Channel 4 kanalının özel röportaj yaptığı ve ismi açıklanmayan Müslüman kadın, yaklaşık 30 yıldır işe giderken aynı caddeyi kullandığını ama daha önce böyle bir saldırıya maruz kalmadığını söyledi.
Yapılan toplumsal araştırmalara göre geçen yıla oranla nefret suçlarında ciddi artış yaşandığı İngiltere’de, nefret suçlarıyla ilgili özel tasarı reddedilmişti. Polis, çok ses getiren röportajı değerlendirmeye alarak olayla ilgili soruşturma başlattı.
Evinden her gün işine gitmek için kullandığı kalabalık bir caddede saldırıya uğrayan kadın, saldırıyı ve ardından yaşadığı ilginç olayları şöyle anlattı; “Neden bunu giyiyorsun?”
“ Saldırgan birden bire ‘Neden bunu giyiyorsun’ dedi. Ne demek istediğini anlayamadım. Ama o bağırmaya devam etti. Adam başörtümü tuttu ve çıkartmaya çalıştı. O zaman anlayabildim başörtümü kastettiğini çünkü daha önce böyle bir şey hiç görmemiştim. Sanki olayın dışındaymışım gibiydi ve birden silkelendim adamın elinden kurtuldum. Ve sonrasında ise hiç bir şey olmamış gibi yürüyüp gitti. Arkasından ne yaptığını sanıyorsun diye bağırdığımı hatırlıyorum. Adamsa dönüp ‘Ne yapabileceğini sanıyorsun bu konuda?’ dedi.
Tüm bunlar olup biterken önümde ve arkamda bir sürü insan vardı ama hiç biri tepki dahi göstermedi derken gözyaşlarını tutamayan kadın, “Kimse bana yardım etmedi. Beni en çok üzen ise bu oldu” dedi. “Herkes yaşıyor sanıyorduk”
“Önce sessizce kendi kendime ağladım. Sürekli ne zaman gözlerimi kapatsam adamın görüntüsü gözlerimin önüne geliyordu. Sonra belki yardımı olur diye mahallemdeki camiye gittim. Yaşadığım şey üzerine konuşma ihtiyacı hissediyordum. Ve oraya gidip anlattığımda ise daha kötü bir şey oldu.”
“Oradaki kadınların büyük bir çoğunluğu bunu bende yaşadım dedi. Ve o kadınlar bunu yaşadıklarını hiç kimseye anlatmamış hiç polise gitmemişlerdi. Sadece içlerinden biri şunu söyledi; ‘ Bunun herkese olduğunu düşünüyordum’
"Medyanın gösterdiği gibi her Müslüman terörist değil"
Röportajda kendisine başörtülü kadınlara böyle bir yaklaşımı oluşturan etkenlerin neler olduğu sorulduğunda ise cevabı medyanın İslam’a bakış açısı üzerinden oluyor.
“Medyada çok fazla terörist ve fanatik İslamcıları başörtülü gösteriyorlar. Erkekler sakallı, kadınlar başörtülü ve bunlar terörist diyorlar. Ve böylelikle insanlar hepimizi öyle görmeye başlıyor. Sanki tüm bunlar terörist olmanın tanımıymış gibi gösteriyorlar. Ama ben terörist değilim. Aliemden kimse terörist değil ve tanıdığım hiçbir Müslümanda terörist değil. Kendimi bildim bileli başörtü taktım ve takmaya devam edeceğim. Kimsenin ne düşündüğü umurumda değil. Bu benim tercihim. Onları neden incitsin ki bu?” TV yüzü de olsanız halktan biride Müslümansanız tehdit alabilirsiniz!
Geçtiğimiz günlerde de başörtülü muhabir Fatima Manji’nin terör ile ilgili bir haber sunması üzerine Sun Gazetesinden Kelvin MacKenzie ‘başörtülü bir muhabirin bu haberi sunmaya hakkı yok’ diyerek her başörtülü insanın potansiyel terörist olduğu imasında bulunması gündeme oturmuştu. Bu iması üzerine kendisi Bağımsız Basın Standartları Kurumuna şikayet edilmiş ama kurum tarafından ceza almamıştı. Televizyon karşısında dahi başörtülü olduğu için milyonların önünde itham edilebilen Müslüman kadınların, sokaklarda taciz edilip saldırıya uğraması maalesef ki şaşırtıcı gözükmüyor.