Bahadır Kurbanoğlu: Şükretmek gerek, bin yıl sürmedi...

Araştırmacı yazar Bahadır Kurbanoğlu, 28 Şubat süreci ile günümüzü kıyas ettiği ironik bir yazı kaleme aldı.

Eklenme Tarihi: 27 Şub 2020
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Bahadır Kurbanoğlu: Şükretmek gerek, bin yıl sürmedi...

Gelecek Partisi kurucu üyelerinden biri olan Bahadır Kurbanoğlu, Ankara ekspresi adlı internet sitesinde yayımlanan "Şükretmek gerek bin yıl sürmedi" başlıklı yazısında günümüzdeki hukuksuzluklara iğneliyici bir üslupla değindi.

'Çok şükür bitti 28 Şubat' diyerek, darbe ve özgürlük düşmanı zihniyetin artarak sürdürüldüğüne dikkat çeken Kurbanoğlu'nun yazısının tamamı şu şekilde;

‘Topyekün savaş' manşetlerinin atıldığı kabus günlerinin üzerinde 23 yıl geçti.

Ondan önce de yaşanmıştı aynı kabuslar, cuntalar, idam sehpaları, işkenceler, yasaklar

1924 Meclis darbesi, 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül zincirin halkalarıydı.

Tanklar yürümüş,

MGK kararları seçilmiş hükümete dayatılmış,

meşru başbakan devrilmiş,

yargıçlara brifingler verilmiş,

5’li çete patronlar kulübüyle kolkola girmiş,

masa başı örgütler kurulup torbaya hedeftekiler atılmış,

bankaların içi boşaltılmış,

gencecik nesillerin başörtü yasakları yüzünden hayatları karartılıp heder edilmiş,

ordudan atılanlar kamu kuruluşlarında çalışamamıştı.

Bilahare yargılandı 28 Şubat, yarım yamalak, şöyle kıyısından köşesinden, müebbetler falan verildi “bin yıl sürecek” naraları atanlara.

Lakin ilerlemişti yaşları, hiçbiri içeri konmadı, hasta ve yaşlı idiler. Bir zamanlar köküne kibrit suyu döktükleri hukuktan istifadeyle mahpus hayatına mahkum olmadılar.

Düzene koydukları icraatlar yüzünden cezaevlerini boylayan mazlumlar ise halen içeride.

Olağanüstü şartların yargılamalarından geçen mağdurlar hala mahpus, bitmedi çileleri.

Medya, iş dünyası ve siyaset ayakları ise ıslık çalarak geçiştirildi.

Hatta bazılarıyla 15 Temmuz sonrası dayanışmaya bile girildi.

15 Temmuz demişken, hain darbe için bu 28 Şubat kurmaylarının bazısı yüzümüze bakıp “28 Şubat sürseydi, 15 Temmuz olmazdı” diyebildi, pişkin pişkin.

***

Çok şükür bitti 28 Şubat. Geçti kabus. Sürmedi bin yıl.

Artık hukuk ayaklar altına alınmıyor,

toplumun bir bölümü düşman konsepti içerisinde aynı sepete atılıp haksızlıklara maruz kalmıyor.

Yapıp edilenleri “hikmet-i devlet” naralarıyla selamlayan zihniyet tarihe gömüldü.

Ne uzun gözaltılar, tutukluluklar, ne gizli tanık, yalancı şahitler var.

Ne işkence kaldı, ne adam kaçırmalar, ne kayıplar, ne de cezaevlerindeki kötü muamele ve olumsuz şartlar.

Saçma sapan düzmece iddianamelerle kimse mağdur olmuyor,

adamı olan yargının keskin kılıcından sıyrılıp garibanlar öksüz kalmıyor.

Çok şükür, bitti 28 Şubat. Geçti kabus, sürmedi bin yıl.

Geçmişi geri getiremeyiz, maddi manevi tazmini münkün değil ama tarihe gömüldü resmi ideolojik söylemler ve laikliğe dayanarak adaletsizliklerin meşrulaştırıldığı günler.

Artık ne TV’ler, radyolar, dernekler, vakıflar kapatılıyor, ne sendikalara üye olanlar suçlu ilan ediliyor.

Militarist güvenlikçi anlayışın özgürlükleri yok etmeye and içtiği o günleri geri getirmek her baba yiğidin harcı değil artık.

Evrensel hukuk ilkelerinin siyaseti, medyası, toplumuyla ezberlenmeye başlandığı dönemlerden bugünlere çok yol katettik.

Başımıza gelenler, aklımızı da vicdanımızı da geri döndürülmez şekilde eğitti.

Hukukun, adaletin, merhametin, evrensel normların, liyakat ve ehliyetin, emaneti ehline vermenin, şeffaflığın, yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadelenin tadına vardık bir kere.

Tillahı gelse döndüremez bizi bu yoldan.

Az gittik uz gittik, dere tepe tecrübelerle donandık.

Çok şükür bitti 28 Şubat. Geçti kabus, sürmedi bin yıl.

Ne kadar şükretsek az.