Anayasa Mahkemesi’nden ‘kamulaştırma’ kararı

Anayasa Mahkemesi, kamulaştırma bedelinin 10 yıllık zamanaşımı gerekçesiyle ödenmemesine ilişkin başvuruda, mülkiyet hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Resmi Gazete’de yer alan karara göre, Ankara’da bir kişiye ait 1962’de inşa edilen gecekondu, Kara Harp Okulu’nun genişleme arazisinde kaldığı gerekçesiyle 1974’te Milli Savunma Bakanlığınca kamulaştırıldı. Kamulaştırma bedeli olan 37 bin 14 lira mahkeme kararıyla gecekondu sahibi adına açılan … Anayasa Mahkemesi’nden ‘kamulaştırma’ kararı Devamı »
Eklenme Tarihi: 03 Şub 2023
1 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 03 Şub 2023
Anayasa Mahkemesi’nden ‘kamulaştırma’ kararı

Anayasa Mahkemesi, kamulaştırma bedelinin 10 yıllık zamanaşımı gerekçesiyle ödenmemesine ilişkin başvuruda, mülkiyet hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

Resmi Gazete’de yer alan karara göre, Ankara’da bir kişiye ait 1962’de inşa edilen gecekondu, Kara Harp Okulu’nun genişleme arazisinde kaldığı gerekçesiyle 1974’te Milli Savunma Bakanlığınca kamulaştırıldı. Kamulaştırma bedeli olan 37 bin 14 lira mahkeme kararıyla gecekondu sahibi adına açılan hesaba yatırıldı. Kamulaştırmadan vazgeçilmesi üzerine bu bedel tahsil edilemedi. Bakanlığın isteği üzerine de 1982’de belediye gecekonduyu yıktı.

Gecekondunun ve ağaçların bedelinin tazmini istemiyle 1982’de açılan davada mahkeme, 1987’de 400 bin lira olarak belirlediği tazminat miktarının gecekondu sahibine ödenmesini kararlaştırdı.

Gazete Duvar’daki habere göre tazminatın ödenmemesi üzerine gecekondunun sahibi, 2016’da Ankara 32. İcra Dairesi Müdürlüğüne başvurdu. Daire, faiziyle birlikte 3 milyon 330 bin liranın ödenmesini kararlaştırdı.

Bakanlık tarafından Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesine yapılan itirazda, 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu belirtilerek miktar ödenmedi.

Kararın Yargıtay tarafından onanması üzerine gecekondu sahibi, hak ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Yüksek Mahkeme, şu kararı verdi: “Hukuk güvenliğinin ve hukukun üstünlüğünün sağlanması için devletin işlem ve eylemlerine karşı yargı yolunun açık tutulması yeterli olmayıp yargı mercileri tarafından verilen kararların gecikmeksizin uygulanması gerekir. Hukuk güvenliği ve hukukun üstünlüğü sadece hukuka aykırılıkların tespit edilmesiyle değil bunların tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasıyla sağlanabilir.”