Kütüphane, ‘basılı ve yazılı materyal koleksiyonlarının, genel okuma, araştırma ve çalışma için organize edilmesi ve düzenlenmesi’ olarak tanımlanmaktadır. Kütüphane dilimize Arapçada “kitaplar” anlamına gelen ‘kütüb’ ve Farsçada “ev” anlamındaki ‘hane’ kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir.
Kütüphanecilik tarihi, insanlığın kültür ve medeniyeti kadar eskidir. İnsanlar, yazının var olduğu dönemden bu yana düşündüklerini, bildiklerini taşa, ağaç kabuklarına, madenlere yazmaya başlamışlardır. Bu muazzam mirasın tarihini dört başlıkta tasnifleyebiliriz. Bu dönemler;
İlk Çağ kütüphaneleri (Mezopotamya Bölgesinde Sümerliler, Eski Roma ve Yunan Kütüphaneleri)
-Orta çağ kütüphaneleri
-Rönesans ve Reform döneminde kütüphaneler
-İslam kütüphaneler
-İlk Çağ kütüphaneleri
İlk kütüphane örneğini, MÖ 2600 yılında Sümerlere ait olduğu bilinen tapınaklarda keşfedilen çivi yazısıyla oluşturulan eski formlardaki tabletlerin bulunduğu arşivler oluşturmaktadır. Bu dönemin ortak özellikleri olarak: Kil tabletler çok eski devirlere ait kitap ve kütüphanecilikle ilgili bilgiler vermektedir. Yazılı tabletlerin korunması, saklanması için odalar teşkil edilmiş böylece kütüphaneler oluşmuştur. Manastır ve tapınaklarda kütüphaneler kurulmuştur. Bilgi kaynakları arasında kil tabletler, papirüs ve parşömen vardır. Bu dönemin kütüphanelerine ait birçok tablet eserler bugün Viyana ve British Museum da bulunmaktadır.
Orta Çağ Kütüphaneleri
Bu kütüphanelerde dinsel, cemaatin pratik ihtiyaçlarına uygun olarak literatür bilgisi, teoloji ve kutsal yazının egemen olduğu kaynaklar vardı. Kitapların dili genellikle Latince’dir. Geri kalanları ise Yunanca ve İbranice’dir. Bu çağda, Manastır kütüphanelerinin yanı sıra bunlardan daha büyük Katedral kütüphaneleri vardı. Katedral kütüphanelerinde dini kitapların yanı sıra hukuk, şiir, edebiyat konulu kitaplar vardı. Kitapların sayısı artmasıyla birlikte değerli ve el yazmaları kitapları zincirlemişlerdir. Kitaplar konularına göre sınıflandırılıp; ilk kütüphane yönetmelikleri hazırlanmıştır.
Rönesans ve Reform Dönemi Kütüphaneleri
Rönesans ile birlikte kütüphanelerde de büyük değişim başlar. M 1500’lerden 1800’lere kadar Avrupa'nın birçok yerinde hem okuryazar hem de kütüphane sayılarında ciddi artışlar meydana gelmiştir. Venedik, Roma, Paris, Amsterdam, Londra gibi şehirlerde kütüphane sayısı artarken bugünkü Milli Kütüphanelerin öncüleri olan Kraliyet Kütüphaneleri kurulmuştur. 17. ve 18. yüzyılları kapsayan dönem kütüphanelerin altın çağları olarak nitelendirilmektedir ve bu dönem boyunca önemli kütüphaneler Avrupa'da kurulmuştur. 18. yüzyılın başlarında kütüphaneler giderek halka ait kurumlar ve kaynakların ödünç verildiği hizmet birimleri halini aldı.
İslam Kütüphaneleri
İslam dünyasında, 8. yüzyıldan itibaren İranlılar ve Araplar, Çinlilerden kağıt yapımını öğrenmeye başlamışlardır. MS 794’de Bağdat’ta kurulan ilk kağıt fabrikası ile kağıt üretimine başlamışlardır. 9. yüzyıldan itibaren pek çok İslam şehrinde “Bilim Salonu” olarak tabir edilen halk kütüphaneleri yer almaktadır. İslam kültürüyle yayılan kitap merakı ise pek çok kütüphane kurulmasına ve bir kütüphanecilik geleneği oluşmasına önayak olmuştur. Bu gelenek Emeviler, Abbasiler, Endülüs Emevileri, Selçukîler vs. Türk ve İslam devletlerinde gelişerek yaygınlaşmıştır. Ne yazık ki Orta Asya’dan Endülüs’e kadar olan memleketlerde kurulmuş kütüphanelerin pek çoğu İspanyol ve Moğol istilası sırasında yok edildiler. Osmanlılar döneminde ilk kütüphane Osman Bey zamanında İznik’te, ikincisi ise Edirne’de Lala Şahin Paşa tarafından kuruldu. Daha sonraki dönemlerde de İstanbul ve Amasya, Edirne, Bursa, Manisa, Trabzon ve başka şehirlerde de büyük kütüphaneler açılmıştır. Topkapı Sarayı bünyesinde kurulan Saray Kütüphanesi, Ayasofya, Süleymaniye, Şehzadebaşı ve Bayezid kütüphaneleri sürekli zenginleştirilerek zamanımıza kadar gelmişlerdir. Bayezid Devlet Kütüphanesi, İzmir, Kayseri, Konya, Eskişehir, Diyarbakır ve Bursa’da Millî Kütüphane adıyla kütüphaneler kurulmuştur. Şahıslar dışında, ilk defa devlet eli ile kurulan kütüphanedir. II. Mahmud (1808-1839) devrinde, İstanbul dışında ve kasaba ve köylerde bile kütüphaneler kurulmuştur. II. Abdülhamid Han devrinde (1876-1909) ise kütüphaneler yeniden tertip ve tanzim edilerek son şekillerini almışlardır.