Ayçiçeği üreticileri kuraklıktan şikayetçi

Edirne’de ayçiçeği üreticileri, bu yıl kuraklık nedeniyle ciddi verim kayıpları yaşıyor. Bazı tarlalarda verimin dekarda 40 kilograma kadar gerilediğini söyleyen çiftçiler “Devletin bize sahip çıkması lazım” dedi. Çiftinin ürünü tarlada kurudu. Edirne’de bu yıl kuraklık nedeniyle ciddi verim kayıpları yaşayan üretici İsmail Sancakçavuşu, normalde dekarda ortalama 250 kilogram olan ayçiçeği veriminin bu yıl 90- 95 … Ayçiçeği üreticileri kuraklıktan şikayetçi Devamı »

Eklenme Tarihi: 13 Ağu 2024
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 13 Ağu 2024
Ayçiçeği üreticileri kuraklıktan şikayetçi

Edirne’de ayçiçeği üreticileri, bu yıl kuraklık nedeniyle ciddi verim kayıpları yaşıyor. Bazı tarlalarda verimin dekarda 40 kilograma kadar gerilediğini söyleyen çiftçiler “Devletin bize sahip çıkması lazım” dedi.

Çiftinin ürünü tarlada kurudu. Edirne’de bu yıl kuraklık nedeniyle ciddi verim kayıpları yaşayan üretici İsmail Sancakçavuşu, normalde dekarda ortalama 250 kilogram olan ayçiçeği veriminin bu yıl 90- 95 kilograma düştüğünü, bazı tarlalarda ise bu rakamın 40 kilograma kadar gerilediğini belirtti.

Üretici İsmail Sancakçavuşu ise “Maliyetleri göz önüne alırsak sadece biçim ve tohum fiyatını kurtaracak şekilde ayçiçeği biçiyoruz. Çiftçiler zaten iki yıldan beri fiyat politikasından dolayı kar elde edemez hale gelmişti. Bir de bu kuraklık üstüne geldikten sonra devletin bize sahip çıkması lazım” diyerek isyan etti.

Sancakçavuşu, artan maliyetler nedeniyle çiftçilerin sadece biçim ve tohum fiyatını karşılayabildiğini, bu nedenle çiftçilerin zor durumda olduğunu ifade etti.

‘TARIM YAPMAK İÇİN KİMSE TOPRAK ALMIYOR’

Sancakçavuşu, şunları kaydetti:

“Bu sene ayçiçeği kuraklıktan çok etkilendi. Normalde 250 kilogram ortalama biçerken şimdiye kadar biçtiğimiz en iyi verim 90- 95 kilogram. Bunun 40 kilograma kadar düştüğü oluyor. Maliyetleri göz önüne alırsak sadece biçim ve tohum fiyatını kurtaracak şekilde ayçiçeği biçiyoruz. Çiftçiler zaten iki yıldan beri fiyat politikasından dolayı kar elde edemez hale gelmişti. Bir de bu kuraklık üstüne geldikten sonra devletin bize sahip çıkması lazım. Önceden ekonomik durumu iyi olmayan bir çiftçi çocuğunu evlendirmek için kızına ev almak için tarlasını satmak isterdi. Kime satardı? O köydeki zengin birine satardı. Zengin kişi de tarlasına aldığı kişinin ismini verirdi. Hatta çocuklarına vasiyet ederdi. ‘Oğlum bana bir şey olsa bile biz bu tarlayı Mehmet abinden aldık. Ona her sene bir teneke yağ, şeker, elimizde ne çok varsa ver. Biz onun sayesinde toprak sahibi olduk.’ O da mağdur olmazdı. Çiftçi de kendini muhtaç hissetmezdi.

İcralarda, ortaklığın giderilme mahkemelerinde elektronik satış ortamından belli bir kitle topraklarımıza sahip çıkıyor. Ya da biz toprağımızı satmak istediğimizde toprak fiyatı o kadar pahalı hale geldi ki, tarım yapmak için kimse toprak almıyor. Yatırım ya da belli bir kitle toprak topluyor. Toprak tek bir zümre, kötü düşüncenin eline geçtiği zaman o toprağı satan Mehmet abi, Ahmet’e sattığı toprak için her sene bir teneke yağ alıyorken kıtlık, kuraklık, kaos durumlarında, o kitle bize bir teneke yağı yüz katına da satabilir mi?”