Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Tel Aviv hükümetinin Golan Tepeleri’nde yerleşim yerlerini genişletme kararını kınayarak bunun bölgede daha fazla gerginlik ve tırmanışa yol açacağını vurguladı.
BAE Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre İşgalci İsrail’in kararı işgalin kalıcı hale getirildiği ve uluslararası hukukla yasaların ihlali anlamına geliyor.
Açıklama şöyle:
“BAE, Suriye’nin birliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne verdiği önemi bir kez daha teyit etmektedir.”
BAE’nin ardından Suudi Arabistan da İşgalci İsrail hükümetinin genişleme kararını kınayan bir açıklama yayınladı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in bu adımını “Suriye’nin güvenliğini yeniden kazanma çabalarını baltalamak” olarak nitelendirdi ve Golan Tepeleri’nin Suriye’ye ait Arap toprağı olduğunu vurguladı.
Katar da Siyonist Binyamin Netanyahu hükümetinin Golan Tepeleri’nde yerleşim yerlerini genişletme kararını kınayarak İşgalci İsrail’in söz konusu adımını Suriye topraklarına yönelik yeni bir saldırı olarak değerlendirdi.
Katar Dışişleri Bakanlığı, uluslararası topluma, İşgalci İsrail’in Suriye topraklarına yönelik saldırılarını durdurması ve uluslararası kararlara uyması için yasal sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yaptı.
Son olarak Irak Dışişleri Bakanlığı da İsrail’in yerleşim yerlerini genişletme kararını kınadı. Irak, kararın uluslararası hukukun ve meşruiyet kararlarının açık bir ihlali olduğunu belirtti.
İşgalci İsrail’in Suriye’ye saldırıları
Suriye’de 27 Kasım’da şiddetlenen çatışmaların ardından 8 Aralık’ta 61 yılık Baas rejiminin çökmesiyle eş zamanlı, İşgal ordusunun Suriye’ye saldırıları arttı.
Rejim ordusundan kalan askeri altyapı ve imkanları imha etmeye başlayan İşgal ordusu, Suriye toprağı olan Golan Tepeleri’ndeki işgalini genişletti.
Golan Tepeleri civarındaki tampon bölgeye giren İşgal ordusu, daha da ilerleyerek başkent Şam’ın 25 kilometre yakınlarına kadar geldi.
İşgalci İsrail, Suriye’ye ait Golan Tepeleri’ni 1967’den bu yana işgal altında tutuyor. İşgalci İsrail ile Suriye arasında 1974’te imzalanan ‘Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması’yla tampon bölge ve silahtan arındırılmış bölgenin sınırları belirlenmişti.