Alparslan Kuytul Hocaefendi, dün akşam canlı yayında gerçekleştirdiği Tefsir Dersi sonrası kendisine yöneltilen soruları cevaplandırdı. Hocaefendi, “İhsan Şenocak'ın görevden alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna verdiği cevapta; “3,5 yıldır söylüyorum, bir proje ile karşı karşıyayız. Bu proje, cemaatleri bitirme projesidir. Cemaatler sessiz kalıp tepki göstermeyince sıra cemaat olmayanlara ve Diyanet’e geldi.” diyerek kendi partilerini korumak için İslam'a vurulan darbelere sessiz kalmamalarını, bunun vebali olduğunu, Allah'tan korkmalarını, partiyi değil İslam'ı düşünmeleri gerektiğini ifade etti.
Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin yaptığı açıklama şu şekilde;
Tevhidi Şuura Sahip Olanlara Sıra Geldi
Bir projenin olduğunu üç buçuk yıldır söylüyorum. Dilimde tüy bitti ama anlatamadım. Cemaatler, hocalar anlamak istemiyor, konuşmaya cesaretleri yok. Bir projeyle karşı karşıyayız. Bu proje; cemaatleri bitirme projesi ama cemaatler sessiz kalıp tepki göstermeyince şimdi sıra cemaat olmayanlara ve diyanete geldi. Tevhidi şuura sahip olan herkese sıra geldi. Çünkü cemaatlere baskı yapıldığında diğer cemaatler seslenmedi, fert olan hocalar cemaatleri savunmadı. Cemaatlere zulmedildi, korku imparatorluğu meydana getirildi. Faaliyetler kısıtlandı ve insanlar sessiz kaldı. Şimdi sıra cemaat olmayanlara geldi.
Partiye Zarar Gelmesin Diyorsunuz Ama İslam'a Zarar Geliyor
Tevhidi kim anlatıyorsa, kim talebe okutuyorsa bundan hoşlanmıyorlar. Bence mesele bu… Bu hususta tepkisini gösterenler diyanete saldırıp duruyorlar. ‘Diyanetten İhanet’ gibi sözler söylüyorlar. Ben, bu kardeşlerimizde hala hakikati ifade edecek cesaret göremiyorum. Hala doğruyu konuşmak istemiyorlar. Ne Diyanet'i, gerçekleri konuşun! Bunu hükümet yapıyor. Neden gerçekleri konuşmuyorsunuz? ‘Partiye zarar gelmesin’ diye düşünüyorsunuz. Anlıyorum ama o size ve İslam'a zarar veriyor. Tüm cemaatlerin faaliyetleri kısıtlanıyor ve siz hala ‘partiye zarar gelmesin’ diyorsunuz. İslam'a gelen zararı düşünmüyorsunuz, partiyi düşünüyorsunuz.
Derin Güç, Hükümeti Tamamen Kontrol Altına Almış, İstediğini Yaptırıyor
Ne Diyanet’i, bunları Diyanet mi yapıyor? Çok iyi biliyorsunuz ki bunu hükümet emrediyor. Hükümet taraftarı, hükümeti öven ve destekleyen hocalara bile sıra geldi. Çünkü arkadaki derin güç hükümeti tamamen kontrol altına almış vaziyette ve istediğini yaptırıyor. Hükümetin açıkları var o derin güç bunu biliyor, dosyaları önüne koyup, ‘dediğimizi yapar mısın yapmaz mısın?’ diye şantaj yapıyor. Dosyaları, kasetleri önüne koyuyorlar ‘erkeksen yapma hadi!’ diyorlar ve hükümet de onların dediklerini yapıyor.
Memlekette İslam’ı Bilen Yeni Bir Neslin Oluşmasını İstemiyorlar
Mesele sadece bir cemaat değil, bütün cemaatlere darbe vuracaklarını o zaman söylemiştim. Hepsini susturuyorlar ve şimdi cemaat olmayanlara da sıra geldi. Diyanet'in kendi yurdu ve binasında ders veren hocalara sıra geldi. Bu hocaların içinden kim biraz şuurluysa, tevhidi bir şuura sahipse, kim talebe okutuyorsa onlardan başladılar. Onlar neticede memlekette İslam’ı bilen yeni bir neslin oluşmasını, Hoca yetişmesini istemiyorlar. Onların istediği, en fazla cami hocası kadar bilgisi olmasıdır. Öyle daha uzun boylu bir ilim tahsil etmelerine gerek yok. İmam Hatip ya da ilahiyat bilgisi seviyesinde yani şuursuz olsun. İlahiyat ve imam hatiplerde şuur verilmediğine, tevhid anlaşılmadığına ve anlatılmadığına göre onların istediği bu kadar. Talebelerine daha fazlasını öğreten hocaları bitirmek istiyorlar.
Davayı Anlamış İnsan Yetişmesini İstemiyorlar
Bence mesele, bu hocaların yapmış olduğu 1-2 konuşma değil. Görüşünü söylemiş olabilir. Bazı konularda farklı düşünmüş olabilir bunda bir şey yok. Bundan dolayı görevden mi alınır? Mesele o değil. Mesele medreseleri kapatmaktır. İslami eğitim yapmaktadırlar biraz daha ilmi seviyesi olan talebeler yetiştirmeye çalışmaktadırlar. Bunun bitirilmesinin vakti gelmiştir. O derin güç, bunu kendisi açısından tehlikeli bulmaktadır. Hoca ve davetçi yetişmesini, daha bilgili, ilahiyattan biraz daha yüksek seviyede ve davayı, tevhidi anlamış insan yetişmesini istemiyorlar. Hadise budur.
Herkes Çok İyi Biliyor ki Talimat Hükümetten Gelmeseydi Bu Olay Böyle Olmazdı
Meseleyi doğru ortaya koymak lazım... “Diyanet böyle yaptı, yok oradaki müftülük böyle etti” sözlerine kimse inanmıyor. Herkes çok iyi biliyor ki, talimat hükümetten gelmeseydi bu olay böyle olmazdı. Bizim konferanslarımız engellendiğinde biz de önce iyi niyetle düşündük. Hatırlarsanız, “Hükümet bunu yapmıyordur” demiştim. Bakanlıktaki bir müsteşardan şüphelenip, “En fazla olsa olsa Spor Bakanı kapalı spor salonlarını bize vermiyor” demiştik. Hükümetten şüphe etmedik iyi niyetle baktık, hüsn-ü zan ettik. Sonra anladık ki, bu talimat tepelerden geliyor. Bakanı da aşan bir şey var. Bunları gördüğümüz için biliyoruz.
Kimse Gerçeği Örtbas Etmeye Çalışmasın
Kıymetli kardeşlerim mesele ne falan örgüt, ne de camia, ne 15 Temmuz, ne Feto ve ne de benim yaptığım tenkitlerdir. Bakın hiç tenkit yapmayan, hükümeti destekleyen ve Diyanet'in yurdunda ders veren talebelerine de belki şuur kazandırmaya çalışan hocalar da susturuluyor. Karşımızdaki güç, bütün İslami faaliyetlerden rahatsız olan bir güç... 1930'lu, 40’lı yıllara döndük. Bu ne diyanetin işi, ne oradaki müftülüğün işidir. Kimse gerçeği örtbas etmeye çalışmasın.
Kimse kendi partisini korumak için İslam'a vurulan darbelere sessiz kalmasın. Bunun vebali var, Allah'tan korksunlar. İslam'ı düşünsünler partiyi değil. Partilerinin iyiliğini istiyorlarsa yine konuşmaları lazım, partilerine yardımcı olmaları için gerçekleri konuşmaları lazım. O zaman parti de bu yanlış yoldan belki dönebilir.
