Sonuç bildirgesini Kazakistan Dışişleri Bakanı Kayrat Abdrahmanov okudu. Abdrahmanov bildirgeyi Türkiye, Rusya ve İran adına okuduğunu söyledi.
ASTANA BİLDİRGESİNİN TAM METNİ
İran, Rusya, Türkiye Tarafından 23-24 Ocak 2017 Tarihlerinde Astana’da Yapılan Suriye Konusundaki Uluslararası Toplantı Hakkında Yapılan Ortak Açıklama:
İran İslam Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin heyetleri, Dışişleri Bakanlarının Moskova’da 20 Aralık 2016 tarihinde yaptıkları Ortak Açıklamaya ve 2336 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına uygun olarak,
Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti ile silahlı muhalif gruplar arasında görüşmelerin 23-24 Ocak 2017 tarihlerinde Astana’da başlamasını desteklediklerini,
BM Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisi’nin yukarıda bahsekonu görüşmelere katılımını ve kolaylaştırılıcığını memnuniyetle karşıladıklarını,
BM Güvenlik Konseyi’nce teyit edildiği şekilde, çok etnili, çok dinli, mezhepsel olmayan, demokratik bir devlet olarak Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne taahhütlerini yinelediklerini,
Suriye ihtilafına askeri bir çözüm olmayacağına ve ihtilafın sadece 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının tamamının uygulanması temelindeki bir siyasi süreçle çözülebileceğine dair inançlarını belirttiklerini,
Somut adımlar atmak ve taraflar üzerindeki nüfuzlarını kullanmak suretiyle 29 Aralık 2016’da imzalanan düzenlemeleri müteakip tesis edilen ve 2336 (2016) sayılı BM Güvenlik Konseyi kararıyla desteklenen ateşkes rejimini güçlendirmeye, ihlallerin asgariye indirilmesine katkıda bulunmaya, şiddeti azaltmaya, güven artırmaya, 2165 (2014) sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına uygun olarak insani erişiminin hızlı ve sorunsuz şekilde önünün açılmasını ve Suriye’de sivillerin korunması ve serbest dolaşımını sağlamaya çalışacaklarını,
Ateşkesin izlenmesi ve ateşkese tam riayetin temin edilmesi, tahriklerin önlenmesi ve ateşkesin tüm modalitelerinin belirlenmesi amacıyla üçlü bir mekanizma tesis etmeyi kararlaştırdıklarını,
IŞİD/DEAŞ ve El Nusra’yla ortak mücadele etmek ve askeri muhalif grupları bunlardan ayırmak konusunda kararlılıklarını yinelediklerini,
Müzakere sürecinin 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına uygun olarak yeniden başlatılması için çabaların artırılmasına acil ihtiyaç bulunduğuna olan inançlarını bildirdiklerini,
Astana’da yapılan Suriye konusundaki Uluslararası Toplantının, hükümet ile muhalefet arasında, 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı uyarınca doğrudan diyalog için etkili bir platform teşkil ettiğini vurguladıklarını,
Hükümet ile muhalefet arasında BM’nin gözetiminde 8 Şubat 2017 tarihi itibariyle Cenevre’de başlatılması öngörülen müteakip turuna silahlı muhalif grupların katılma arzusunu desteklediklerini,
Uluslararası toplumun tüm mensuplarına, 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararında mutabık kalınan tüm adımların derhal atılmasını teminen siyasi süreci destekleme çağrısında bulunduklarını,
2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının uygulanması yolundaki küresel çabalara katkıda bulunmak amacıyla, Suriyelilerin öncülüğünde, Suriyelilerin sahipliğinde ve BM’nin kolaylaştırıcılığındaki siyasi sürecin belirli hususlarına ilişkin olarak Astana platformunda aktif işbirliği yapmayı kararlaştırdıklarını,
Suriye konusundaki Uluslararası Toplantıya Astana'da evsahipliği yaptıkları için Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’e ve genel olarak Kazak tarafına şükranlarını ifade ettiklerini bildirirler.
Kaynak: Al Jazeera
MUHALİFLERDEN İLK TEPKİ
Muhalif heyetin başındaki isim Muhammed Alluş, ortak bildirgenin açıklanmasının ardından yaptığı ilk açıklamada, "Sonuç bildirgesinde bazı itirazlarımıza riayet edildi" dedi.
"Rusya, garantör rolünün hakkını yerine getirmeye çalışıyor" diyen Alluş, "Suriye’deki milislerin ülkeden çıkarılması için uluslararası bir çaba sarf edilmeli" diye konuştu.
Alluş, ateşkes anlaşmasına bağlı kalacaklarını açıklarken "Gerçek ve adil bir siyasi çözüm bizim stratejik hedefimiz" ifadelerini kullandı.
"1 hafta sonra Astana’da yapılacak toplantıda karara bağlanacak"
Daha sonra söz alan muhaliflerin sözcüsü Usame Ebu Zeyd ise ateşkesin denetleme mekanizmalarıyla ilgili bazı öneriler sunduklarını belirterek, "Ruslar bu önerileri bir hafta içinde görüşmeyi taahhüt etti ve bir hafta sonra burada, Astana’da yapılacak toplantıda Türklerle bu konuyu karara bağlayacak" diye konuştu.
Ebu Zeyd, Rusya'nın, Barada Vadisi’ndeki ihlâllerle ilgili Esed rejiminin Savunma Bakanı'na ve istihbarat yetkilisi Ali Memluk’a bir kınama mesajı ilettiğini de söyledi. "Rejimin Barada bölgesini ele geçirmesi ya da oradaki halkı zorla İdlib’e göç ettirmesi halinde bizim için ateşkes anlaşmasının bitmiş olacağını açıkça ifade ettik. Ruslar bunu anlayışla karşıladı" dedi.
Usame Ebu Zeyd'e göre Rusya, öncelikli olarak rejimin hapishanelerindeki kadın tutukluların serbest bırakılması için çalışmalar başlatacağının sözünü verdi. Muhalifler de bunun karşılığında, esir tuttukları rejim askerlerini ve subaylarını serbest bırakabileceğini söyledi.
ESED TEMSİLCİSİ CAFERİ 'BAŞARILI OLDU' DEDİ
Suriye hükümeti temsilcisi Beşar Caferi, Astana görüşmelerinin başarılı olduğunu ve mutâbakatın sağlandığını söyledi. Barış görüşmeleri sonucunda Türkiye, Rusya ve İran’ın yayınladığı ortak bildiriyi değerlendiren, Suriye hükümetinin Astana görüşmelerindeki temsilcisi ve başmüzakerecisi Caferi, üç garantör ülkenin ortak açıklamasına desteğini vurgulayarak, “Nihayet herkesin üzerinde uzlaştığı, mutabakata dayalı bir belgemiz oldu” açıklamasında bulundu.
Bildirgede IŞİD ve Nusra’ya karşı ortak mücadele edilece edileceği, bunların silahlı muhaliflerden ayrılmasının sağlanacağı belirtildi, "Bundan sonraki süreçte BMGK kararı bağlamında müzakerelerin başlaması ve bu sürecin kolaylaştırılması son derece önemli olacaktır" denildi.
"Garantör ülkeler, silahlı muhalif gruplar BM’nin denetiminde 8 Şubat’ta Cenevre’de düzenlenecek görüşmelere katılımı destekler" ifadesi kullanılan bildirgede, "Astana’da yapılan bu toplantı hükümet ve muhalefetin irtibatı konusunda da önemli olacaktır" denildi. Bildirgede ayrıca "Suriye’deki siyasi sürece uluslararsı toplumun katkı sağlaması ve BM kararlarına uyması beklenmektedir" cümlesi yer aldı.
Muhaliflerin sözcüsü Yahya Aridi, bildirgeye imza atmayı düşünmediklerini açıklamıştı. Zira, ortak bildirgede de muhaliflerin ve rejimin imzası yer almadı. Bildirge garantör ülkeler; Rusya, Türkiye ve İran adına okundu.
İlk günde gergin ortam
Suriye rejimi ile silahlı muhalif grupların heyetleri açılış oturumu dışında aynı masaya oturmadı. Dolaylı bir şekilde yürütülen görüşmelerin ilk gününde gergin bir ortam hâkimdi.
Her iki tarafın ateşkes ile ilgili görüşünü ve önerilerini teslim alan garantör ülkeler, sonuç bildirgesini şekillendirmeye çalıştı.
Muhalifler, İran’ın Suriye’de ateşkesi ihlal eden taraf olduğunu ve bu yüzden garantör olamayacağını savunarak bildirgede İran’ın adının geçmemesini istemişti.
Muhaliflerin istekleri
Suriyeli muhalif gruplar, ilk olarak rejimin ateşkes ihlallerinin durması gerektiğini savunuyor. Muhaliflerin Sözcüsü Usame Ebu Zeyd, sahadaki durumda gelişme görmeden müzakerelerde bir ilerleme sağlamanın mümkün olmayacağını söylemişti.
Şam'ın kırsalında rejimin ve İran yanlısı Hizbullah'ın saldırısı altındaki Barada Vadisi'ndeki operasyonların durdurulması ve zorla göçe son verilmesi de muhaliflerin talepleri arasındaydı.
Suriye’deki yabancı milislerin ülkeden çıkması gerektiğini vurgulayan muhalifler, bu milislerin çıkmasıyla ilgili bir anlaşma sağlanmadan Nusra Cephesi ile mücadeleden bahsetmenin mümkün olmayacağını ifade etmişti.
Rejimin istekleri
Lübnan’dan yayın yapan, Hizbullah ve rejime yakın Al Mayadeen televizyonu, rejimin görüş ve önerilerini garantör ülkelere sunduğunu söylemişti.
Bu önerilerin 4 maddeden ibaret olduğunu ifade eden kanal, bu maddeleri şu şekilde özetlemişti.