Gökdelenlerin rüzgarı engellediğini belirten uzmanlar, dev binaların cam kaplamalarının da güneş ışıklarını yansıtarak ısıyı daha fazla artırdığına dikkat çekiyor.
İstanbul’da beklenen yaz, boğucu sıcaklarla geldi. Gökdelenlerin arasında serinleyecek bir alan bulamayan İstanbullular çareyi yakındaki sayfiye yerlere kaçmakta bulurken, uzmanlar İstanbul’da azalan yeşil alan ve artan yapılaşma ile gökdelenlerin hissedilen sıcaklığı 3 derece artırdığını söylüyor. Yapıların arasında oluşan “ısı adası”nın şehrin rüzgarını kestiğini belirten uzmanlar, cam kaplama yüzeylerin de güneş ışıklarını yansıtarak çevresinde ısı artışını etkilediğini belirtiyor.
5 yeni afet tehlikesi İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe: “İstanbul’un özellikle kuzeyinde çok katlı gökdelen ve alışveriş merkezlerinin ortaya çıkmış olması, kente hakim rüzgarların önünü kesiyor ve ısı adalarının oluşmasına neden oluyor. Diğer yandan ‘İstanbul depreme hazırlanıyor’ denilerek inşa edilen yeni yapılar ve kentsel dönüşüm nedeniyle İstanbul beş yeni afetle karşı karşıya bırakıldı. Bunlardan ilki bahsettiğimiz ısı adalarının oluşması ve hissedilen sıcaklıkların artması. İkincisi sel ve su baskınları, ki bunların örneklerini Üsküdar’da ve İstiklal Caddesi’nde gördük. Üçüncüsü hava kirliliği... Dördüncüsü sosyal bölünmüşlük yani komşuluğun kalkmasıyla ortaya çıkan sosyal problemler. Beşincisi de deprem; çünkü bu binalar İstanbul’u depreme hazırlamadı hatta yeni problemlerle başbaşa bıraktı. Aynı şehirde gökdelenlerin daha yoğun bulunduğu bölgelerde sıcaklık diğer bölgelere göre daha fazla hissedilir. Bunun nedeni bu yapıların rüzgarın önünü kesmesidir. Kentteki yapıların ve sokakların da hava alması gerekir fakat gökdelenler nedeniyle hava alamıyorlar. Bu da ısıyı artırıyor. Diğer yandan artık bu durum için yapılacak çok bir şey de yok. Ağaçlandırma deseniz hem ağaç dikecek alan kalmadı hem de toprağın da yapısı inşaatlarla bozuldu.” Olumsuz getirisi var Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhçu: “Betonlaşmanın birçok olumsuz getirisi var. Öncelikle betonlaşmayla birlikte ormanlar yok ediliyor ve ekosistem bozuluyor. Toprağın su geçirimliliği ortadan kalkıyor. Betonlaşma su kaynakları üzerine yapıldığında da yeraltı su kaynaklarının yatağı değişebiliyor, su kaynakları beslenmiyor ve kentin su ihtiyacının karşılanmasında yetersiz kalıyor. Aynı zamanda yüksek yapılaşmayla birlikte hava akımları olumsuz etkileniyor. Bu yapılar kentin ihtiyacı olan hava akımının, rüzgarların ya önünü kesiyor ya da yönünü değiştiriyor. Bu şekilde betonlaşma kentin ısısının artmasına neden oluyor. O binalarda kullanılan enerji, binaların ısısının dışa vurumuyla birlikte güneş, hava ve suyun toprakla buluşamamasına da neden oluyor. Gökdelenlerde görülen cam cephe artışı da ısınmayı etkiliyor. Güneş ışınlarının cam yüzeylere çarpması ile oluşan yansımalarla hem ısı artıyor hem de gökdelenin getirdiği geniş gölge insanların güneşi görmesine engel oluyor. Bunlara şunu da eklemek gerekir, asfalt yolların genişlemesi, toprak yüzeylerin azalması da yine sel ve benzeri doğal afetlere neden olabiliyor.”