Avustralyalı akademisyenler, hangi sosyal faktörlerin bir kişinin hapse girme riskini artırdığını ölçmek için bir araştırma yürüttü.
Yeni Güney Galler Üniversitesi’nde yapılan araştırmada bireylerin hapse girmesiyle sonuçlanabilecek 8 toplumsal faktör belirlendi.
Journal for Crime, Justice & Social Democracy adlı akademik dergide yayımlanan makalede bu 8 faktör şöyle sıralandı:
1. Devlet korumasında veya koruyucu ailede olmak
2. Kötü bir eğitim almak
3. Yerli halklara mensup olmak
4. Erken yaşlarda polisle karşı karşıya gelmek
5. Zihinsel sorunlardan mustarip olmak ve destek almamak
6. Alkol ve uyuşturucu kullanmak
7. Evsiz olmak ve barınma sorunu yaşamak
8. Engellilik gibi dezavantajlı bir konumda olmak
Araştırma ekibi, bu faktörlerden daha fazlasının görüldüğü bireylerin en az bir kez hapse girme olasılığının daha yüksek olduğunu da tespit etti.
Ekip, Yeni Güney Galler’de gözaltına alınmış ama çoğu hüküm giymemiş 2 bin 731 kişinin verilerini inceledi ve yaşam tarzlarını analiz etti.
Veriler polis teşkilatı, mahkemeler, cezaevleri, barınma ve çocuk koruma kurumları gibi devlet organlarından alındı.
Nedenlerin nedenleri
Araştırmacılar, elde edilen bulguları ülkelerin politikalarını iyileştirmek ve insanların hapse girmesinin yarattığı toplumsal zararı ve maliyeti azaltmak için kullanmayı amaçlıyor.
Bu yüzden aslında bununla bireylerin hapse girmesinin ardındaki nedenlerin de nedenlerine değinmek istediler.
Bulgulara göre bu nedenler arasında yoksulluk, kaynaklara erişimdeki eşitsizlik, çocuk ve gençlerin maruz kaldığı istismar, şiddet ve travmaya yeterince tepki verilmemesi gibi faktörler yer alıyor.
“Ceza hukuku sisteminin kendisinin suç oluşturacak şekilde işlemesi, gelecekte hapsedilme olasılığını azaltmak yerine artırır” diyen araştırmacılar, yerli halklara yönelik ırkçılığa da dikkat çekiyor:
Özellikle Aborijin ve Torres Boğazı Adalı halkları ve engellilerin maruz kaldığı ırkçılık ve ayrımcılık da bunda etkili.
Araştırma ekibinde yer alan Doç. Dr. Ruth McCausland ve Kriminoloji Profesörü Eileen Baldry, The Conversation’da kaleme aldıkları bir yazıda şu ifadeleri kullanıyor:
17 Nisan’da yayımlanan bulgularımız, adaletten uzak bir suçlu ‘adalet’ sistemini ortaya koyuyor.