Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye özgürlük için dün Almanya/Dortmund’da ve bugün Almanya’nın başkenti Berlin’de gerçekleştirilen yürüyüşün ardından basın açıklması yapıldı. Yüzlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirilen basın açıklamasında Hocaefendi’nin 8 Kasım’daki mahkemesine de vurgu yapılarak “savcılığın ve yetkililerin bu büyük hatadan dönmesini bekliyoruz” denildi. Geçtiğimiz haftalarda Hamburg’da gerçekleştirilen basın açıklamasının ardından Alman basınında Furkan Vakfı hakkında çıkan ve olumlu haberlerin yanısıra yanlış anlaşılmaya müsait haberlere de değinildi.
Almanya'da yankı uyandıran basın açıklaması aşağıda; Değerli dinleyenler; Bu yürüyüşe katılmamızın sebebi de ortada bir zulmün olmasıdır. Bizler “ZULME SON VERİN“ çağrısında bulunmak istiyoruz Sadece adalet istiyoruz. Hamburg’ ta da arkadaşlarımızın defalarca söylediği gibi: ALMANYA’DAN MEDET UMDUĞUMUZ YOK. Bizler sadece Allah'tan medet umanlarız!
Bunu Almanya’da dile getirmemizin tek sebebi, Almanya’da yaşadığımız içindir. Burada yaşadığımız için mesajımızı da yaşadığımız yerden vermek ve Avrupa’da yaşayan Müslümanlar olarak bu haksızlığa tepkimizi göstermek istedik. Değerli dinleyenler, Furkan Vakfı’nın kurucusu olan Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin hedefi daima insanlığın huzuru olmuştur. O daima Peygamberlerin yolundan gitmeyi öğütleyen birisidir. Bizler kendiyle muhabbet etmiş , çay içmiş, beraber uzun vakitler geçirmiş, kendisini senelerdir yakından tanıyan talepleri ve sevenleri olarak suna şahidiz:
Alparslan Kuytul Hocaefendi, adaletli, basiretli ve merhametli çok değerli bir alimdir. Milletini ve ülkesini seven ve o sevdiği ülkesine en güzel olanı, yani İslam’ı istemesi sevgisinin delilidir. Bizler ondan güzel ahlakı, Allah sevgisini, Peygamber sevgisini öğrendik. Sadece teoride değil, bizzat kendisinde canlı gördük. O geceleri ümmetin derdini dert edinmekten uyuyamayan bir alimdir. Gecesini gündüzünü İslam için, ümmet için, Müslümanlar için feda eden bir yiğittir. O bize her konuda örnektir ve olmaya da devam etmektedir. Ama maalesef, Muhterem hocamız yaklaşık 10 aydır “terör örgütü üyeliği” yada bir takım terör örgütlerine yardım“ kapsamında tutuklu yargılanarak ve bu sebeple bir çok hakları kısıtlanarak ve insanlarla ilişkisi kesilerek Bolu’da F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tecrit zulmüne maruz bırakılmaktadır. Bahsi gecen örgütler ise şunlardır: FETÖ, PKK, ISID, PDY. Aslında bu iddialara devlet kendisi cevap vermiştir.
MİT ve İstihbarat Daire Başkanlığının raporundan vardıkları sonucu okumak istiyorum:
Bahse konusu olan vakfın, Furkan Vakfı’nın herhangi bir terör örgütüyle bağlantısına rastlanmamıştır" Bu belgelere alparslankuytul.com internet sitesinden sizlerde ulaşabilir ve kendinizde inceleyebilirsiniz. Bir raporun vardığı sonucuda sizlerle paylaşmak istiyorum: Burada özellikle FETÖ/ PDY ile bağlantısının olup olmadığı araştırılmış ve emniyet tarafından rapor edilmiştir.
Varılan sonuç şöyledir:
Adı geçen şahsın, Alparslan Kuytul'un ve Furkan Vakfı’nın FETÖ/PDY Silahlı terör örgütü ile ilgisi irtibatı ve ilişiği olduğuna dair bilgi ve belge elde edilememiştir.“ Daha bir çok resmi belgenin de, devletin bizzat kendisinin de raporlarla onayladığı üzere Alparslan Kuytul Hocaefendi suçsuzdur. Bahsi gecen belgelere alparslankuytul.com internet sitesinden sizlerde inceleyebilirsiniz. Suçsuz olduğunu artık hem devletin hem de büyük bir kesimin bildiği ortada. Fakat kendisi neredeyse bir senedir hukuksuz ve merhametsizce tecrit zulmüne maruz bırakılmaktadır. 8 Kasım’da Savcılığın ve yetkililerin bu büyük hatadan dönmesini bekliyoruz. 8 Kasım’da Muhterem Hocamızım tahliyesini bekliyoruz! Değerli katılımcılar, Bu vesileyle birkaç konuya açıklık getirmek istiyoruz. Alparslan Kuytul’u sevenlerin düzenlediği Hamburg yürüyüşünden sonra, Alman basınında genellikle olumlu haberler çıktı. Biz buradan onlara teşekkür ediyoruz. Ancak yapılan haberlerde yanlış anlaşılmaya müsait bazı iddialarda yer aldı. Esasında bazı gazeteler Alman istihbarat raporuna dayandırarak yaptıkları haberlerle bir algı oluşturmaya çalıştılar. Oysa biz Alman yetkililere; “bizi bizden tanıyın bizi başka gruplarla karıştırmayın , gelin kendimizi size anlatalım” dedik. Ancak bu davetimize icabet etmediler.
Bu vesileyle onlara da bir cevap vermek istiyoruz: Yapılan haberlerde Alparslan Kuytul dünya çapında hilafet üzerinde çalışıyor deniliyor.
Fakat bu söylem ne Alparslan Kuytul hocamızın, nede onun önderliğinde kurulan Furkan Hareketinin söylemidir.
Furkan Hareketinin söylemi İslam Medeniyetidir! Evet biz Müslümanız, ve İslam’da bir medeniyet dinidir. Dolayısıyla bu medeniyeti istememiz Müslümanlığımızın gereği olan normal bir istektir.
Peki, istediğimiz bu İslam medeniyeti nasıl bir medeniyettir? Bu sorunun cevabi anlaşıldığında İslam medeniyeti idealimizin sebebi de anlaşılacaktır. İslam Medeniyeti yer yüzünde adalet olsun diyen bir medeniyettir. Kitabımız Kur'an; “Ey iman edenler, adaleti titizlikle ayakta tutun“ buyurur. İslam Medeniyeti ahlaklı bir toplum oluşturmayı hedefleyen bir medeniyettir. Bu medeniyet gençler bozulmasın suç oranları artmasın toplumda saygı sevgi güçlensin ister. İslam Medeniyeti insanın canına değer veren bir medeniyettir. Kitabimiz Kur'an; “bir insani öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir” buyurur. İslam Medeniyeti kadına değer veren onu emanet olarak gören bir medeniyettir. İslam Medeniyeti, ırkçılığı reddeden bir medeniyettir. Peygamber Efendimiz: “İnsanlar bir tarağın dişleri gibi eşittir, siyahin beyazdan, beyazın siyahtan üstünlüğü yoktur“ der. İslam Medeniyeti savaşı engellemek isteyen bir medeniyettir. Kitabımızz Kur'an; “Hayır, barıştadır“ buyurur. Şimdi sizlere soruyorum: BÖYLE BİR MEDENİYET İSTENMEZMİ?
Evet bizim Hocamız Alparslan Kuytul ve biz onun talebeleri böyle bir medeniyeti istiyoruz, özlüyoruz. Ancak bu özlediğimiz medeniyetin gerçekleşmesi için mücadele ederken hiç bir illegal faaliyetin içerisine girmedik ve girmeyeceğiz. Dinimiz bize insanları davet etmemizi emreder. Bu davette de asla zorlama yoktur. Allah azze ve celle; “dinde zorlama yoktur“ buyurur!
Yani insanları zorla bir şeyleri inandırma bizim dinimizde yasaklanmıştır. Dolayısıyla bu konularda radikal bazı grupların yaptıklarını reddediyoruz. Bizi böyle gruplarla karıştıran veya onlarla aynıymışız gibi göstermeye çalışan yetkililere de diyoruz ki:” Biz radikal değiliz, Rabbaniyiz! Radikalizm aşırılıktır. İslam dini aşırılığa müsaade etmeyen vasat(orta yollu) Rabbani bir dindir! Bizim de yolumuz İslam’ın Rabbani yoludur. Son olarak gerek alman yetkilileri gerekse Almanya’da yasayan tüm insanlara davetimizi tekrar ediyoruz; Gelin tanışalım, gelin konuşalım... Bizi ön yargılarla değil, veya birilerinin raporlarıyla değil BİZİ BİZDEN TANIYIN!