Bangladeş Enformasyon Bakanı Hasanul Haq Inu, Arakan krizinin çözümünde uluslararası kamuoyunun rolünün önemli olduğunu vurgulayarak, "Uluslararası kurumlar bu sorunu çözmek için daha atılgan olmalı. Bu kapsamda bütün uluslararası kurumlara Arakan sorununa çözüm bulmaları için çağrıda bulunuyoruz." dedi.
Inu, "Visit Bangladesh 2018" programı kapsamında, Türkiye, Kanada, Suudi Arabistan, Japonya, Umman, Brezilya, Etiyopya, Hindistan, Filipinler ve Güney Kore'den yaklaşık 50 gazeteciyle bir araya gelerek sorularını yanıtladı.
Arakan krizinden Myanmar hükümetinin sorumlu olduğunu belirten Inu, "Uluslararası kurumlar bu sorunu çözmek için daha atılgan olmalı. Bu kapsamda bütün uluslararası kurumlara Arakan sorununa çözüm bulmaları için çağrıda bulunuyoruz." diye konuştu.
Ülkesinde medyanın Arakan krizine özel olarak yer ayırdığını dile getiren Inu, "Medya, Arakanlıların Bangladeş'e Myanmar'da soykırıma uğradığı için geldikleri gerçeğini sayfalarına taşıyor." ifadesini kullandı.
Inu, ülkesinde 'bir değişim rüzgarı olduğunu' kaydederek, gelişen medya ve iletişim sektörüyle ilgili gazetecileri bilgilendirdi. Bangladeş'te medyanın çok sesli olduğunu söyleyen Inu, "Bangladeş'te 10 yıl önce 700 gazete vardı. Şu anda kayıtlı gazete sayısı ise 2 bin 800." dedi.
"Türkiye Arakanlılara en çok yardım eden ülkelerden biri"
Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina'nın Siyasi Danışmanı Hüseyin Tevfik İmam da Bangladeş Başbakanlık Ofisinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Türkiye Arakanlılara en çok yardım eden ülkelerden biri." ifadesini kullanan İmam, Türkiye'nin Bangladeş'te ayrı bir kamp bile kurduğunu hatırlattı.
Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
Birleşmiş Milletlere (BM) göre, 25 Ağustos 2017'den sonra Arakan'dan kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 700 bini aştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayınladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.
Arakanlıların topraklarına dönüşü için Myanmar ve Bangladeş hükümetleri arasında imzalanan anlaşma, yerinden edilenlerin durumlarını belgelendirmeleri mümkün olmadığı için uygulamada işlevsiz kalıyor.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti, "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.