Basın Özgürlüğü'nde 180 ülke arasında Türkiye 149'uncu sırada
Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün her yıl açıkladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde bu yıl 180 ülke içerisinde 149'uncu sırada yer aldı.
2021 yılında 153'üncü olan Türkiye, dört sıra öne çıktı. Endekse göre; 180 ülkenin 8'inde özgürlük durumu "iyi", 40'ında "tatmin edici", 62'sinde "sorunlu", Türkiye'nin de aralarında olduğu 42 ülkede "kötü" ve 28 ülkenin ise "çok kötü".
Endekste, Türkiye ile ilgili olarak şu ifadeler yer aldı:
"BAZI HAKİMLER 'AŞIRIYA KAÇAN BASKIYA' SES ÇIKARMAYA BAŞLADI"
"Recep Tayyip Erdoğan'ın aşırı yetkilerle donatılmış Cumhurbaşkanlığı’na ve otoriterliğine, basın özgürlüğünün hiçe sayılması ve yargı sistemine müdahaleler eşlik etti. Yargı, Erdoğan'ın talebi üzerine tutuklamalar yapsa da bazı hakimler 'aşırıya kaçan baskıya' ses çıkarmaya başladı: Bazı gazeteciler, 'Cumhurbaşkanı’na hakaret' , 'örgüt üyeliği' veya 'örgüt propagandası' gerekçelerine dayandırılan keyfi kovuşturmalarda beraat etti. Gazetecilere yönelik tutuklamanın yerini adli kontrol aldı. Temmuz 2021'de gazeteciler, AFP foto muhabiri Bülent Kılıç'ın şiddet görerek gözaltına alınmasının ardından, Olağanüstü Hal (OHAL) ilanından sonra ilk kez kitlesel eylem yaptı. Son iki yılda Türkiye'de iki gazeteci öldürüldü: Ses Kocaeli gazetesi sahibi Güngör Arslan 19 Şubat 2022'de; Bursa Rahmet FM çalışanı Hazım Özsu da Mart 2021'de uğradıkları silahlı saldırılar sonucu yaşamlarını yitirdiler. Cinayet zanlıları tutuklandılar."
İLK SIRADA NORVEÇ YER ALIRKEN, KUZEY KORE SONUNCU OLDU
Endeksten öne çıkan sonuçlar şöyle:
"RSF Basın Özgürlüğü Endeksi'nde liderliği bir Avrupa ülkesi olan Norveç (1) çekmeye devam ederken, kıtada daha önce de görülen eşitsizlikler derinleşti. Eski komünist ülkelerden Estonya (4) ve Litvanya (9) RSF sıralamasında ilk 10’a girerken, Hollanda (28) 'ilkler' arasından çıktı. Avrupa'da sıralama sonuncusu olan Bulgaristan'ın (91) yerini Yunanistan (108) aldı. Avrupa’da 2021’de görülen eşitsizliklere, Avrupa Birliği'nde gazeteci cinayetlerinin hortlaması, toplumsal eylemlerde haksızca yetkililerle karıştırılan medya temsilcilerinin saldırılara hedef olması ve bazı Avrupa Birliği (AB) hükümetlerinin gazeteci haklarını kısıtlayan düzenlemelere gitmesi neden oldu.
"YUNANİSTAN VE HOLLANDA' DA İKİ GAZETECİ MAFYAVARİ BİR TARZDA ÖLDÜRÜLDÜ"
Yunanistan'da Giorgos Karaivaz ve Hollanda'da Peter R. De Vries, Avrupa metropol merkezlerinde mafyavari bir tarzda öldürüldü. 2020 yılında Malta'da (78) Daphne Caruana Galizia'yı, Slovakya’da (27) ise Jan Kuciak’ı öldürenler hâlâ hak ettikleri cezaları almadılar. Yine de bu iki ülke, adalet ve basın özgürlüğü yolunda belli ölçüde yol almayı başardı.
"RSF, GAZETECİ OLMAMAKLA BİRLİKTE ASSANGE'IN İADESİNE KARŞI ÇIKTI"
Almanya (16), Fransa (26), İtalya (58) ve Hollanda’da haberciler, Covid karşıtı önlemlerin protesto edildiği eylemler sırasında artış gösteren saldırı ve tehditlerin hedefi oldular. Slovenya (54), Polonya (66), Macaristan (85), Arnavutluk (103) ve Yunanistan’da hükümetler, medya özgürlüğünü zora sokan düzenlemelere giriştiler. Diğer yandan Sırbistan (79) cezasızlığa karşı mücadelede yol kat etti, Çek Cumhuriyeti (20) ve Bulgaristan (91) ise iktidar değişikliğinin ardından gazeteciler üzerindeki siyasi baskıyı gevşetti. Birleşik Krallık'ın (24), iki yıllık prosedür sürecinin ardından Wikileaks kurucusu Julian Assange’ın ABD’ye (42) iadesinin önünü açması dikkat çekti. Bu süreçte RSF, gazeteci olmamakla birlikte gazeteciliğe katkıda bulunan Assange'ın iadesine -bu tür katkılar adına kötü bir ilk örnek oluşturmaması için- karşı çıktı.
"UKRAYNA 106.SIRADA"
Avrupalı kurumlar bir yandan gazetecilerin ve basın özgürlüğünün korunmasına dönük çeşitli önlemler almak ve Macaristan'a karşı Avrupa hukukunu ihlal prosedürünü harekete geçirmek gibi adımlar atarken, diğer yandan Ukrayna (106), Vladimir Putin emriyle işgal edildiğinde Rusya (155) yanlısı propaganda yapan medya kuruluşlarını uygun yasal çerçeve bulunmadığı halde yasakladılar. Bu durum, bir karşı misilleme olarak Avrupa medyasına yönelik girişimlerde bulunulması riskini de ortaya çıkardı.
Ortadoğu’da medya özgürlüğünden yoksunluk, İsrail (86), Filistin (170) ile diğer Arap ülkeleri arasındaki çatışmalar üzerinde olumsuz etki göstermeye devam ediyor.
"24 ŞUBAT'TA BAŞLAYAN SALDIRININ İLK AYINDA 5 GAZETECİ HAYATINI KAYBETTİ"
Avrupa’nın doğusunda, Rusya’nın Ukrayna’da propagandayla başlattığı ve halen sürdürdüğü savaş, bir insanlık dramına yol açarken bölgede basın özgürlüğü üzerinde de yıkıcı etkiler yarattı. 24 Şubat 2022'de başlayan saldırının ilk ayında, 5 gazeteci ve medya çalışanı, açılan ateş sonucu hayatını kaybetti. Rusya ordusunun, işgal ettiği bölgelerde haber kaynaklarını kasten hedef aldığı, yerel medyayı iş birliği yapmaya zorladığı görüldü. Rusya'da ise savaş bağlamında medyanın kısıtlanması, 'sözden anlamaz' gazetecilerin peşine düşülmesi, çoğu gazetecinin sürgüne zorlanması gibi yaygın sansür uygulamalarına başvuruldu. Aslında süreç 2021'de, "yabancı ajan" olarak damgalanan medya kuruluşlarına dönük düzenlemelerin sertleştirilmesi ve muhalif Alexei Navalny'ya ilişkin haberlere davalar açılmasıyla başlamıştı."