Bir de davaya müdahil olunca görün siz iktidarı

Akif Beki yazdı. Güney Afrika, soykırım suçlamasıyla İsrail’e karşı 7 ay önce açtı davayı. Haziranda İspanya müdahil oldu. Bizimse hazırlıklarımız sürüyordu. Dışişleri Bakan Fidan, nihayet çarşamba günü başvurumuzun tamamlanacağını duyurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da doğruladı, Lahey’deki Adalet Divanına bugün resmen başvuruyoruz. Önemli bir adım. ‘Ne zaman başvuruyoruz, hani nerede, yoksa daha davasına müdahil bile olmadan İsrail’e … Bir de davaya müdahil olunca görün siz iktidarı Devamı »

Eklenme Tarihi: 07 Ağu 2024
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 07 Ağu 2024
Bir de davaya müdahil olunca görün siz iktidarı

Akif Beki yazdı.

Güney Afrika, soykırım suçlamasıyla İsrail’e karşı 7 ay önce açtı davayı. Haziranda İspanya müdahil oldu. Bizimse hazırlıklarımız sürüyordu.

Dışişleri Bakan Fidan, nihayet çarşamba günü başvurumuzun tamamlanacağını duyurdu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da doğruladı, Lahey’deki Adalet Divanına bugün resmen başvuruyoruz.

Önemli bir adım. ‘Ne zaman başvuruyoruz, hani nerede, yoksa daha davasına müdahil bile olmadan İsrail’e mi gireceğiz’ sorularıyla konuyu unutturmayan Karar’ın da kendince çorbada tuzu var.

Fakat bu, “İsrail’in soykırım politikasına en net ve güçlü tepkiyi veren ülke” yapar mı Türkiye’yi?

Erdoğan, İsrail’in soykırım politikasına en net ve güçlü tepkiyi veren ülkenin Türkiye olduğunu söylüyor.

Gazze için bizden fazlasını yapan olmadı mı peki? En fazlasını gerçekten Ankara mı yaptı, başkalarının yapmayıp da bizim yaptığımız ne var meselâ?

Takkeyi kaptırmamaya gelince evet, bizden fazla gayret sergileyen yok.

Takkeyi yani rolü kaptırmama meselesini, daha 13 Ocak’ta yazmıştım. Düşerse kel görünürdü.

Takkeyi kaptıran, hafazanallah öncü rolünü de kaptırır…

Rahmetli Süleyman Demirel şapkasız çıkmaz, elinden almak isteyene de “binaenaleyh şapkayı kaptırmam” der geçerdi.

Dolayısıyla sormuştum…

Ümmetin lideri Türkiye dururken İsrail’i Uluslararası Adalet Divanında yargılatmaya başlamak, Güney Afrika’ya mı düşerdi?

Lâfa gelince mangalda kül bırakmayan sivil toplum örgütlerimiz dururken İsrail’in katliam dosyasını Uluslararası Ceza Mahkemesine sunmak, Londra’daki Af Örgütünün nesine?

Bunları Türkiye yapacaktı ama hazırlıkları ve gözyaşları bitmemişti, devam ediyordu.

Fakat öyle yetiştiremedi diye de ümmetin öncüsü, bayraktarı rolünü gâvura, küffara bırakacak değildi elbette.

Evet, Lahey’deki Adalet Divanına da Ceza Mahkemesine de doğrudan bir delil yahut fotoğraf göndermemiş olabilirdik.

Ancak Güney Afrika ile Af Örgütü, savaş suçu dosyalarına Anadolu Ajansının Gazze’de çektiği fotoğraflardan koyduysa yetmez miydi?

Türkiye göndermiş, o suç duyurularını bizzat Türkiye yaptırmış, İsrail’i hâza Türkiye yargılatıyormuş kadar olurdu işte.

Güney Afrika ile Af Örgütü başvuruyu üstlendi, sorumluluğu onlar omuzlarına aldı, bizden o rolü kaptılarsa kaptıracak mıydı Ankara?

Hatırlayın, iktidar; bizim gönderdiğimiz fotoğraflarla İsrail’in mahkum edileceğini söyleyerek davanın başarısı ve kahramanlığına o günden ortak olup, üste çıkmıştı bile.

Bir de şimdi davaya resmen müdahil olunca görün, farta furta neymiş… El mi yaman, bey mi yaman; asıl şimdi seyreyleyin siz iktidarı.