Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından bazı satır başları şu şekilde:
Rejimi değiştirmeyiz. Bunları anlata anlata sağır sultan duydu. Herkes anladı ama sayın Kılıçdaroğlu bir türlü anlamak istemiyor. Sayın Kılıçdaroğlu, Kemal Bey, Türkiye'nin rejimi belli; Cumhuriyet. 1923'de bedel ödedik, istiklal harbini kazandık, rejimimizi de değiştirdik adını da Cumhuriyet koyduk. Ne değişikliği? Rejim değişikliği tarihte kalmıştır. 1923'de o mesele bitmiştir. Bizimki Cumhurbaşkanlığı sistemi. Sistemin adı Cumhurbaşkanlığı sistemidir. İki tane irade oluşuyor. Milletin oylarıyla. Birisi yasama, birisi yürütme. Bu iki irade birbirine karşı bir nüfuzu yok, üstünlüğü, vesayeti yok. İkisi de halkın aynı anda güç verdiği, destek verdiği, oluşturduğu iki tane irade.
CUMHURBAŞKANI'NIN SEÇİME GİTME YETKİSİ OLACAKTIR
Birisi Meclis, birisi Cumhurbaşkanlığı. Hiç kafa karıştırmaya lüzum yok. Diyelim ki, anlaşamadılar. Meclis'le Cumhurbaşkanı anlaşamadı. Meclis'teki partilerin oluşumuyla Cumhurbaşkanının tabi olduğu parti çoğunluğu değişebilir. Sistem ona da çözüm getiriyor. Bir kriz olursa, o krizle yaşamak mecburiyetinde değiliz. Mutlaka çözüm üretmek gerekiyor. Cumhurbaşkanın seçime gitme yetkisi var. Otomatik olarak Meclis seçim kararı alıyor. Meclis'e seçim kararı alma yetkisi veriyor. Dolayısıyla ikisi birbiriyle anlaşacak. Vatandaş öyle zırt pırt seçim ister mi, gereken dersi verir. Onun için oturun anlaşın diyor vatandaş. Eğer anlaşamazsanız, çözümü var bedeli var.
KARARNAME İLE KANUN ARASINDA UYUMSUZLUK VARSA...
Cumhurbaşkanı sorumsuz değil. Herhangi bir suçtan ötürü suçlanabilir. Yüce Divan'a gönderilip gönderilmesi Meclis'te belirli nisaplara bağlıdır. Bir başka dengeleme meselesi de Cumhurbaşkanı yürütmeyle ilgili, icraatlarıyla ilgili her türlü kararı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile alıyor. Bu kararnamelerin istisnası var. Kişi hak ve hürriyetleriyle ilgili kararname düzenlenmemeli. Münhasıran anayasada kanunla düzenlenmesi öngörülen alanlarda Cumhurbaşkanı kararname düzenleyemez. Eğer kararname ile kanun arasında uyumsuzluk varsa kanun esas alınır. Görüldüğü gibi buradaki ilişkide yasama yetkisini ön plana alan ve yürütmeyle ilgili işlerle kararnameyi Cumhurbaşkanlığı kararnamesini sınırlayan bir mantıkla hazırlanmıştır.