Amazon depolarındaki yoğun emek sömürüsü haberlerini uzun süredir duyuyorduk. Özellikle pandemi döneminde Amazon depolarında işçiler hız baskısı ve ağır iş yükü altında çalıştırıldı. ABD’den Türkiye’ye birçok ülkede Amazon depolarında değişik düzeylerde sendikalaşma çabaları belirdi. Ancak Amazon patronları her yerde sendikalaşmanın önüne geçmek için ya işten atma ya sendikayı karalama ya da tehditle istifaya zorlama yollarına başvurdu. Sendika ve işçi düşmanlığından tanıdığımız Amazon aynı zamanda göçmen işçilere de hem işe alım sürecinde tedarikçi şirketler aracılığıyla hem de işçileri modern köle haline getiren sözleşmelerle zulüm ediyor.
Öyle ki yalan yanlış bilgilerle işçilere vaatlerde bulunarak ve işe alım için yüklü miktarda para talep eden bu şirketler, sözleşmede belirtilen süreden önce işten ayrılan göçmen işçilere ödeyemeyecekleri miktarda para ödeme taahhüdünde bulunmalarını şart koşuyor. Ülkelerinden bin bir umutla ve Amazon’un çalışanı olacağı hayaliye başka ülkelere giden göçmenler gittikleri yerde hapishane koşulları, kelimenin tam anlamıyla sefalet içinde çalıştırılıyor. Üstelik sebepsiz işten çıkarılanlar ya ülkelerine dönebilmek için zaten yoksul olan ailelerine yüksek faiz oranlarıyla kredi çektirerek daha beter şartlara itiliyor ya da intiharı kurtuluş için bir seçenek olarak düşünüyor.
Suudi Arabistan’da Amazon depolarında ölesiye çalıştırılan Nepalli göçmen işçilerin maruz kaldığı kölece çalışma şartları istisna değil neredeyse bir kural hailine gelmiştir. Köleci Amazon depolarındaki gerçekliği gün yüzüne çıkaran gazetecilerin hazırladığı haber şu şekilde:
Momtaj Mansur evine, annesine, kardeşine ve Nepal’in güney ovalarında bulunan otlaklara dönmek istiyordu. Dediğine göre; kendisini Suudi Arabistan’da, işsiz, aç ve borç batağında bir mahkum gibi hissediyordu.
23 yaşındaki genç, 2021 yılında dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Amazon’da çalışmak üzere Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a gelmişti.
Hayalindeki iş yerinde, düşük ücret ve sefalet bulduğunu söylüyor. İki katlı geniş bir depoda koşuşturup Arap yarımadasındaki müşterilerin sipariş ettiği iPhone’ları ve diğer ürünleri alırken Amazon yöneticilerinin kendisini çok yavaş olduğu için azarladığını anlatıyor.
Ardından Mayıs 2022’de kendisinin ve Nepalli iş arkadaşlarının birçoğunun Amazon deposundaki işlerine aniden son verildiğini, evlerinden 2.400 mil uzakta, maaşları ödenmemiş ve ellerinde de çok az erzak kalmış şekilde bırakıldıklarını ekliyor.
Mansur, iş sözleşmelerini elinde tutan ve onları Amazon’da geçici pozisyonlara yerleştiren Suudi işgücü tedarik şirketine şöyle yalvardığını anlatıyor: “Eğer başka iş yoksa, Nepal’e dönmemize izin verin!”
Suudi firma kendisinden korkunç bir seçim yapmasını istiyor: Kendisi için “cehennem gibi” olan bir yerde kalmak ya da sözleşmesi bitmeden ayrıldığı için ceza olarak 1.300 dolar çıkış ücreti ödeyerek Nepal’deki ailesini daha da yoksulluğa itmek.
“Onlara ya bizi öldürün ya da evimize gönderin ama bize bu kadar acı çektirmeyin dedim” diyor.
Momtaj Mansur, Nepal’deki işe alım ajansları ve Suudi Arabistan’daki işgücü tedarik firmaları tarafından kandırılıp sömürüldüklerini ve ardından Amazon’un depolarında ağır koşullar altında acı çektiklerini iddia eden onlarca eski işçiden biri.
Bu kişilerin anlattıkları, büyük Amerikan şirketlerinin, bir kişiyi çalışmaya ya da hizmet vermeye ikna etmek için zor kullanma, baskı altında bırakma ya da dolandırıcılık olarak tanımlanan işçi kaçakçılığı anlamına gelebilecek istihdam uygulamalarından doğrudan ya da dolaylı olarak nasıl kazanç sağladıklarına dair fikir veriyor.
Bu haber için görüşülen 54 Nepalli işçiden 48’i, işe alım görevlilerinin kendilerini istihdam koşulları konusunda yanlış yönlendirdiğini ve doğrudan Amazon için çalışacaklarının vaat ettiklerini belirtiyor. Bu 54 kişinin tamamı, Nepal hükümetinin izin verdiğinden çok daha fazla olan ve Amerikan ve Birleşmiş Milletler standartlarına aykırı olan (yaklaşık 830 ile 2.300 dolar arasında değişen) işe alım ücretlerini ödemeleri gerektiğini söylüyor.
Bu işçiler, Suudi Arabistan’da bulundukları süre boyunca Amazon’un Suudi depolarında doğrudan işe alınanların kazandıklarından çok düşük bir ücret aldıklarını, çünkü işgücü tedarik firmalarının Amazon’un ödediği ücretten büyük kesintiler yaptığını anlatıyorlar.
Bazı işçiler, Amazon’daki işlerinden çıkarıldıktan sonra, işgücü tedarik şirketlerinin, işverenlere yabancı işçilerin hareket özgürlüğünü kontrol etmek için geniş yetkiler veren Suudi yasalarından yararlanarak onlardan daha fazla para koparmaya çalıştığını söylüyor.
Mansur, bu haber için görüşülen ve işgücü tedarik firmalarının işçilere, genellikle birkaç aylık maaşlarına eşit olan çıkış ücretlerini ödemedikleri sürece Nepal’e dönemeyeceklerini söylediğini belirten 20 Nepalli’den biri.
Mevcut işçilerden biri, “Buraya gelmek için zaten para ödedik ve geri dönmek için ek para mı ödememiz gerekiyor?” diyor. “Kendimizi kapana kısılmış hissediyoruz.” diye ekliyor.
Bu haber için yöneltilen sorulara yazılı bir yanıt veren Amazon, Suudi tesislerindeki bazı işçilere kötü muamele yapıldığını kabul etti.
Açıklamada, “Güvenli, sağlıklı ve adil çalışma koşulları sağlamak, faaliyet gösterdiğimiz her ülkede Amazon ile iş yapmanın bir gereğidir ve Suudi Arabistan Krallığı’ndaki bazı sözleşmeli çalışanlarımızın ortaya koyduğumuz standartlara ve hak ettikleri saygınlık ve saygıya uygun muamele görmemelerinden derin endişe duyuyoruz” denildi. “Öne çıkma ve deneyimlerini bildirme konusundaki istekliliklerini takdir ediyoruz.”
Amazon, işe alım ücreti ödeyen işçilerin paralarını geri almalarını sağlayacağını söyledi.
Şirket, “benzer olayların meydana gelmemesini sağlamak ve bölgedeki işçilerin genel standartlarını yükseltmek” için “daha güçlü kontroller uyguladığını” da beyanına ekledi. Ayrıca “üçüncü taraf tedarikçilerimize işe alım, ücretler ve aldatma konularına özel olarak odaklanarak işçi hakları standartları konusunda gelişmiş eğitimler vermek” diye de belirtti.
Kazançlı istihdam kisvesi altında potansiyel işçi kaçakçılığı
Bu haber Guardian US, Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ), NBC News ve Araştırmacı Gazetecilik için Arap Muhabirler tarafından, Asya, Amerika Birleşik Devletleri, Afrika ve Orta Doğu’da insan kaçakçılığı ve emek sömürüsünü inceleyen ortak bir raporlama çalışması olan Trafficking Inc’in bir parçası olarak hazırlandı.
Görüşmelerde işçiler, Amazon’un ve istihdamlarına dahil olan işçi temsilcilerinin haksız uygulamalarına ilişkin benzer açıklamalarda bulundular. Anlatımlarını desteklemek için fotoğraflar, videolar ve pasaportlar, iş sözleşmeleri, uçak biletleri, varış belgeleri, Amazon kimlik kartları, maaş bordroları, çalışma izinleri, tıbbi kayıtlar ve şirket içi sohbet mesajlarının ekran görüntüleri dahil olmak üzere yüzlerce belge sundular. Bazı eski işçiler kayıtlara geçecek şekilde konuştu, ancak mevcut işçiler ve misillemeden korkan bazı eski işçiler isimlerinin kullanılmamasını istedi.
Görüşmelerde, işçilerin kötü çalışma ve yaşam koşullarına maruz bırakılması, hareketlerinin kısıtlanması ve ücretler, çalışma koşulları ve işverenin kimliği hakkında yanlış vaatlerde bulunulması da dahil olmak üzere, ABD yasaları ve BM standartları uyarınca potansiyel işçi kaçakçılığının işaretleri olarak kabul edilen uygulamalar anlatıldı.
Ayrıca BM standartlarına göre; özel işe alım ajanslarının işçilerden asla herhangi bir ücret veya masraf talep etmemesi gerektiğini, işe alım firmalarına ödeme yapmanın işverene ait olması gerektiği öne çıkıyor.
Depo işçilerinin anlattığı uygulamalar, Amazon’un çalışma politikalarını da ihlal ediyor gibi görünüyor. Amazon, 2022 yılında yaptığı bir açıklamada, standartlarının “yerli ve yabancı göçmen işçilerin benzersiz savunmasızlığını tanıdığını” ve “işçilerden işe alım sürecinin hiçbir noktasında işe alım ücreti alınamayacağını açıkça belirttiğini” söyledi.
İnsan hakları grubu Uluslararası Af Örgütü, Guardian’a ve diğer medya ortaklarına Amazon’un Suudi Arabistan’daki operasyonlarında Nepalli işçilere yönelik muameleye ilişkin kendi soruşturmasını yürüttüğünü doğruladı. Af Örgütü, başka bir sivil toplum kuruluşuyla işbirliği yaparak, yüksek işe alım ücretleri ödemeye zorlanmak ve istihdam koşulları hakkında kandırılmak da dahil olmak üzere kötü muameleye maruz kaldıklarını bildiren 22 işçiyle görüştüğünü belirtti.
Af Örgütü’nün Londra merkezli çalışma hakları araştırmacısı Ella Knight, grubun Amazon’u Haziran ayında bu konular hakkında bilgilendirdiğini ve Ağustos ayı bulgularını daha ayrıntılı takip ettiğini söylüyor. Knight, hem Af Örgütü’nün soruşturmasının hem de haber kuruluşlarının ayrı soruşturmasının; Amazon’un daha güçlü kontroller uygulamaya koyma ve işçilere işe alım ücretlerinin geri ödenmesini sağlama taahhüdünde bulunma kararına etki etmesinin muhtemel olduğunu söylüyor.
Nepalli işçilerden bazıları tüm suçu Amazon’a yüklemek istemediklerini söylüyor. Küresel şirkette gerçek bir işle aralarında işçi tedarik şirketleri olmasaydı, durumlarının savunulabilir olabileceğini ifade ediyorlar. Mevcut çalışanlardan biri, şirketin kurucusu ve icra kurulu başkanı Jeff Bezos’un mevcut düzenleme altında acı çektiğini bilmesini istediğini, ancak “doğrudan işe alım olması halinde Amazon’da çalışmak için her yere gitmeye hazır olduğunu” söylüyor.
Dünyanın en zengin üçüncü kişisi olan Bezos, 2021 yılında Amazon’u “Dünya’nın en iyi işvereni” yapma sözü verdi.
Eski bir çalışanın da Bezos’a farklı bir mesajı var: “Emeklerimiz sayesinde bu konumdasınız. Nepal, Filipinler, Hindistan, Bangladeş, Pakistan ve diğer ülkelerden işçilerin ve yardımcıların çabaları olmasaydı bu konumda olamazdınız. Ancak işçilerin endişelerini görmezden geliyorsunuz.”
Bazı işçiler Amazon yetkililerinin Suudi Arabistan’da karşılaştıkları pek çok sorundan haberdar olduğunu söylüyor. İşçiler Amazon depo yöneticilerine ya da insan kaynakları temsilcilerine düşük ya da eksik ücretlerden, kötü barınma koşullarından ve depo işinin zorluğundan şikâyet ettiklerini ifade ediyorlar.
2021’den 2023’e kadar Suudi Arabistan’daki Amazon dağıtım merkezlerinde çalışan Amiri Yadav, “Durumumuz ve çektiğimiz acılar hakkında her şeyi biliyorlar” diyor.
Amazon yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’da “tedarik zinciri denetim sürecimiz ve kendi soruşturmamız standartlarımızın ihlal edildiğini ortaya çıkardı” dedi ve şikayetleri ele almak için harekete geçtiğini söyledi. Şirket, “tesislerimizdeki işçilerin kendilerine nasıl davranıldığıyla ilgili sorunları bildirebilecekleri, 24 saat hizmet veren gizli bir yardım hattı da dahil olmak üzere çok çeşitli yollara sahip olduklarını” ekledi.
Yoksul Nepalliler dünyanın en büyük markalarından birinde çalışmayı umuyor
Amazon 2017 yılında Orta Doğulu online perakende devi Souq.com’u satın alarak Suudi Arabistan’a büyük bir adım attı. Daha sonra Souq.com’un Suudi operasyonlarını Amazon.sa olarak yeniden markalaştırdı ve Pakistan, Hindistan, Bangladeş ve Nepal’den işçiler getirerek işgücünü artırdı. Amazon şu anda Suudi Arabistan’da yaklaşık 1.500 daimi ve mevsimlik işçi çalıştırıyor.
Asya’nın en yoksul ülkelerinden biri olan Nepal, uzun zamandır ulusötesi işçiler için önemli bir kaynak olmuştur. 2010-2011 nüfus sayımında Nepalli hanelerin yarısından fazlası ülke dışında çalışan aile üyelerinden para aldıklarını bildirmiştir. 2021 yılında, yurt dışından gelen işçi dövizleri Nepal’in gayrisafi yurtiçi hasılasının yaklaşık dörtte birini oluşturuyordu.
Mansur yurtdışına gitme zorunluluğu hissetti. Ailesi, amcalarının aileleriyle paylaştıkları bir dönümlük arazinin beşte birinde yetiştirdikleri pirinç, buğday ve bezelye ile birlikte ayda yaklaşık 300 dolar gelirle geçiniyordu.
Birçok Nepalli işçi, yurtdışına giden aile üyelerinden ve komşularından kötü çalışma ve yaşam koşulları hakkında korku hikayeleri duyuyordu. Belirli ülkelere ve işverenlere dikkat etmeleri gerektiğini ve bir işgücü tedarik şirketi için çalışmak yerine doğrudan iş aramaları gerektiğini de biliyorlar. Ancak dünyanın dört bir yanındaki göçmenlik ve işgücü politikaları genellikle onların aleyhine işliyor ve sonunda sömürülüyorlar. Prestijli İngiliz tıp dergisi BMJ’de 2017 yılında yayınlanan bir ankette, ülke dışında çalışan Nepalli erkeklerin çoğu “göç sürecinin her aşamasında sömürüye maruz kaldıklarını” belirtmiştir. Yarısı, aldatıcı işe alım uygulamalarının hedefi olduklarını bildiriyor.
Şu anda Suudi Arabistan’daki bir Amazon deposunda çalışan Nepalli bir işçi, “Herkes yabancı istihdamında tuzağa düşüyor,” diyor. “Ne kadar zeki olursanız olun, sonunda kandırılıyorsunuz.” diye ekliyor.
Bu koşullar göçmen işçileri kasvetli hesaplar yapmaya zorluyor – en iyi iniş noktasını değil, en az kötü olanı, geçişe ve zahmete değecek kadar ücret kazanabilecekleri yeri arıyorlar.
Katmandu merkezli Nepalli bir işe alım firması olan Rove International’dan bir temsilci ona Amazon’da iş bulabileceğini söylediğinde Mansur biraz araştırma yapmış. Amazon gibi büyük bir Amerikan şirketinin, pek çok göçmen işçinin karşılaştığı kötü niyetli işverenlerden farklı olabileceğine karar vermiş. “Temsilcilerin yalan söylediğini” düşündüğünden, Amazon’un mu yoksa bir işçi tedarik şirketinin mi çalışanı olacağını defalarca sorduğunu söylüyor. Mansur, “Temsilci bana bunun Amazon’dan doğrudan istihdam olduğunu ve hayatımı değiştireceğini teyit etti.” diyor.
Rove International’ın kendisine yaklaşık 2.300 dolarlık bir işe alım ücreti ödemesi gerektiğini söylediğinde şaşırdığını söylüyor – özellikle de Nepal hükümetinin istihdam firmalarının Suudi Arabistan’a giden işçilerden alabileceği ücretleri 85 doların altında sınırladığını bildiği için… Amazon’un Suudi Arabistan’daki depolarında iş arayan diğer 6 Nepalli de Rove International’ın kendilerinden her biri 1.000 dolardan fazla işe alım ücreti talep ettiğini doğruluyor. Diğer pek çok Nepalli işçi gibi Mansur da Amazon’da çalışma şansını kaybetmek istemediği için bu yüksek ücreti ödediğini söylüyor.
Rove International bu haber için hazırlanan ayrıntılı soru listesine yanıt vermedi. Bir muhabir Pazar günü Katmandu’daki ofislerini ziyaret ettiğinde, bir şirket yetkilisi şunları söyledi: “Hükümet tarafından belirlenen tüm yasal prosedürleri takip ettik ve bu işçiler nerede ve nasıl çalışacaklarını biliyorlardı.”
Suudi Arabistan’a giden Nepalli işçiler özellikle savunmasız durumdalar çünkü Nepal parlamentosu, yüksek mahkemesi ve ABD Dışişleri Bakanlığı’na göre Nepal hükümeti, işe alım ajanslarının yüksek ücretler talep etmesini yasaklayan politikasını uygulamakta başarısız oldu.
Council on Foreign Relations’a göre, bazı Arap ülkelerinde iş arayan işçiler, işverenlere göçmen işçilerin istihdamı ve göçmenlik statüsü üzerinde “neredeyse tam kontrol” sağlayan bir iş ve göçmenlik yasaları matrisi olan kafala sistemi nedeniyle de risk altındalar. Suudi Arabistan’da ve kafala sisteminin hala var olduğu diğer ülkelerde birçok yabancı işçi, işverenden ayrıldıkları takdirde cezalandırılabileceklerinden korkuyor.
Kaynak: The Guardian