıyla süresiz bir şekilde engellendiğini duyurdu. Alparslan Hoca, geçen haftaki görüşmesinde eşiyle, arkadaşlarının iyi bir islam davetçisi olmaları takdirinde kurban keseceği şeklinde mutluluğunu paylaşmıştı. Bolu F Tipi cezaevi müdürlüğü ise bu ifadeleri sebebiyle hakkı olan telefon görüşmelerini süresiz engelledi. Hocahanım, telefon hakkının tamamen engellenmesine sunulan gerekçeyi eleştirerek İstanbul seçimleri öncesi İmralı cezaevinde mahkum olan Abdullah öcalan'ın mektupla gönderdiği talimata devlet eliyle izin verildiğini hatırlatarak çifte standarta sitem etti. Alparalan Hocanın ailesinin sesini duymasına dahi skandal gerekçelerle engel olunması ise büyük tepki topladı. Semra Kuytul twitter hesabından yaptığı açıklamalar şu şekilde;
Kıymetli eşimden telefon bekliyordum sabahtan beri, şimdi öğrendim ki telefon görüşmesine kısıtlama kararı alınmış.. Halbuki ses kayıtları konusundan birşey çıkmamıştı. Yani savunması kabul edilmişti diye biliyorum çünkü o konu kendisiyle alakalı bir durum değildi.
Şimdi avukatımız cezaevi ile görüşüyor. Birazdan bu karara sebep olan skandal gerekçeyi sizlerle paylaşırım..
Evet tahmin ettiğim sebepmiş! Gerçekten skandal! Geçen salı Hocaefendi bana "ses kayıtlarının sosyal medyada paylaşımı konusu kapandı, şimdide dışarıya talimat veriyorsun diye savunma ver dediler" demişti. Ben de "ne talimatı" deyince, "kurban keseceğim" dediği konuşmayı söyledi.
Hatırlarsınız, "Arkadaşlarımın iyi bir İslam davetçisi olduğunu duyduğumda kurban keseceğim" demişti. Ben de bu talimat mı dedim. O da "bu talimat değil, talimatı ben vermiyorum ama kimin verdiğini hatta kimin verdirttiğini tüm Türkiye biliyor" diyerek Öcalanın mektubunu söyledi.
Avukat dışında kimsenin giremediği hatta meclis onayı olmadan milletvekilinin bile giremediği cezaevine bir akademisyen MİT ONAYI ile giriyor, evrak çıkışı yasak olduğu halde elden mektup çıkarıp bunu devlet ajansında paylaşıyor ve bu TALİMAT yetkili ağızlardan ikrar ediliyor...
Şimdi cezaevinden bir teröriste talimat verdittiren kim! Bunu sorgulamayanlar, konuyu kapatanlar bizim sevinç ifadesi olan cümlelerimizi talimat addederek cezalandırıyor. HEMDE SÜRESİZ KISITLAMA İLE.. HAZIMSIZLIK MİDELERİNE VURMUŞ! AMA OLSUN İYİ OLDU. ZULÜM DAHADA AŞİKAR OLSUN..
İşte kısıtlama kararının aldığı ses kaydı;