İşte Semra Kuytul'un yazısı:
Bir an düşündüm de; ATV’nin kahvaltı haberlerinde Alparslan Kuytul Hocaefendi'nin, ‘Rus uçağının düşürülmesi ile ilgili’ videosunu kırparak meseleyi çarpıtan ve mizah konusu yapan Melih Altınok efendiye bir malzeme daha verelim. Biraz daha eğlensin.
Ben de diyorum ki; Bu Melih efendi, kırptığı o videonun tamamını ATV'nin Kahvaltı Haberlerinde yayınlayamaz!
Hadi yayınlasın!
Yayınla hadi!
Yayınla da görelim!
Yayınlayamaz!
(Biraz fazla büyük konuştum ama) Çünkü videonun tamamını izleyenlerin Hocaefendi'ye hak vereceğinden ve bu yaptığından ötürü kendisini kınayacağından, var olduğunu zannettiği prestijini kaybetmekten, üstlerinden azar işitmekten hatta işinden ve dahi tüm işlerinden atılmaktan korkar…
Ama şayet ben yanılıyorsam ve o efendi, bir cesaret örneği göstererek yayınlarsa o zaman lafımı geri almak zorunda kalarak (!) diyeceğim ki; Bir videoyu yayınlamaktan kolay ne var! BİR TIKLA BİR VİDEO YAYINLANIR ZATEN! Ve kırpma yapmadan hemen devamında da "benim kastım şuydu: mesele videoyu yayınlaması-yayınlayamaması değildi. Sonrasındaki sonuçlara katlanmayı göze alabilip -alamayacağıydı?"
Ne yapalım, meseleyi kişilerin anlama seviyesine indirmek gerekiyor.
Ayrıca bu anlayış seviyesi daha çok espri götürür!
Bir de merak ettiğim şu nokta var. Acaba o da bu videonun tamamını yayınladıktan sonra; “Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin videosu olduğunu bilseydim yayınlamazdım” şeklinde inanılması güç açıklamalar yapar mıydı? Bekleyip görelim isterseniz.
Küçük bir not: Zaten bir cesaret örneği gösterip uçağı düşürenler de “Rus uçağı olduğunu bilseydik…” gibi inanılması güç açıklamalar yapmak zorunda kalmadılar mı?
