Arap Baharı’nın Başladığı Ülke: Tunus

Tunus, Hz. Muhammed'in (sav) Mekke’den Medine’ye hicret ettiği yüzyılda İslam ile tanışmıştır. İslam'ın hakim olduğu dönemde önemli gelişmeler yaşanması üzerine kısa sürede bölgenin ilim, kültür ve ticaret merkezi haline gelen Tunus, kısa zamanda çok sayıda alim yetiştirmiştir.
Eklenme Tarihi: 26 Ara 2020
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Arap Baharı’nın Başladığı Ülke: Tunus

Tunus bölgesinin bilinen ilk devleti M.Ö. 9. yy’de Suriye tarafından göçtüğü tahmin edilen Fenikeliler tarafından kurulmuştur. Önemli bir deniz gücüne sahip olan Fenikelerin bölgedeki yönetimi 7 asır sürmüştür. Sonrasında Roma ve Bizans İmparatorluklarının idaresi altına giren Tunus, Hz. Muhammed'in (sav) Mekke’den Medine’ye hicret ettiği yüzyılda İslam ile tanışmış ve 707 yılında İslam topraklarına dahil olmuştur. İslam'ın hakim olduğu dönemde önemli gelişmeler yaşanması üzerine kısa sürede bölgenin ilim, kültür ve ticaret merkezi haline gelen Tunus, kısa zamanda çok sayıda alim yetiştirmiştir.

İlk Üniversite Zeytune Medresesi

Hafsilerin yönetimi devraldığı 1228 tarihine kadar farklı farklı idareler tarafında yönetilen Tunus, Hafsilerin hükümranlığında ekonomi alanında ciddi gelişmeler yaşadı. Endülüslü Müslümanların bölgeye taşınması ile ilmi, sosyal ve ekonomik gelişmeler yaşandı. Afrika’nın ilk medresesi olarak da bilinen Zeytune Cami ‘nin inşa edildiği bu dönemde günümüze de ulaşan birçok mimari eserde Endülüs izlerine rastlanmaktadır.

İslam dünyasının ilk üniversitelerinden olan Zeytune medresesi yüzyıllarca alimler yetiştirmiştir. Medresenin yetiştirdiği alimler arasında İbn Haldun dâhil birçok önemli isim yer almaktadır. Ancak 1964 yılında yönetimin laik eğilimleri nedeniyle kapısına kilit vurulmuştur.

tunus

Halife’ye sadık bir halk

Tunus Osmanlı Dönemi ise Barbaros Hayrettin Paşa ‘nın gayretleri ile 1574 yılında başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu’na bağlanan ve artık Tunus Eyaleti olarak anılan bölgede kendilerine tanınan imkanlar sayesinde halifeden siyasi bir baskı görmeyen halk halifeye sadık bir hayat yaşamayı tercih etti. Avrupa Devletleri ile anlaşmalar yapmasına da müsaade edilen Tunus, korsanlığı engelleyen ve köleliği kaldıran düzenlemelerde bulundu.

Müslüman Olmak İsteyen Denizcilere Liman

Avrupa’da bulunan birçok denizci ve esir Tunus’a gelerek Müslüman oluyordu. Bölgeye gelen Türkler savaş becerileri ile öne çıkarken Endülüslüler de el sanatları ve ziraat alanındaki becerileri ile ön plana çıkıyordu. Ne yazık ki birçok gelişmenin yaşandığı Tunus’ta 1676 yılında ortaya çıkan veba salgını nedeniyle yaklaşık 400.000 bin kişinin hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir.

Nerdeyse bir asır süren Fransa Sömürüsü

Fransa’nın çeşitli bahanelerle sürekli asker çıkarmaya başladığı Tunus, Osmanlı’nın da gücünün yetmemesi üzerine 1881 yılında Fransa tarafından işgal edildi. Savaşlarda bilhassa ön saflarda savaşmaya zorlanan Tunus halkı ve daha birçok ülke Fransa sömürüsü altında zor zamanlar yaşadı.

Tunus Bağımsızlık İlanı

Tunus halkının Birinci Dünya Savaşı’ndan beri verdiği mücadele 1956 yılında başarıya ulaştı ve Tunus Fransa’nın da kendisini tanımasıyla bağımsızlığına ulaştı. Kurulan Tunus Cumhuriyeti’nin ilk devlet başkanı Habib Burgiva seçildi. Yaptığı reformlarla laik eğilimli bir rejim kuran Burgiva ve onun ardından gelen Zeynel Abidin Bin Ali döneminde çeşitli birçok kısıtlama ve sıkıntılar yaşandı.

arap baharı tunus

Arap Baharı'nın Başladığı Ülke Tunus

Yıllar yılı artan ekonomik sıkıntılar, adaletsiz gelir dağılımı ve halkın özgürlüğünün kısıtlanması ülkede gergin bir ortamın oluşmasına sebep oldu. 26 yaşında seyyar satıcılık yapan Muhammed Buazizi , tezgahını kaldırmak isteyen polis ile yaşadığı tartışma ve ekonomik çıkmazlara tepki göstermek için kendini yaktı. Bunun üzerine halkın da sokağa dökülmesi üzerine protesto ve isyanlar başladı. Protestoların artması sonucu Bin Ali 2011 yılında ülkeyi terketmek zorunda kaldı.

tunus 1. dünya savaşı

Ekonomi için başlayan arap baharı ekonomiye çözüm olmadı

Ekonomik sıkıntılar, artan işsizlik vb. nedenlerle başladığı iddia edilen arap baharı ne Tunus’ta ne de arap baharının sıçradığı diğer ülkelerde ekonomiyi düzeltememiştir. Aksine birçok ülke hala arap baharı öncesindeki ekonomik durumlarını geri kazanamamış, bitmeyen iç savaşlar başlamıştır.

Her ne kadar arap baharının fitilini ateşleyenin ekonomik sıkıntılar ve özgürlük talebi olduğu iddia edilse de arap baharının sıçradığı ülkelerdeki genel tablolara bakıldığında bunun yalancı bir bahar olduğu ve hakikatte büyük orta doğu projesinin devamı olduğu anlaşılmaktadır. Mevcut diktatör düzenlerin içinde yeni yeni filizlenen islami hareketlerin önünü kesmek için ortaya atılan sözde bahar ile birçok ülke iç savaşa sürüklenmiş, milyonlarca insan şehit olmuş ve bir o kadarı da mülteci durumuna düşmüştür.

Tunuslu alimler

Çok erken yıllarda islam topraklarına dahil olan Tunus, bünyesinde birçok alim barındırmıştır. Tabiin alimlerinden olan İkrime el-Berberi ’nin Kayrevan’da (Tunus’un eski şehirlerinden) tefsir ve hadis okuttuğu, onun derslerine katılmak için Mağrib’den dahi talebelerin geldiği rivayet edilmektedir.

Kurulduğu zamanın üzerinden çok geçmeden bölgedeki ilim merkezlerinden biri olan Tunus’ta şehrin kurucusu Hassan b. Numan ’ın gayretleri ile Berberiler arasında İslam’ın yayılışı artmıştır. Yine zekat amili olarak Tunus’a gönderilen hadis alimi Yahya b. Said el-Ensari ‘nin şehre yerleşmesi ile de ilim halkaları genişlemiştir.

734 yılında yapılan Zeytune Cami ‘si sayesinde de yetiştirilen alimlerin sayısı artarken Zeytune de önemli ilim merkezlerininden birine dönüşmüştür.

Ali b. Ziyad el-Absi’nin İmam Malik’in El Muvatta’sını Tunus’a getirerek Tunus’ta Maliki mezhebinin yayılmasına vesile olmuştur.

Tunus Hanefi mezhebini ise ilk önce Irak’ta Ebu Hanife’den, ardından da Medine’de Mâlik b. Enes’ten ders alan İbn Ferruh sayesinde olmuştur.