Trakya Üniversitesi (TÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, gazetecilere yaptığı açıklamada, yetersiz sıvı tüketiminin yaşam konforunu düşürdüğünü, su eksikliğinin uzun süre devam etmesi durumunda ise birçok hastalığın etken sebebi olduğunu ifade etti.
Sıvı eksikliğinin ağızda kuruluk, kas güçsüzlüğü ve baş ağrısı gibi rahatsızlıklarla kendini göstermeye başladığını anlatan Üstündağ, "Sıvı eksikliği ağırlaşınca ilk önce tansiyonumuz düşer ve hipotansiyon oluşur. Daha ileri evrede sinirlilik artar ve şuur kaybına kadar ilerler. Suyun eksikliğiyle orantılı olarak yaşam konforu bozulur." dedi.
Türkiye'de sık görülen böbrek taşı hastalığının en önemli sebeplerinden birinin yetersiz sıvı tüketimi olduğunu belirten Üstündağ, şunları kaydetti:
"Su eksikliği uzun süre ve şiddetli devam ederse konfor bozucu etkilerin yanında sağlığı tehlikeye atacak etkilere neden olur. Az su içmek ve vücudun uzun süreler susuz kalması böbrek taşı oluşum riskini en çok etkileyen faktörlerin başındadır. Böbrek taşı oluşumuyla yetersiz sıvı tüketimi çok yakın ilişki içindedir. Özellikle böbrek taşlarının en yaygın görülen formu olan kalsiyum okzalat taşları Türkiye'de çok fazladır."
Rahatsızlığın kişiye ağır ıstırap verdiğini vurgulayan Üstündağ, "Yaşam kalitesi olumsuz etkilenir. Tedavi edilmediğinde ise böbrek yetersizliğine yol açan bir hastalıktır. Eğer günlük idrar çıkarımı 2 litrenin üzerinde olursa yani bunun için yeterli sıvı alırsak taş oluşum riski ve beraberindeki riskler azalmış olur." ifadelerini kullandı.
Üstündağ, araştırmalara göre erkeklerin günde en az 2,5, kadınların ise 2 litre su tüketmesi gerektiğini de vurgulayarak, bu miktarların kişinin vücut özellikleri ve yaşadığı ortama bağlı olarak artabileceğini sözlerine ekledi.