Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun içişlerinden sorumlu üyesi Ylva Johansson, AB- Türkiye göç mutabakatının Afganlar için uygun olacağını düşünmediğini, durumun gözlenerek en uygun çözümün bulunması gerektiğini belirtti.
Slovenya'nın daveti üzerine AB içişleri bakanlarının Afganistan konulu olağanüstü toplantısının ardından Afganistan krizi nedeniyle ilgili kurumlara finansal yardımın artırılması konusunda uzlaşıldı.
Toplantı sonrası Taliban'ı tanımanın söz konusu olmadığının ve kalkınma yardımlarının dondurulduğunun altını çizen Johansson, "Eğer Taliban'ın geçmişte gördüğümüz Taliban olduğu ortaya çıkarsa, büyük bir insani kriz riski var demektir." dedi.
Johansson, "Afganistan'da yeni bir hükümet yok." dedi ve Taliban'ı söylemleriyle değil, eylemleriyle değerlendireceklerinin altını çizdi.Afganistan'da ve Afganları barındıran komşu ülkelerde insani krizin önlenmesiyle göç krizinin de engellenmiş olacağına dikkati çeken Johansson, kaçakçılık ve yasa dışı yollarda Avrupa'ya gelme girişimlerinin önüne, "üye ülkelere yerleştirmeler" yoluyla geçileceğini vurguladı.
Komisyon üyesi, kaç kişinin yerleştirileceği konusunda bilgi vermedi.
Johansson, Türkiye ile varılan göç mutabakatının rol model olup olamayacağı sorusu üzerine şunları kaydetti:
"Hayır. Komşu ülkeleri ve bölge ülkelerini desteklememiz gerektiğini görüyorum ama bu, orada gördüğümüz ihtiyaçlara göre özel olarak yapılmalı. Şu anda komşu ülkelerde Afgan sayısında büyük bir artış görmüyoruz. Bence ilk şey, insani bir krizden kaçınmak için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışmaktır. Öncelik budur. Ondan sonra elbette hazırlanmamız gerekiyor. Eğer Afganistan'ı terk ederek komşu ülkelere kaçan Afgan sayısı artarsa, ihtiyacı olan insanlara yardım etmek için en uygun desteğin ne olduğunu görmeliyiz. Bu hem Afganlara doğrudan destek olabilir hem de savunmasız gruplar için yeniden yerleştirme planlarımızın bir parçası olabilir. Ama Türkiye-AB anlaşmasını kopyala-yapıştır yapmanın iyi bir yol olduğunu düşünmüyorum."