Arap - İsrail Savaşı nedir?
1948’de İsrail Devleti’nin kurulması ile Arap – İsrail Savaşı başladı. Mısır, Suriye, Ürdün, Lübnan, Irak ve Suudi Arabistan’ın da katıldığı savaş 1949’da Rodos Ateşkesi ile sona erdi. Bu savaş sonunda; İsrail sınırlarını iki katına çıkardı. Çok sayıda Filistinli, komşu ülkelere sığındı ve Filistinli mülteciler sorunu ortaya çıktı.
Arap İsrail Savaşı Tarihi
Arap İsrail Savaşı'nın nedeni 1948 yılında Orta Doğu'da İsrail Devleti'nin kurulması olmuştur. Orta Doğu'daki Arap ülkelerinin tamamı İsrail'e cephe almıştır.
1967 -Arap – İsrail Savaşı kaç gün sürdü?
Ürdün’e yerleşen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)’nün, İsrail’e karşı gerilla savaşı başlatması, İsrail’in Filistin mülteci kamplarına saldırması ve Mısır’ın, İsrail gemilerinin Akabe Körfezi’ne girişini engellemesi savaşın nedenleri oldu.
İsrail uçaklarının, Mısır’ın hava üslerine saldırısı ile başlayan savaş altı gün sürdü ve “Altı Gün Savaşı” olarak anıldı. Savaş sonunda; İsrail; Doğu Kudüs, Golan Tepeleri, Sina Yarımadası ve Gazze’yi ele geçirerek topraklarını dört kat genişletti. Tiran Boğazı’nı da ele geçirerek Süveyş Kanalı’na ulaştı.
6 gün süren savaş sonunda Mısır, Ürdün ve Suriye İsrail’e yenildi. Savaş sonucunda;
- Arap ülkeleri ABD’ye petrol sevkiyatını durdurdu.
- Bu süreçte Arap ülkelerini desteklen SSCB’nin bölgedeki gücü arttı.
- İsrail; Golan Tepeleri, Batı Şeria, Sina Yarımadası, Gazze, Doğu Kudüs gibi yerleri ele geçirdi.
- İsrail zulmünden kaçan mültecilerin sayısı milyonlara ulaştı.
- Arap ülkelerinin lideri olmayı amaçlayan Mısır Devlet Başkanı Nasır’ın Arap dünyasındaki itibarı sarsıldı.
- Arap ülkeleri arasında birliği sağlayacak bir teşkilatın gerekliliği ortaya çıktı.
6 gün Savaşı'na katılan devletler kimlerdir?
Arap İttifakı'na Irak, Suudi Arabistan, Sudan, Tunus, Fas ve Cezayir de asker ve silah yardımıyla katılmışlardır.
Arap-İsrail Savaşlarının Başlangıcı
Arap Birliği ülkeleri (başlıca Mısır, Suriye, Ürdün ve Filistin) ve İsrail Devleti arasındaki politik gerilim ve askeri savaşlar dizisidir. Modern Arap-İsrail savaşlarının kökenleri, 19. yüzyıl sonlarına doğru ortaya çıkan Siyonizm ve Arap milliyetçiliğine dayanır. Yahudiler tarafından tarihi anavatan olarak adlandırılan toprakları, Pan-Arap hareketi, Filistinli Araplara ait olarak görür ve Pan-İslamist bağlamda ise, bu toprakların, Müslümanlara ait olduğuna inanılır. Filistinli Yahudiler ve Araplar arasındaki savaş; 20. yüzyılın başlarındaki Nebi Musa ayaklanması (1920), Jaffa ayaklanması, 1929 yılında Filistin ayaklanması ve 1947 yılında büyük bir sivil savaşa dönüşen ve 1948 yılında İsrail Devleti’nin kurulmasıyla bütün Arap Ligi ülkelerine sıçrayan Arap başkaldırışıyla ortaya çıktı.
Savaş, Osmanlı İmparatorluğu’nun çökmesinden sonra ortaya sınırlarla ilgili hırslardan doğan politik ve milliyetçi çatışmalarla başladı ve yıllar içinde, geniş çaplı bölgesel Arap-İsrail savaşına döndü. 1973 yılındaki Yom Kippur Savaşı sonrasındaki ateşkesle, geniş çaplı çatışmalar sona erdi ve savaş, lokal İsrail-Filistin Savaşına döndü. 1979 yılında, İsrail ve Mısır arasında, 1994 yılında, Ürdün ve İsrail arasında ateşkes anlaşmaları imzalandı. Oslo Anlaşmaları, 1993 yılında, Filistin Ulusal Yönetimi’nin kurulmasına öncülük etti ama bütün sorunları çözecek barış anlaşmasına ulaşılamadı. Suriye ve İsrail arasında bir ateşkes imzalandı ve 2006 yılında İsrail ve Lübnan arasında bir ateşkes imzalandı. İsrail, ve Hamas tarafından yönetilen Gazze arasındaki savaş, 2009 yılında ateşkesle sonuçlanmasına rağmen ve direkt olarak Arap Ligi’yle bağlantılı olmamasına rağmen, İsrail – Filistin savaşının bir parçası olarak görülür. Mısır ve Ürdün’le gerçekleşen ateşkeslere ve genel ateşkeslere rağmen, Arap dünyası ve İsrail’in arası sınırlarla ilgili genelde açıktır.
Savaş' da Neler Yaşandı;
- 1974’te Mısır ile İsrail arasında imzalanan antlaşma ile Süveyş Kanalı’nın tamamı Mısır hâkimiyetine bırakıldı.
- Mısır, Sina’daki toprağının bir bölümünü İsrail’den geri aldı.
- Camp David Antlaşmalarına giden yol açıldı.
- Barış görüşmelerinde öncü olan ABD’nin Olta Doğu’daki etkisi arttı.
- Arap ülkelerinin Batılı devletlere petrol ambargosu koyması petrol krizine yol açtı.
- 1973’te Yom Kippur Savaşı’ndan sonra ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın, Mısır ile İsrail arasında başlattığı Mekik Diplomasisi 17 Eylül 1978’de Camp David Anlaşmaları ile sonuçlandı.
- İsrail, işgal ettiği Filistin topraklarında meşruiyet kazanmaya çalıştı.
- İsrail hem Mısır’ı devre dışı bıraktı hem de batı sınırlarının güvenliğini sağladı.
- İsrail’e, Kudüs’ü Yahudileştirme fırsatı doğdu.
- Arap ülkeleri ile Mısır arasında ilişkiler zayıfladı. Mısır – ABD ilişkileri gelişmeye başladı.
- Arap ülkelerinin SSCB ile yakınlığı arttı.
Savaşın Nedenleri
Arap İsrail Savaşlarının Nedenine gelince şu başlıklar altında toplamak mümkündür:
Savaşın Sonuçları
1973 Arap – İsrail Savaşı (Ramazan Savaşı – Yom Kippur Savaşı)
Mısır ve Suriye 1967’de kaybettiği yerleri geri almak istiyordu İsrail’e ani bir saldırı yaparak savaşı başlattı.
SSCB’nin desteğini alan Mısır ve Suriye önceki savaşlara göre daha başarılı bir savaş yürüttü. ABD ise İsrail’e silah ve para yardımı yapmaya başladı.
1973 Savaşı’nda İsrail, Suriye Cephesi’nde sınırını korumasına rağmen Sinaya’da aynı başarıyı sergileyememiştir. Savaş BM’in 1973 tarihli 338 sayılı kararı ile sona ermiştir.
1973 Petrol Krizi:
ABD’nin İsrail’den yana tavır takınması üzerine OAPEC’i kuran Arap ülkeleri petrol gücünü kullanarak;
- Arap-İsrail savaşlarında İsrail’e destek veren Avrupa ve ABD’yi cezalandırmak,
- Dünya kamuoyunun ilgisini Filistin meselesine çekmek,
- İsrail üzerinde baskı oluşturmak,
- Gelirlerini artırmak gibi nedenlerle fiyatları artırma yoluna gitti.
Camp David Antlaşmaları ve İsrail – Mısır Barışı
Amerika ile Mısır arasında, Amerikan başkanı Nixon’un Ortadoğu gezisi sırasında İŞBİRLİĞİ PRENSİPLERİ Antlaşması imzalanmıştır. Mısır bu şekilde ABD ile yakınlaşarak İsrail’e kaptırdığı toprakları geri almayı amaçlıyordu.
Mısır’ı Amerika’ya ve genel olarak da Batı’ya eğilim göstermeye sevkeden sebeplerin başında, karşılaştığı ekonomik meselelerin büyük tesiri olduğunda şüphe yoktur. İsrail ile yapılan savaşların yükünü kaldırmak kolay değildi, içerdeki ekonomik sıkıntıların dışında, Mısır dış borçlarını da ödemekte güçlüklerle karşılaşmaya başladı. Bundan dolayı, Enver Sedat, 20 – 29 Şubat 1975 günlerinde Suudi Arabistan, Umman (Oman), Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Katar ve Kuveyt’i ziyaret etti. Bu ziyaretler sırasında, yapılan anlaşmalarla Suudi Arabistan Mısır’a hemen 300 milyon dolarlık, Kuveyt, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri de 400 milyon dolarlık bir yardım yapmayı kabul ettiler.
Başkan Sedat’ın 1975 yılında yaptığı bu ziyaretler açık bir şekilde göstermekteydi ki, Mısır politikası Batı’ya kaymaktaydı. O kadar ki, ekonomik sebepler ağırlıklı bir rol oynasa bile, Enver Sedat’ın Ortadoğu’da ziyaret ettiği ülkeler esas itibariyle muhafazakar ve Batı’ya daha yatkın ülkelerdi.
Mısır politikasındaki bu değişmenin Sovyetleri hoşnut bırakmayacağını tahmin etmek zor değildi. Nitekim bu gelişmeler sonunda Mısır devlet başkanı Enver Sedat 1976’da Sovyetler Birliği’yle olan bağlarını kopardı. Bu durum Mısır’ın ABD yakınlaşma sürecini arttırdı.
Süveyş Krizi Nedir?
Mısır Başkanı Nasır'ın 26 Temmuz 1956'da, Süveyş Kanalı'nı kamulaştırması (millileştirmesi) üzerine İngiltere, Fransa ve İsrail'in gizli bir ittifakı sonucunda gelişen olaylara ve başlayan savaşa Süveyş Krizi ya da İkinci Arap-İsrail Savaşı adı verilir.
Süveyş Kanalı'nda millileştirme açıklamaları, İngiltere ve ABD'nin isteği doğrultusunda Aswan Barajı'nın kurulmaması ve bütün bunların üstüne Mısır'ın Sovyet bloğuna ve Çin'e yaklaşması Süveyş Krizi'nin çıkmasında etkili oldu. İsrail Mısır'ı işgal ettikten sonra Fransa ve İngiltere devreye girdi. İngiltere, Nasır'ı devirmek, bölgede denetimi ele almak amacıyla Mısır'ın başkenti Kahire'yi bombalamaya başladı. İsrail-İngiltere-Fransa gizli iş birliği ve taktiği işe yaradı. Kanal İngilizlerin ve Fransızların denetimine geçti.
ABD ve SSCB bu duruma karşı çıktı. Soğuk Savaş döneminde aynı anda meydana gelen bu karşı çıkış; çok ender gerçekleşen bir durumdu. SSCB nükleer saldırı ile Avrupalıları tehdit ederken ABD'yi çekilmeleri konusunda uyardı. Bu uyarılar ve tehditler karşısında işgalci güçler bölgeden çekilmeye Birleşmiş Milletler Barış Gücü bölgeye gelmeye başladı. 1967 yılına kadar Barış Gücü, Sina Yarımadası'nda kaldı. Çekilmesiyle birlikte bu sefer Altı Gün Savaşları patlak verdi.
Savaş sonucunda bölgede ABD ile SSCB arasında bir üstünlük mücadelesi başladı. Soğuk Savaş, Ortadoğu'ya da sıçradı. ABD başkanı Eisenhower, yayımladığı mesajla Eisenhower Doktrini'ni ilan etti. Böylece Ortadoğu'yu Sovyet tehdidinden uzak tutmaya gayret etti. Avrupa'nın II. Dünya Savaşı öncesi lider ülkeleri ve dünyanın o dönem en büyük sömürgeci ülkeleri İngiltere ve Fransa'nın, bu olaydan sonra üstünlükleri kalmadığı, zayıfladıkları ortaya çıktı. II. Dünya Savaşı sonrası, dünyada ABD ve SSCB'nin üstünlükleri Süveyş krizi ile kanıtlanmış oldu. İngiltere'nin Mısır'daki üstünlüğü sona erdi. Mısır Lideri Nasır, bundan sonra daha da güçlendi. İngiliz başbakan Anthony Eden istifa ederken, ünlü Fransız lider De Gaulle, Fransa'yı Nato'nun askeri kanadından çekti. ABD'ye güvenilmeyeceğini farketmişti. Ayrıca Fransa'nın bağımsız bir dış politika izlemesi için nükleer çalışmalara da önem verdi. Kısacası, Süveyş Krizi sonrası, ABD ve SSCB'nin iki büyük güç olduğu İngiltere ve Fransa'nın geride kaldığı netleşti
Arap İsrail Savaşları Koronoloji
- 1948 Arap-İsrail Savaşı
- 1951 Filistin Fedaileri isyanı
- 1956 Süveyş Krizi
- 1967 Altı Gün Savaşı (Haziran Savaşı)
- 1967 Yıpratma Savaşı
- 1971 Güney Lübnan'daki Filistin isyanı
- 1973 Yom Kippur Savaşı (Ramazan Savaşı)
- 1978 Güney Lübnan Çatışması
- 1982 Birinci Lübnan Savaşı
- 1985 Güney Lübnan Çatışması
- 1987 İlk İntifada
- 2000 İkinci İntifada (El Aksa İntifadası)
- 2006 İsrail-Lübnan Savaşı (Temmuz Savaşı)
- 2006 İsrail-Gazze Çalışması (Yaz Yağmurları Operasyonu)
- 2008 Gazze Savaşı
- 2012 İsrail-Gazze Çatışmaları
- 2014 İsrail-Gazze Çatışması (Koruyucu Hat Operasyonu)