Ey Amerika! Senden ölesiye nefret ediyoruz. Irak’ta, Afganistan’da, Filistin’de öldürdüğün mazlum insanlar adına senden nefret ediyoruz. Latin Amerika’da sömürdüğün, Afrika’da köleleştirdiğin halklar için senden nefret ediyoruz. Sen bizim azılı düşmanımızsın. Sana her kurşun sıkıldığında, askerlerinden her biri can verdiğinde inan kalplerimiz neşe doluyor. Sana karşı direnenlerin, seni korkutanların resimlerini duvarlarımıza asıyor, onların her birine kahramanlık madalyaları takmak istiyoruz.
Bize çok acılar çektirdin. Filistin’de, Irak’ta, Afganistan’da çocuklarımızı öldürdün. Bağdat’ta, Kabil’de şehirlerimizi bombaladın. Guantanamo’da, Ebu Garip’te, Bagram’da kardeşlerimize işkenceler yaptın. Çiçeklerimizi kopardın nehirlerimizi, gökyüzümüzü kirlettin. Aşka, insanlığa, şiire, kutsal kitaplara, tarihe ihanet ettin. Topraklarımızı sömürdün, her şeyimizi çaldın ve dünyayı yaşanmaz hale getirdin.
Bir gün öldürdüğün çocuklar adına, sömürdüğün halklar adına, acı çektirdiğin kadınlar adına, Doğu adına, Afrika adına senden hesap soracağız. Sana, “Özgürlük Heykeli’ni, demokrasini, Coca Cola’nı, McDonalds’ını alıp başına çal” diyeceğiz.
Biz, bir ismi de Müntakim olan Allah’a inanıyoruz. Şehitleri, MalcomX’i, İmam Harun’u, Mursi’yi, Şamlı, Halepli devrimcileri deli gibi seviyoruz. Senden nefret eden herkesi de yoldaş, gönüldaş biliyoruz. Biz şimdi yüreklerimizde sana karşı büyük bir isyan, büyük bir öfke büyütüyoruz. Senin ismin geçtiğinde yumruklarımızı daha bir şiddetle sıkıyor, mavzerlerimizi daha bir özenle temizliyoruz. Silahlarını, bombalarını, tanklarını, tehditlerini de artık hiç mi hiç umursamıyoruz.
Bizi Amerika’nın çıkarlarını, yaşam biçimini tehdit eden Doğu’nun isyancı çocukları olarak görebilirsin. Hatta isimlerimizi teker teker terör listelerine alabilir, yerlerimizi ihbar edenlere milyonlarca dolar ödül vereceğini vaat edebilirsin. İnan bunların hiçbirinden korkmuyoruz. Çünkü biz gökyüzüne yükselen ezan seslerine, ebabil kuşlarına inanıyoruz. Çünkü biz Doğu’nun da Batı’nın da Rabbi olan Alla’a iman ediyoruz. İnan sen unutsan da biz Cenk Kalesi’ni, Cenin’i, Lübnanlı Vaad bebeği, Rachel’i, Muhammed Durra’yı hiç unutmadık. Onlara senden intikam almak, senin canını yakmak için söz verdik.
Ey Amerika! Bir gün bizim topraklarımızdan da defolup gideceksin, tıpkı Vietnam’dan gittiğin gibi. Seni topraklarımızdan kovmak, İncirlik Üssü’nü başına geçirmek için inan sabırsızlanıyor, gün sayıyoruz. Seni otorite olarak kabul eden, sana gösterdikleri sevgi, muhabbet ve bağlılığın onda birini Ümmet-i Muhammed’e göstermeyenlere ise bizi hiç benzetme. Senin ile bizim aramızda mutlaka görülmesi gereken bir hesap var. Senin ile bizim aramızda Bağdat ve Kabil var, ey Amerika! Atme’de katlettiğin çocuklar, öldürdüğün hamile kadınlar var.
Bütün bunlara bunca öfkeye, bunca nefrete sen sebep oldun. Niçin bir kere dahi gözlerimizin içine bakmaya cesaret edemiyorsun? Çünkü gözlerimizin içine baktığında orada bize çektirdiğin acılardan, isyanlarımızdan izler göreceksin. Gözlerimizin içine baktığında senden ne kadar nefret ettiğimizi daha iyi anlayacaksın. Ey Amerika! Sana bir gün yaptıklarının hesabını soracağız. İnan sana bir gün mutlaka ama mutlaka haddini bildireceğiz…