Bakan Zeybekçi’nin Yıllar Önce Yaptığı Açıklama İle Yanan Ormanların Alakasını Ne?

Alparslan Hoca, Bakan Zeybekçi’nin 6 yıl önce yaptığı konuşmada, turisttik yerlerde içe kapalı, dışa açık serbest bölgeler oluşturulacağı açıklamasıyla son dönemlerde artan orman yangınlarının alakasını açıkladı.

Eklenme Tarihi: 10 Ağu 2021
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Bakan Zeybekçi’nin Yıllar Önce Yaptığı Açıklama İle Yanan Ormanların Alakasını Ne?

Furkan Vakfı Kurucu Başkanı Alparslan Kuytul Hoca, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin 18 Ağustos 2018’de; Çeşme, Bodrum, Didim, Marmaris ile Antalya’nın batısında oteller, eğlence mekânları ve AVM’lerin olacağı, dışarıya açık turizm serbest bölgelerine Türklerin pasaportla gireceğini belirttiği konuşma üzerinden son dönemlerde artan orman yangılarının bu amaçla mı çıkarıldığı şüphesini değerlendirdi. Açıkça yangına müdahale edilmeyen yerlerin olduğunu vurgulayan Alparslan Hoca şu ifadeleri kaydetti:

‘Böyle Bir Şüphe Akla Geliyor!’

“6 sene önceki bu haberi bir incelemek lazım. Eğer aynen bu şekilde söylediyse, 6 seneden beri de bu gerçekleşmediyse ve bu yangınlar da hep bu bölgelerde -Antalya’nın batı tarafında ve İzmir’in turistik bölgelerinde- gerçekleşiyorsa; evet, böyle bir şüphe akla getirir.

‘Termik Santral Göz Göre Göre Yandı’

Bu yangınların bununla alakası var mı, bilmem. Dediği bölgeler yanıyorsa; evet, akla bu şüphe gelir. Bakanın söylediği yerlerde yangın çıktıysa; evet, bu şüphe akla gelir. Çok ilginç. Açıkça yangına müdahale edilmeyen yerler var. Herkesin gözü önünde, 3 gün boyunca ‘yangın termik santrale doğru yaklaşıyor. Ateşler termik santrale doğru yaklaşıyor’ diye 3 gün söylediler, söylediler, söylediler.

Televizyonlar, orada yaşayanlar canlı yayınlar yaptılar. Hiçbir şey yapılmadılar ve ateşler termik santrali yaktı, kül etti. En azında etrafındaki ağaçları kesip traktörle uzaklaştırıp termik santrali kurtarsaydılar. Gerçekten ilginç. Yangın söndürme uçaklarının devreye girmemesi… Yok motoru bozukmuş, yok bilmem neyi bozukmuş. Neden bozuk?

‘Devlet Sınıfta mı Kaldı, Yoksa Derin Devlet Projesi Hayata mı Geçirildi?’

Gerçekten devlet sınıfta mı kaldı? Uçakları çalışmayan bir devlet, yangını söndüremeyen bir devlet. Utanın, utanın! Bari termik santrali kurtarsaydınız! Utanın! Çevredeki bütün ağaçları kesseydiniz, traktöre bağlayıp uzaklaştırsaydınız termik santral kurtulurdu. Utanın! Göz göre göre santrali yaktılar. Bu gerçekten devletin sınıfta kalması mı yoksa derin devletin bir projesi mi? Gerçekten ülkenin bazı yerlerini satmak için mi yaptılar?

‘Muhalefet Partilerinin Görevi’

Ben geçen hafta da söyledim: Muhalefet partilerinin görevidir. Büyüğünün küçüğünün, hepsinin görevidir; o yanan yerlerin hepsine ağaç dikilmezse bunun hesabını sormalıdırlar, bunu takip etmelidirler. O ağaçların yandığı yerlere bir tane otel dikilirse bundan şüphe edilir. Ve eğer bu bakanın söylediği gibi yangın olan yerlerde serbest bölgeler kurulursa, o zaman bu işin içinde derin devlet var demektir. Demek ki kendine ‘Ben devletim’ diyenler böyle bir proje yaptılar.

‘Bu Başarısızlık Hükümetin mi Devletin mi?’

Memlekette ekonomi sıfır! Ekonomi bitmiş vaziyette! Ekonomiyi kurtarabilmek için artık böyle yerleri satılığa çıkaracak olabilirler. ‘Burası artık orman olmaktan çıktı. Burayı serbest bölge yapalım’ ya da ‘müteahhitlere satalım’. Para kalmadı hazinede. İtibarda israf olmaz, dediler. İsraf ettikçe ettiler. Ayrıca bir de hırsızlar var. O hırsızlar da yedikçe yediler. Bilenler de bunlara sessiz kaldılar. Memleketin hazinesini boşalttılar.

Şimdi eğer oralar satılırsa, oralara oteller dikilirse, oralarda serbest bölgeler kurulursa; bu orman yangınları bunun için çıkartılmış ve bunun için de kasten müdahale edilmemiş, denilebilecektir. Gerçekten bir hükümet, bir devlet bu kadar başarısız mı olur? Bu başarısızlık hükümetin mi devletin mi? Bu da ayrıca bir soru olarak kafalarda kalsın. Bu başarısızlık hükümetin midir devletin midir? Eğer devletinse, kendine devlet diyenlerinse; bu işin arkasında onlar var demektir.

‘Ormanların Yanmasını İsteyenler Kimler?’

Öyle şeyler duyuyoruz ki internette. Birkaç gönüllü kendi imkânlarıyla bir bölgedeki yangını söndürmeye gidiyorlar. Alev alev yanan yerleri değil de daha yeni ateşin düştüğü küçük olan yerleri söndürürsek gerisi kurtulur mantığıyla. Yaklaştık, oradaki görevliler bize izin vermediler, diyor. Ya işte bak, küçücük bir ateş. Bak görünüyor. Şunu söndürelim büyümesin. Hayır dediler, suyumuzu kestiler, şunu yaptılar, bunu ettiler.

En son dediler ki: Bu orman yanacak! Karışmayın! İnternette böyle haberler çıkıyor. Bizzat orada yangını söndürmeye gidenler, onun bunun yalan dolan haberleri değil, oraya gönüllü olarak yangını söndürmek için gitmiş, onlar anlatıyor, bu doğruysa incelenmeli. Oradaki görevliler kim? ‘Bu orman yanacak’ diyen kimdir?

‘En Tehlikeli Örgüt: Derin Devlettir!’

Devlet işin kolayını bulmuş; hemen filan örgüt, falan bilmem ne. İşin kolayını bulmuşlar. Evet, bu ülkede örgütler var. Ama bir de örgütlerin örgütü, en derin, en tehlikeli, en güçlü olan bir örgüt var o da derin devlettir. Bir de ona bakın. Hep falan örgüt, filan örgüte bakıyorsunuz. Kim yaptıysa Allah belasını versin. Ama bir de derin devlete bakın. Derin devlet en tehlikeli örgüttür. Bu memleketi yakanlar, bu memlekette huzur istemeyenler, sürekli zulmedenler, diktatörlük yapanlar, kimsenin hakkını vermeyenler, hükümetlere baskı yapanlar, darbe yaptıranlar hep o derin devlettir. En tehlikeli örgüt derin devlettir. Biraz da onların üzerine gidin.

‘Yangının Failleri Bulunmazsa, Fail Derin Devlettir’

Eğer bir örgüt yapmış olsa, bunu çok çabuk tespit ederlerdi. Her taraf kamera dolu. Her taraf kamera, herkesin elinde kamera. Bir örgüt yapmış olsa bu kesinlikle ortaya çıkartılırdı. Tıpkı cinayetler gibi. Birisi birini öldürdüğü zaman devlet isterse 5 dakikada buluyor. Teknoloji artık buna imkân veriyor. Bulunmuyorsa onu yapan derin devlettir. Faili meçhul olarak kalıyorsa, yapan derin devlettir. Bu yangının failleri bulunmazsa yapan derin devlettir. Hükümetlere emredenler, ‘ben devletim’ diye konuşanlar var ya, işte onlar. Yukarıdan bir yerden karar verilmiş olabilir. ‘Şu ormanlar yakılacak.’

‘Bu Yangın Kontrollü Bir Yangın Gibi…’

Çok ilginç, bu kadar orman yanıyor, çok fazla insan ölmedi. İlginç! Normalde bu kadar büyük bir yangında çok insan ölür. Çok hayvan telef olur. O kadar çok olmadı. Sanki kontrollü. İnsanları öldürmesin, ormanları temizlesin. Bir proje var sanki. Sanki bir proje var, o proje gerçekleştirilecek. Sınırlı sayıda insan ölsün istenilmiş gibi. İnsanlar korundu, ormanlar korunmadı

Sanki kontrollü bir yangın var ortada. Bunu yapan 'hükümet' demiyorum; hükümet bunu incelesin, diyorum. Bu işte bir iş var. Uçakların çalışmaması, termik santralin yanması. Bunlar hiç normal şeyler değil. Bu kadar az insanın ölmesi bir taraftan sevindirici, bir taraftan düşündürücü. Böyle büyük bir yangında çok insan ölür. Karanlık noktalar var. Aynı 15 Temmuz gibi… “