Bavul'dan çıkan ve "Sahte" olduğu iddia edilen CD'ler sanıkları kurtardı. Anadolu 4. Ağır ceza mahkemesi, 236 sanığın beraat kararına ilişkin gerekçeli kararı açıkladı.
Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararının ardından yeniden görülen “Balyoz Planı” davasında, “yüklenen suçu işledikleri sabit olmadığı” gerekçesiyle 236 sanığın beraatine karar verilmişti.
Mahkeme heyetince hazırlanan ve 7 bölümden oluşan gerekçeli kararın ilk bölümünde, sanıkların kimlik bilgileri ve iddianameye yer verildi.
Sanık ve avukatların savunmaları, deliller ve tanık beyanları, yargılamanın yenilenmesinden sonra toplanan delillerin yer aldığı gerekçeli kararın “Delillerin tartışılması, değerlendirilmesi ve sonuç” bölümünde ise “Anayasa Mahkemesi’nin kararı”, “yargılamanın yenilenmesi aşamasında alınan tanık beyanları yönünden değerlendirme”, “dijital delillerle ilgili değerlendirme” ve “plan semineriyle ilgili değerlendirme” başlıkları sıralandı.
Gerekçeli kararda, delillerin değerlendirilmesi sonucu sanıkların yüklenen suçları işledikleri yönünde mahkumiyetlerine yetecek, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı belirtilerek, sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin iptali ile yüklenen suçları işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle beraatleri yönünde hüküm kurulmasının uygun görüldüğü aktarıldı. Gerekçeli kararda, “Yargılamanın yenilenmesi aşamasında elde edilen deliller doğrultusunda gazeteci Mehmet Baransu tarafından teslim edilen 11 ve 17 nolu CD’lerin sahte olarak oluşturulduğu kesin olarak tespit edilmiş, mahkumiyet hükmüne esas alınan diğer tüm dijital delillerin de sahte olarak oluşturulduğu yönünde kuvvetli şüphe oluşmuştur” denildi.
Baransu tarafından teslim edilen belgeler arasında 1. Ordu Komutanlığı’nın “kozmik oda” olarak bilinen kontrollü evrak bürosundan çıkarılan belgeler de bulunduğu kaydedilen gerekçeli kararda, “Gizli nitelikte olan bu belgeleri bulunduğu kontrollü yerden gizlice alarak gazeteciye teslim eden, 11 ve 17 nolu CD’lerin sanıklarla aidiyetini sağlamak amacıyla sanık Süha Tanyeri’ye ait el yazılarının bulunduğu defterden kopyalama yaparak bu kişiye aitmiş izlenimi verecek şekilde üzerine yazı makinesiyle yazı yazan kişi veya kişilerin iyi niyetli olmadığı aşikardır” ifadeleri kullanıldı.
Gerekçeli kararda, Baransu tarafından teslim edilen ve yapılan aramalar sonucu elde edilen belgelerden ıslak imzalı olmayıp bilgisayar çıktısı şeklinde olanların sanıklarla doğrudan bağlantısı kurulamadığından delil niteliği bulunmadığının düşünüldüğü bildirildi.
Sanık Çetin Doğan’ın seminer konuşmalarındaki hükümeti eleştiren sözleri, seminerin amacını aşan sözler olsa da bu sözlerin sanığın darbe hazırlığı yaptığı anlamına gelmeyeceği vurgulanan gerekçeli kararda, sanığın darbe hazırlığı yapması halinde konuşmasında belirttiği gibi caydırıcılıktan söz etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı aktarıldı.