Avustralya’a hükümetin ‘ulusal güvenliği’ gerekçe göstererek basın özgürlüğü konusunda kısıtlamalara gitmesi, ülkenin en büyük rakip gazetelerini birleştirdi. Ortak bir karar alan Avustralya basını bugün ilk sayfalarını ‘sansürleyerek’ hükümeti protesto etti.
Eyleme, çok sayıda televizyon kanalı, radyo istasyonu ve internet siteleri de destek verdi.
Son iki yılda hayata geçirilen güvenlik yasalarının araştırmacı gazeteciliği tehdit ettiğini savunan medya, halkın bilme hakkının da ellerinden alındığını vurguladı.
Karartmayla yetinmeyen gazeteciler, basın kuruluşlarında yapılacak aramalar için gereken izne karşı yeni bir formül getirilmesi ve gazetecilere konuşan kaynakların korunmasına yönelik adımlar atılması yönünde çağrıda bulundu.
'BENDEN NE SAKLAMAYA ÇALIŞIYORLAR?'
Ülkenin en büyük medya kuruluşlarından News Corp Australia şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Michael Miller da Twitter hesabından gazetelerin sansürlenmiş ilk sayfalarını paylaştı ve “hükümet, gazetecilerin neyi bildirebileceğine dair ne zaman yeni bir kısıtlama getirse Avustralyalılar kendilerine şunu sormalı: Benden ne saklamaya çalışıyorlar?” ifadelerini kullandı.
BAŞBAKAN: KİMSE HUKUKUN ÜSTÜNDE DEĞİL
Ulusal yayın kuruluşu ABC’nin İdari Müdürü David Anderson da, “Avustralya, dünyanın en sır küpü demokrasilerinden biri olma riskini taşıyor” yorumunu yaptı.
Başbakan Scott Morrison ise basın özgürlüğünün önemli olduğunu vurguladı ancak ‘kimsenin hukukun üstünde olmadığı’ mesajını verdi.
Morrison, “Bu, beni de kapsıyor, herhangi bir gazeteciyi de, herkesi” dedi.
Basın kuruluşlarını bu protesto kararı, haziran ayında gazetecilere yönelik polis baskınlarının ardından alındı.
PROTESTO KARARI BASKINLARIN ARDINDAN ALINDI
Avustralya Federal Polisi, devlet kanalı ABC’nin Sydney ofisine ve News Corp Australia’da çalışan bir gazetecinin evine baskın düzenlemiş ve farklı haberlerde ‘ulusal güvenliği tehlikeye soktuğu’ söylenen gizli bilgilerle ilgili arama yapmıştı.
İki gazeteci ve bir haber müdürünün yargılanabileceği belirtilmişti.
Sendikalar, basın kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve politikacılar bu gelişmeye büyük tepki göstermişti.