Avukat açıkladı: Adana’da basılan et deposunda hukuksuz müdahale!

Dün medyada ‘Adana'da kaçak et’ şeklinde yer alan olayın detayları ortaya çıktı. Olayla ilgili basın açıklamasında bulunan Av. Tevfik Bindebir: “söz konusu etler ET-Pİ firmasına ait etlerdir. Tamamen hukuksuz bir prosedürle el konmuş, adeta gasp edilmiş ve Mehmet Bey karşılanması mümkün olmayan bir zarara uğratılmıştır.” dedi.

Eklenme Tarihi: 21 Ağu 2020
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Avukat açıkladı: Adana’da basılan et deposunda hukuksuz müdahale!

Furkan Vakfı’na ait olduğu iddia edilen etlerin aslında bir ticaret firmasına ait, kesim raporu bulunan etler olduğu ve hukuksuz bir şekilde imha edildiği ortaya çıktı.

Dün medyada ‘Adana'da kaçak et’ şeklinde yer alan olayla ilgili görevli avukat Tevfik Bindebir’den açıklama geldi.

Olay anını ve yaşanan hukuksuzlukları dile getiren avukat söz konusu depoya izinsiz girildiğini, daha rapor sonuçlanmadan etlerin imha için yüklendiğini, laboratuvar sonuçları ve 7 günlük itiraz için etlerin bekletilmesi talebinin göz ardı edilerek mal sahibinin mağdur edildiğini ve medyada yer alanların aksine olayın Furkan Vakfı ve S.G. adlı kişi ile bağlantısının olmadığını söyledi.

Av. Bindebir’in açıklamasının tamamı:

Mehmet Yasin DAMAR’ın resmi avukatı değilim. Mehmet Beyin Resmi avukatı olay günü Adana’da olmadığı için olay yerine gittim ve şahit olduğum olayları kamuoyu ile kısaca paylaşmak istiyorum.

17 Ağustos 2020 tarihinde ET-Pİ Ticaret firmasının sahibi Mehmet Yasin Damar, “Kendisinin Ankara’ya hastaneye gittiğini, Adana İl Tarım ve Orman Müdürlüğü görevlilerinin ve çok sayıda polisin et deposuna baskın yaptığını, etiketlenmek için bekleyen etleri imha etmek üzere olduklarını ve bu olayla ilgilenip ilgilenemeyeceğimi” sordu. Ben de ilgilenebileceğimi söyledim. Sonrasında olay yerine gittim. Gittiğimde deponun kapısını kırmışlardı. Yaptıkları hukuksuz işlem sebebiyle herhangi bir arama ve el koyma tutanağı olup olmadığını sordum, böyle bir tutanak varsa göstermelerini istedim ancak gösteremediler. Ellerinde herhangi bir tutanak bulunmadığı halde özel bir mülkiyetin kapısının kilidini keyfi bir şekilde kırarak içeri girmişlerdi. Olay yerindeki veterinerlerle yaptığım görüşmede bunun böyle olmayacağını, kanuna aykırı işlem yaptıklarını söyledim.

“Etlerin sahibi gelsin, bekleyin. Ankara’ya hastaneye gitti, hemen geri dönecek” dedim. Buna rağmen sahibinin gelmesini beklemeden, olaya ilişkin resmi kontrol raporu bile düzenlenmemişken deponun kapısının kilidi kırılmış ve etler yüklenmeye başlanmıştı. O esnada polis de orada bulunmaktaydı. Emniyet görevlilerine “Ellerinde hiçbir arama el koyma tutanağı olmadan kapıyı kırdılar, etleri götürüyorlar müdahale etmeyecek misiniz?” dediğim halde kendilerini ilgilendiren bir durum olmadığını söyleyerek sadece izlediler.

Sonrasında olay yerinde bulunan veterinerler tarafından resmi kontrol raporu düzenlenmeye başlandı. Etler zaten imha edilmek üzere yüklenmeye başlanmıştı. Tuttukları bu raporu yalnızca prosedür için göstermelik tuttular. Söz konusu rapora iş yeri sahibinin burada olmadığını, herhangi bir arama el koyma kararı tebliğ edilmeden işlemin yapıldığını rapora kayıt düşürmek istememize rağmen bu beyanlarımız dikkate alınmadan rapor düzenlendi. Selahattin isminde birinin adını Resmi Kontrol Raporuna yazmışlar. Bu şahıs ne soğuk hava deposunun sahibidir ne de firmanın ortağıdır.

“Görevlilere düzenlediğiniz bu rapora 7 günlük itiraz süremiz var. Bu nedenle 7 günlük süre dolmadan ve laboratuvar sonuçları çıkmadan bu etlerin insan tüketimine uygun olmadığına ilişkin bir belge olmadan el koyup götüremezsiniz hem itiraz süresinin dolmasını hem de laboratuvar sonuçlarını beklemeniz gerekir, Bu kadar etin sadece iki veterinerin şuan aldığı karar ile imha edilmesi hukuka ve kanunlara aykırıdır.” dedim. En azından 7 günlük itiraz süremiz içerisinde bu etlerin yed-i emine teslim edilerek Tarım ve Orman Bakanlığından, yapılacak işleme esas görüş alınmasının gerektiğini söyledim.

Ayrıca yaptıkları işlemin “Veteriner İşlemleri Bitki Sağlığı Gıda ve Yem Kanununun” 32. Maddesinin 2. Fıkrasının “Resmî kontrol sonucu, mevzuat bakımından düzeltilebilecek bir eksiklik tespit edilen ancak, gıda ve yem güvenilirliği ile insan, hayvan ve bitki sağlığı açısından herhangi bir tehlike oluşturmayan ürünlerin, mevzuata uygun hâle getirilmesi koşuluyla piyasaya arzına izin verilebilir.” Hükmüne de aykırı olduğunu” belirttim. Nitekim söz konusu etler etiketlenme aşamasında olan ve depoda etiketleme işlemi için bekletilen ürünlerdi. Yani etlerin yalnızca etiketleri eksikti. Etlerinin etiketsiz olması etiket makinasının bozuk olmasından dolayıdır. Bu eksiklik söz konusu kanun maddesinde de belirtildiği üzere “düzeltilebilir” bir eksiklik olup etlerin imhasını gerektirir nitelikte değildir. Depodaki etlerin etiketli olması şart değildir. Çünkü söz konusu etler piyasaya arz edilmemiştir.

Ayrıca etiketin olmamasından dolayı böyle bir işlem tesis ettiler sahibi; tüm evraklarım hazır getiriyorum.” demesine rağmen dinlemeyip etleri imha ettiler. Kötü niyetli oldukları buradan anlaşılmaktadır.

Söz konusu firma tüm ruhsatları olan onaylı et parçalama tesisidir. Bu şekilde Adana da 3 tane firma bulunmaktadır.

Veterinerlere “yasal dayanağınız nedir?” diye sorduğumuzda bize “Tarım ve Orman Bakanlığının 2015 tarihli görüşüne istinaden bu kararı verdiklerini” söylediler. Bakanlığın görüşüne baktığımız da ise görüşte imha ile ilgili herhangi bir ifade bulunmamaktadır.

Olay yerinde yaptığımız görüşmemizde etlerin temiz olduğunu resmi kontrol raporunu düzenleyen veterinerler de bizzat söylediler. Veterinerlerin bu ifadeleri bu işlemin talimatla yapıldığını gösterir niteliktedir. Ayrıca polisin de orada bulunmasına rağmen hiçbir şekilde olaya müdahale etmemesi, kilidin kırılmasına ve etlerin gasp edilmesine sessiz kalması da aynı talimat ile hareket ettiklerini göstermektedir. Daha denetim raporu bile düzenlenmeden kamyonların yanaşması ve tertemiz etlerin yangından mal kaçırırcasına imha edilmek istenmesi zaten öncesinde etlerin imha edilmesine karar verildiğini, denetimin ve tutulan raporun yalnızca prosedür olduğunu veterinerlerin üzerindeki baskı altında bu işlemi yaptıklarını doğrular niteliktedir.

Etlere sahipsiz dediler fakat etin sahibi Mehmet Yasin DAMAR’dır. İşlemi gerçekleştiren veterinerler firma sahibi Mehmet Yasin DAMAR’ı ve oğlunu tanıdıklarını ve birlikte çalıştıklarını, dürüst insanlar olduklarını da söylediler.

İşlemi gerçekleştiren memurların bir yerden talimat aldıkları belliydi işlemi yaparken kimseyi dinlemiyorlardı. Ayrıca firma sahibinin bir oğlu da oradaydı. “Babam kanser hastası, şu an tedavi için Ankara’ya gitti ve bu olay nedeniyle yolda, geliyor demesine rağmen” onu dinlemeden işlem yapmaya devam ettiler.

Yapılan hukuksuzlara karşı avukat olarak orada elimden geleni yaptım ama bunlar talimat almış gibiydiler. Görevlerini değil aldıkları bir talimatı yerine getiriyor gibiydiler.

Firma sahibi kanser hastasıdır. Hastaneye kaldırılmışken bu baskını yaptılar. Bunun firmanın rakipleri tarafından ya da yanlış istihbarat sonucunda Furkan Vakfı’nın malı diye yapıldığını düşünmekteyim.

Firma sahibi et parçalama işini yapan, deposunda bir sürü eti olan bir tacirdir. Elektrik kesintisi olduğu için etleri soğuk hava deposuna taşımıştır.

Söz konusu etler ET-Pİ firmasına ait etlerdir. Tamamen hukuksuz bir prosedürle el konmuş adeta gasp edilmiş ve Mehmet Bey karşılanması mümkün olmayan bir zarara uğratılmıştır.

Son olarak basında yer alan haberlerde geçen ibareler ve ilişkilendirilen Furkan Vakfı veya şahıslarla olayın hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Firma sahibi bu olaya ilişkin yasal haklarının hepsini kullanacağını beyan etmiştir.