Alparslan Kuytul Hocaefendi 8 Aralık Cuma günü canlı yayında gerçekleştirdiği Tefsir Dersi sonrası kendisine yöneltilen soruları cevaplandırdı. Hocaefendi, “ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna verdiği cevapta “şimdi Türkiye çok tepki gösteriyor ama asıl gösterilmesi gereken tepkiyi göstermiyorlar. Asıl göstermemiz gereken tepki İsrail’in gayri meşruluğu üzerinde olmalı. Türkiye'nin itirazında bir yanlışlık var doğu Kudüs’ün Müslümanlara ait olması gerektiğini söylüyorlar. Kudüs’ün tamamında Filistin’in tamamı da bizimdir” dedi.
Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin açıklamasının tamamı;
TRUMP NEDEN KUDÜS'Ü İSRAİL'İN BAŞKENTİ TANIDI?
Bu adam zaten daha önce ‘söz verdim’ diyor. Seçim konuşmalarında ‘benden önceki başkanlar sözünü tutmadı ben sözümü tutarım’ diyor. Şimdi öyle diyor da acaba sadece o mu? Yani sözünü tutma hadisesinden ibaret mi? Bana öyle geliyor ki bu sadece o değil. Sadece söz tutma olayı olsaydı iktidara geldiği ilk günde bunu yapabilirdi. Ama daha yeni yaptı. Demek ki konjektörün oluşmasını, uygun hale gelmesini bekledi. Kanaatimce bunun birkaç şeyle alakası var.
Birincisi; bir kere Ortadoğu’da tepki gösterecek mecal kalmadı. Takat kalmadı. Irak bitti. Saddam’ı nükleer silah bahanesiyle bitirdiler. Çünkü Saddam İsrail’e düşmandı. İsrail’in güvenliğini sağlamak için Saddam’ı bitirdiler. Onunla beraber Irak’ı da bitirdiler. Irak’ın bütün gücünü bitirdiler. İsrail’e düşman olan Saddam’dı. Beşşar Esed’di, Suriye de bitirildi. Türkiye tepki gösteriyordu İsrail’e ara sıra. Türkiye’ye de sonunda İsrail’le dostuz dedirttiler mi? Dedirttiler. Libya vardı, Libya’yı da bitirdiler. İsrail’e karşı olan devletler. Zaten Arabistan’ı, Ürdün’ü, Kuveyt’i, Birleşik Arap Emirlikleri’ni, Bahreyn’i falan zaten bunları konuşmaya değmez. Bunlar zaten baştan beri İsrail dostu. O sayede iktidarda kalabilirler çünkü. Diktatörlüklerini başka türlü sürdüremezler. Onun için İsrail dostu oldular. Onlar yıllardan beri öyleler. Bütün bunlar önemli. Trump’ın bu zamanı beklemiş olma sebebi kendisine tepki gösterecek devlet kalmadı. Trump’ın zamanlaması bununla alakalı. Ayrıca belki Türkiye’nin biraz daha tepkisini önceden hesaba katarlardı ama Türkiye ile Amerika şu anda zaten epeyce hasım hale gelmiş durumdalar. Artık Amerika Türkiye’nin görüşünü hesaba katmıyor. Türkiye ne derse desin zaten Amerika artık Türkiye’nin bakışını dikkate almıyor. Zaten hükümeti devirmeyi kafaya koymuşlar. Bu hükümetle yürümez diye düşünüyorlar, artık kararlarını vermişler. Benim 15 Temmuz’dan birkaç ay evvel söylemiştim birkaç defa. Yani 6-7 ay evvel de söylemişim. 3-4 ay evvel de söylemişim 15 gün evvel de söylemişim. Hükümetin kalemi kırılmıştır demiştim hani hatırlarsanız. Bu durum, bu bir süreç. Yani bu bir hükümetin kalemi kırıldığı zaman hemen aynı gün kafasına sıkmazlar yani bu bir süreçtir. Yavaş yavaş. Ve bu durum devam ediyor. O yüzden Amerika artık hükümetin de görüşlerini dikkate almıyor. Türkiye zaten Rusya’ya yaklaşıyor. NATO’dan çıkmanın planlarını da yapıyor. Rusya’dan S-400 füzelerini aldı. Bu normalde NATO devletlerinde olmayan bir silah. Yani olmaması gereken, belki bir iki tanesi almış olabilir ama normalde NATO buna taraftar değil yani.
Türkiye aynı zamanda İran’a yaklaşıyor. Bütün bunlar hepsi Amerika’nın gözünde Türkiye’nin bitmesine sebep oldu. Ve o yüzden şimdi Rıza Zarrab’ı da konuşturuyorlar. Artık hükümeti bitirmek istiyorlar. Böyle bir ortamda Türk devleti ne der onların umurunda değil. Eskiden olsaydı belki biraz daha dikkate alırlardı. Türkiye’nin canı sıkılır bir takım münasebetler bozulur falan. Bunu şimdi yapmayalım zamanını bekleyelim hele derlerdi belki. Zaten ilişkileri bozuk olduğu için, madem öyle o zaman böyle dediler yaptılar. Bunun bir diğer başka bir sebebi de kendi iç siyasetleri olabilir.
İkincisi: Trump zor durumda. Yani kendi istihbarat örgütüyle bile kavgalı. Kendi yardımcılarıyla kavgalı. Medya ile kavgalı. CNN’e bir sürü laf söylüyor her seferinde. Yani kendisini Amerikan halkının büyük bir çoğunluğu sevmiyor şu anda. Oy verenler verdi bir defa amma bir daha seçimi kazanma şansı yok yani. Hatta öyle bir durum var ki Amerikan derin devleti yani 3 yıl 4 yıl daha beklemeye tahammülü yok yani bu adamı bir an evvel götürmek istiyorlar. Çünkü yani dünya devleti Amerika. Kendini öyle görüyor. Ve deli dolu, olgun olmayan bir adam. Hareketleri, davranışları bile şöyle baktığın zaman anormal. Yani böyle bir adamı ki kumarhaneler kralı, adam kumarcının teki yani. Gelmiş Amerika’nın başına. Yani sen ne anlarsın siyasetten, sen ne anlarsın şundan bundan. Şimdi böyle entelektüel bir kimliği olmayan, kumarhaneci bir adam düşünün mesela kumarcılar nasıl insanlardır işte öyle. Aslında halk onu seçti ama Amerika derin devleti de memnun değil, karşısında epeyce bir güç var. Bu adam belki de bu yüzden İsrail’e böyle bir kıyak çekti ki İsrail lobileriyle parasıyla onu desteklesin. İsrail’in nüfusu az ama fakat lobileri çok güçlü. Çok etkili yani. O az nüfusu çok acayip şekilde güzel değerlendiriyorlar. Çok sinsice planlar yapabiliyorlar. Altın onların elinde. Para onların elinde. Dolayısıyla da devletler onların elinde. Trump onlara yaklaşarak kendi içindeki muhaliflere karşı İsrail’i yanına çekmek istiyor olabilir. Kendi muhaliflerini biraz sakinleştirmek istemiş de olabilir. Yani bakın ben işte İsrail’e hiçbir başkanın yapamadığı iyiliği yapıyorum. Ya hala mı beni sevmiyorsunuz? O maksatla yapmış da olabilir. Daha başka bir takım stratejiler de olabilir. Yani tabi kalplerinden geçen nedir tam bilemiyoruz. Mesela şimdi Suudi Arabistan ne yapacak? Kuveyt ne yapacak? Bunlar Amerika’nın uşaklığını yapıyorlar. Amerika’dan bunca silah aldılar. Bunlar şimdi zor duruma düştüler. Yani böyle dans ettikleri, birlikte kılıç dansı yaptıkları Trump, bugün gitti İsrail’in başkenti Kudüs dedi çıktı. Şimdi Arabistan kralı zor duruma düştü. Kendi halkına nasıl açıklayacak bunu? Bunun gibi bir takım başka stratejiler planlamalar da olabilir. Yani Ortadoğu’da yeni bir savaş başlatmak, halklarla devletleri karşı karşıya getirmek. Yeni bir sahte Arap Baharı ya da iç savaşlar başlatmak gibi bir takım karışık planlamalar da olabilir. Ama görünen, yani şartlar uygundu. Trump da zamanı geldi dedi yaptı. Görünen budur.
Daha başka derin planlamalar olabilir.
YAPILMASI GEREKEN ŞEY İSRAİL' İN KÖKÜNE KARŞI GELMEKTİR!
Ama görünen budur. Esasında yani bunu çok büyütmenin bir gereği var mı? Şunu kastediyorum, yani zaten Kudüs ellerinde mi değil mi? Ellerinde. Şimdi adam diyor ki sen beni devlet olarak kabul ettin mi etmedim mi diyor? Ettin. Ben meşru bir devletsem başkentime de kendim karar veririm diyor. Burayı başkenti olarak kabul ediyorum sizin başkentinize karışıyor muyum? Türkiye’nin Başkenti Adana olsun Ankara olsun diyor muyum ben. Sizde benimkine karışmayın diyor. Kendince haklı. Burada Müslümanlar İsrail devletini kabul ederlerse itiraz haklarını kaybederler. Yapmaları gereken şey sadece Kudüs’ün başkent yapılmasına karşı gelmek değil İsrail'in köküne karşı gelmektir. İsrailli tanırlarsa orada büyük elçilik açarlarsa bu konu da konuşma haklarını kaybederler. Çünkü sen onu meşru ve egemen bir devlet olarak kabul ediyorsan o zaman istediği yeri başkent ilan eder sen buna karışamazsın. Ama efendim Kudüs’ün ayrı bir özelliği var. Ama Yahudi diyor ki kardeşim tamam Kudüs ün ayrı bir özelliği var. Ama siz yokken ben vardım burada evet öyle diyor. İsa'dan evvelde Yahudiler vardı. Siz yokken ben vardım diyor, İsa da benden sonra Muhammed de benden sonra diyor. 25000 sene evvel ben vardım diyor. Şimdi 25000 sene evveline gideceksek hiç gitmeye gerek yok 150 sene evveline gitsek zaten dünya bizim. Öyle değil mi? 25000 senesine gitmek olmaz.
İSRAİL'İN KENDİSİ GAYRİ MEŞRUDUR. BAŞKENTİ DEĞİL KENDİSİ DE GAYRİ MEŞRUDUR
İsrail devleti ne zaman kuruldu 48 de daha 70 yıllık devlet nasıl kuruldu? Suni olarak kuruldu oradan buradan toplama ile. Böyle bir devlet var mı? Toplamayla kurulan devlet. Rusya’dan Amerika'dan Yahudileri toplayıp kafileler halinde getirdiler. Filistin’e kafileler halinde geliyorlar. Filistin haritasına bakın, Osmanlı da tamamı Müslümanlarındır şimdi ki haritaya bakın neredeyse onların olmuş vaziyette. Hâlbuki nüfusları ne kadar aslında onlar orada yollardı. Bizim aslında tepki göstermemiz gereken husus sadece Kudüs'ün Başkent olma meselesi olmamalı. İsrail'in kendisi gayri meşrudur. Başkenti değil kendisi de gayri meşrudur. Toplamayla orada suni bir devlet oluşturulmuştur. Böyle ikinci bir devlet örneği gösteremezsiniz. Her millet kendi topraklarında devletini kurmuştur. İsrail'in böyle bir toprağı yoktur. Osmanlı yıkıldı ama burada yaşayanlar Türkiye kurdular. Suriye’de kim yaşıyordu onlar orada Suriye’yi kurdular. Oradan buradan toplamayla kurulan devlet yok bir tek İsrail böyle. Böyle bir şey olamaz.
TÜRKİYE'NİN İTİRAZINDA BİR YANLIŞLIK VAR
Şimdi Türkiye çok tepki gösteriyor ama asıl gösterilmesi gereken tepkiyi göstermiyorlar. Asıl göstermemiz gereken tepki İsrail’in gayri meşruluğu üzerinde olmalı. Bunu devlet yapamayabilir, anlaşmalar şunlar bunlar dünya konjonktür anlıyorum ama halk en azından bunu böyle bilmeli. Tamam devlet konuşsun o onların siyaseti biz parti pırtı değiliz. Biz Müslümanız, Başbakan da değiliz biz açık konuşmalıyız, halk bilinçlenmeli. İsrail gayri meşrudur. Yalnız Kudüs’ün başkent olması değil. Türkiye'nin itirazında bir yanlışlık var doğu Kudüs’ün Müslümanlara ait olması gerektiğini söylüyorlar. Kudüs’ün tamamında Filistin’in tamamı da bizimdir. Batısı da güneyi de kuzeyi de. Ama şartlar meydanda Amerika'nın Avrupa’nın İsrail'e verdiği destek meydan da hatta Rusya'nın. Müslümanlara verileceğine İsrail’e verilmesine taraftar olur yani Rusya’sı da Çin’i de yalnız Avrupa ve Amerika değil. Bunlar gerçek yani o yüzden biz bunu halkımıza öğretelim. Tabi devlet adamları öyle konuşamaz. Ama halk bunu böyle bilmeli. Devlet adamları ne derse desin halk şunu bilecek, Filistin Filistinlilerindir. Filistin Müslümanlarındır. İsrail gayri meşru bir devlettir. Cemaatler hocalar böyle konuşacaklar. Ve madem ki Kudüs bizim kırmızı çizgimizmiş. Hadi bakalım göreceğiz. Madem kırmızı çizgi bu kırmızı çizgi kaç mesele de aşıldı baktık ki hiç de kırmızı değilmiş. Pembe miymiş beyaz mıymış? Bakalım bunda da göreceğiz bu kırmızı çizgi midir beyaz mıdır? Bugüne kadar kaç çizgi aşıldı ve hiç bir tepki de gelmedi. Şimdi kırmızı çizgiyse hakikaten. Biz bu söze karşı değiliz. Ama Müslümanların şu anda böyle konuşmaları ne kadar gerçekçi. Kırmızı çizgi dediğin zaman savaş ilan etmen lazım edecek misin? Etmeyeceksen o zaman niye kırmızı çizgi diyorsun. Daha evvel İsrail’in zulümleri olduğun da sonra bir anda ortaya çıktı ki meğer perde arkasında her türlü anlaşma devam ediyormuş. Hani İsrail’e karşı tepki devam ediyordu.
HEP TÜRİBİNLERE KONUŞULUYOR
Perde arkasında her şey devam ediyor. İsrail de bunu biliyor, kırmızı çizgi derler sonra da anlaşmalar da devam eder. Olan görüşmeler de devam eder. Şimdi Türkiye İsrail’le diplomatik bütün ilişkilerini kesecek mi? Mesela büyükelçisini çekçek mi? En azından mesela ilişkisini konsolosluk düzeyine indirecek mi? Ben sanmıyorum. Mesela İsrail mallarını boykot devlet olarak edecek mi? Mesela kola fabrikasını açmışlardı tekrardan bir rüzgâr estirecekler mi? Kola içmeyin diyebilecekler mi? Kola fabrikasını açtınız daha nasıl bir şey diyebilirsiniz ki? Şimdi nasıl İsrail'i baskı altına almak için kolayı boykot edebilirsiniz ki? Elinizi ayağınızı bağladınız. Coca-Cola açarsan bugün de protesto edemezsin mesela bundan sonra İsrail’le askeri tatbikatlar iptal edilecek mi? Suudi Arabistan Amerika’dan 480 milyarlık silah alacam demişti mesela bu anlaşmayı yırtıp atacak mı? Yani böyle pratik bir şeyler görmemiz lazım kırmızı çizgi diyenler. Gerek Türkiye gerek diğer devletler bunu göstermeliler.. Yüreğimize bir su serpsinler. Büyükelçiyi çağırsınlar bir daha da göndermesinler. Yapılacak çok şeyler var. Amerika bunu yaptı biz de o zaman Ayasofya’yı ibadete açalım, cami yapalım hadi boş laf konuşmasınlar yetkililer yapacağı şeyi konuşmalı tribünlere değil yapacağı şeyi konuşmalı. Bunları yamadıktan sonra kırmızı çizgidir gibi laflar etkili olmayacaktır.