Başbakan Han: Keşmir'e Yardımlara Hindistan İzin Vermedi

Azad Keşmir Başbakanı Han AA'ya verdiği demeçte, "Cammu Keşmir'in son 30 yılında 100 bin insan öldü, 10 bin kadın yarı dul çünkü kocaları yaşıyor mu ölü mü bilmiyoruz, 10 bin çocuk yetim kaldı, 10 bini aşkın kişi tecavüze uğradı, 6 bini aşkın isimsiz mezarımız var" dedi.

Eklenme Tarihi: 13 Kas 2019
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Başbakan Han: Keşmir'e Yardımlara Hindistan İzin Vermedi

Cammu Keşmir'de Hindistan ablukasının 100'üncü gününde yaşananları değerlendiren Pakistan kontrolündeki Azad Cammu ve Keşmir Başbakanı Raja Faruk Haydar Han, 10 bini aşkın genç erkeğin kaybolduğu Cammu Keşmir'e yardım göndermek isteyen İngiliz Lordlar Kamarası üyelerine, Hindistan'ın izin vermediğini söyledi.

Hindistan, 5 Ağustos'ta kontrolü altında tuttuğu Cammu Keşmir'e Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarıyla özel statü sağlayan anayasanın 370'inci maddesiyle demografik yapıyı korumaya yönelik 35A maddesini kaldırdıktan sonra bölgede sokağa çıkma yasağı başlattı.

İki ülke arasındaki Keşmir sorunu, İngiltere'nin 1947'de Hindistan'dan çekilirken, prenslik şeklinde yönetilen Keşmir'i kendi kaderini belirlemek konusunda serbest bırakmasıyla başladı.

Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947'de Pakistan'a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan'la birleşmeye karar verdi. Pakistan ve Hindistan'ı, Keşmir konusunda karşı karşıya getiren ilk savaş o dönemde yaşansa da iki ülke, Keşmir nedeniyle iki kez daha savaştı ve defalarca da savaşın eşiğine geldi.

Bugün, Keşmir'in yüzde 45'i "Cammu Keşmir" adıyla, Hindistan'ın yüzde 35'i ise "Azad Cammu ve Keşmir" adıyla Pakistan'ın kontrolünde. Bölgenin yüzde 20'sine ise Çin hakim.

Uluslararası kararlar ise tartışmalı bölge kabul edilen Keşmir'de egemenlikle ilgili kararın referandumla belirlenmesi, belirlenene kadar ise bölgelerin demografik yapısının korunmasını istese de, Hindistan 5 Ağustos'ta attığı adımla, Cammu Keşmir'i resmen kendi toprakları gibi yönetecek yasal değişikliği yaptı.

Hindistan bu adımın ardından bölgede sokağa çıkma ve iletişim yasağı başta olmak üzere birçok kısıtlamayı hayata geçirdi. Bölgeye uluslararası gözlemci, basın ve kendi milletvekillerinin girişini dahi yasaklayan Hindistan ise bu adımların sebebi olarak ayrılıkçı gruplarla mücadeleye işaret ediyor.

Han, bugün 100'üncü gününe giren Cammu Keşmir ablukasını ve son 100 günde yaşananları AA muhabirine değerlendirdi.

Cammu Keşmir'de son 100 gündür neler yaşanıyor?

Bugün silahsız ve çaresiz Keşmirlilere, Hindistan tarafından uygulanan ablukanın 100. günü. Hindistan, önce demokrasiyle dalga geçercesine yasal değişiklik yaparak Cammu Keşmir'i birlik toprağı olarak sınıflandırdı ardından da ikiye bölerek, merkezden yönetilen bölgeler haline getirdi. Bugün Cammu Keşmir dünyanın en büyük açık hava cezaevi konumunda. 9 milyon insanın dünyayla bağlantısı kopmuş durumda.

Hindistan, yasal düzenlemelerle insanları baskı altına aldı. Keşmirlilere yönelik gaddarca özel yasal yaptırımlar hazırlandı. Mesela, Kamu Güvenliği Yasası'na göre bir kişi, 2 yıl boyunca mahkemeye çıkmadan tutuklu kalabiliyor ve 2 yıl sonra serbest bırakıp tekrar tutukluyorlar. Keşmir'de bu durumda birçok insan var ayrıca kaçırılanlar var. Onlar için 'tutuklandı' demek istemiyorum çünkü kaçırıldılar. Yaşları 10 ila 20 arası değişen 10 bin genç erkek, Hindistan tarafından halkı terörize etmek için kaçırılarak Hint cezaevlerine kondu. Okullar kapalı, hastanelere ulaşmak çok zor çünkü sokaklardaki güvenlik noktalarını geçmek çok zor. Bir kişi hastaysa ya da hamileyse hastaneye ulaşması çok güç. Basına da tam bir sansür uygulanıyor, telefonlar çalışmıyor, internet yok. Bazı bölgelerde sabit telefonlardaki yasak kalktı ama insanlar kullanmak istemiyor çünkü sabit telefonların dinlendiğini ve Hindistan karşıtı bir şey söylerlerse başlarının belaya gireceğini düşünüyorlar.

Bölgede ekonomik aktiviteler durdu. Özellikle Keşmirlilerin ihraç ettiği meyveler toplanamıyor ve ihraç edilemiyor. Yiyecek ve ilaç sıkıntısı olduğu için insanlar çok zor zamanlar geçiriyor. Bunun yanında insanların psikolojik sorunlar yaşadığı, genç erkek ve kadınların travma yaşadığına dair birçok bilgiler var.

Dünya kamuoyunun buna tepki göstermemesi ise çok üzücü. Umuyoruz ki; bir şey yapacaklar çünkü insanlar umutlarla yaşıyor ve bizim umudumuz da dünya kamuoyunun, Keşmir'e sözünü verdiği BM kararlarını uygulaması yönünde. Bu ancak özgür plebisit uygulanmasıyla sağlanacaktır. Plebisit yapılırsa, Pakistan'a ya da Hindistan'a katılma kararı almak zorunda değiliz. Pakistan zaten hiçbir zaman Keşmir'i topraklarına katmadı ama Hindistan, BM kararlarını da hiçe sayarak Keşmir'i işgal etti. Bu yüzden uluslararası kamuoyunun, Hindistan'ı ikna etmesini istiyoruz. Bu sorun ancak bu şekilde barışçıl yollarla çözülür.

Son 100 günde Cammu Keşmir'in kayıpları ne boyutta?

Cammu Keşmir'in son 30 yılında 100 bin insan öldü, 10 bin kadın yarı dul çünkü kocaları yaşıyor mu ölü mü bilmiyoruz, 10 bin çocuk yetim kaldı, 10 bini aşkın kişi tecavüze uğradı, 6 bini aşkın isimsiz mezarımız var. Tecavüze uğrayanlar, yargıya gittiyse bile mahkemeler tecavüzcüleri bulmakta başarılı olamadı. Son 100 günde ise onlarca genç erkeğin öldürüldüğü bilgisi var. Uluslararası medya, bölgeye alınmadığı için kesin bilgimiz yok. Keşmir'de adeta bir demir perde uygulaması var. Uluslararası medyanın bilgi toplaması engelleniyor. Son zamanlarda bazı medya kuruluşları, Keşmir'e alındığı için bazı konularda bilgilerimiz var ancak bu kurumların sayısı çok az.

Uluslararası kamuoyunun 100 günde tepkileri ne şekilde değişti?

Hindistan'da, Hindistan Halk Partisi (BJP) olsa da bu güç, "Ulusal Gönüllüler Organizasyonu (RSS)" isimli Hindu ırkçısı grubun elinde. Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin Keşmir'de yaptıkları da 1930'larda Almanların Çekoslavakya ve Polonya'da yaptıklarına benziyor. Tarihe bakılırsa, İkinci Dünya Savaşı'nın en önemli sebeplerinden biri yükselen milliyetçilikti. Hindistan'da da Modi yönetiminde ırkçılık yükseliyor.

Modi, Hindistan'ın dünya açısından önemli bir pazar olduğunu bildiği için Keşmirlilere karşı rahatlıkla güç kullanabiliyor. Şubatta yaptığı açıklamada, 'Keşmirlileri öldürmek için her türlü yetkiyi verdiğini' söylemişti. Bunu o zaman bir İngiliz parlamentere söyledim. Bir ülke, bir grubu öldürme emri veriyorsa, bu soykırımdır ve Keşmir'de yapılan budur. Uluslararası kamuoyunun bu düşüncedeki Hindistan'a karşı yeterli adım atmamış olması üzücüdür.

Azad Cammu ve Keşmir hükümeti olarak siz bölgede hayatı kolaylaştırmak için ne gibi adımlar attınız? Hindistan'ın Cammu Keşmir'deki duruşunu değiştirmek için neler yapılabilir?

İki hafta önce diasporamızdan İngiliz Lordlar Kamarası'na girmiş iki lordu, Azad Cammu ve Keşmir'in başkenti Muzafferabad'da ağırladık. Türkiye'nin Gazze'ye yolladığı yardım filosu gibi, (Cammu Keşmir'in başkenti) Srinagar'a ilaç ve gıda yollamak istediler ancak Hindistan buna izin vermedi. Maalesef bölgeye yardım edemiyoruz.

Geçen hafta, Avrupa Parlamentosundaydım ve parlamenterlerle Cammu Keşmir'in durumunu görüştük. Hindistan'ın ablukayı kaldırması için ikna etmelerini ve gerekirse yaptırım uygulamalarını istedik. Çünkü, Avrupa Birliği (AB) yasaları, üye ülkelere insan hakları ihlallerine karşı gerekli adımları atma imkanı sunuyor. Bu nedenle ekonomik yaptırım uygulamalarını istedik.

Keşmirlilerin, Müslüman dünyasından beklentileri nedir?

Müslüman dünyasının yeterli tepki göstermemesi bizi üzüyor. Türkiye ve Malezya gibi birkaç ülke konuya eğildi ama zengin Arap ülkeleri, bizim için hiçbir şey yapmadı. AB'ye ve batı demokrasilerinden bölgeyi görüp, Keşmir'e yardım etmelerini istiyoruz. Pakistan ise Keşmir için diplomatik çalışmalarını sürdürmeli ancak Keşmirliler bu sorunun asıl aktörüdür. Bu yüzden bize dünyada hakkımızı savunabilmemiz için şans verilmeli. Keşmirliler mücadelesini 100 gün değil bin gün de sürdürür ama asıl Müslümanların, Pakistan'ın ve uluslararası kamuoyunun Hindistan'a yapacağı baskı, bu sorunu çözecektir.