Bu yazıyı muhtemelen hafızanızı güçlendirmek için okumaya başladınız. Ancak zihin sarayı yani Loci yöntemi ile ilgili detaylardan önce sizinle küçük bir deneme yapalım. 10 tane iskambil kağıdını bir desteden seçin ve masanın üzerine dizin. Devamında bu seçtiğiniz kartları desteye geri koyun. Ardından da masadaki kartları sırası ile hatırlamaya çalışın. Yapabildiniz mi?
Moralinizi bozmak istemeyiz ancak 2002’de Dominic O’Brien, her kartı yalnızca bir kez gördükten sonra 2.808 kart (yani 54 deste) kartı sadece bir kaç hata ile anımsayarak Guinness Dünya Rekoru kazandı. Araba anahtarlarınızın nerede olduğunu hatırlamakta güçlük çeken türden biriyseniz, bu muhtemelen imkansız bir bilişsel başarı gibi gelecektir. Ancak O’Brien gibi hafıza sporcuları için bu durum aslında sıradan bir başarıydı.
Bu başarıya ek olarak, Rajveer Meena Pi sayısının 70.000 hanesini doğru bir şekilde okudu. Ryu Song I, bir saatte 4.620 rastgele sayı ezberleyebildi. Ve Katie Kermode 15 dakikada 103 yabancı isim ve yüzü beynine kazıdı. Hepsi şaşırtıcı miktarda bilgiyi hatırlamak için anımsatıcı stratejiler, özellikle zihin sarayı tekniği kullanmışlardı.
Güzel haber. Araştırmacılar konu ile ilgili pratik yaparak, ortalama hafıza kapasitesine sahip bireylerin bile bu teknik yardımı ile hafıza performanslarını önemli ölçüde artırabileceğini bulmuşlardır. Şimdi nasıl yapıldığına göz atabiliriz.
Zihin Sarayı Tekniği Nedir?
Bir kişinin hafıza işlevini geliştirmeye yardımcı olmak için yapabileceği nispeten basit birkaç şey vardır. En başta elbette iyi hafızanın temeli iyi sağlıktır. Doğru beslenme ve uyku düzeni en başta gelir. Sonrasında da anımsatıcılar önerilir. Beynimiz her bilgiyi aynı derecede anımsamaz. Biliyoruz ki, görsel imgeleri anımsama konusunda daha başarılıyız. Ancak sözcük ya da rakam listesi gibi bilgiler için çok da iyi olduğumuz söylenemez. Bu nedenle, anımsama tekniklerinin çoğunun temel fikri belleğinize gönderilen sıkıcı bilgileri, renkli, heyecan verici ve daha önce gördüğünüz her şeyden farklılaştırıp asla unutmayacağınız biçime getirmektir.
Aslında hepimiz okul zamanlarında bazı anımsatıcı teknikler kullandık. Örneğin Türkçedeki sert sessizleri hatırlamak için kodladığımız Fıstıkçı Şahap’ı muhtemel hepiniz hatırlayacaktır. Aradan yıllar geçse bile, unutulan yüzlerce şeyin arasından sıyrılıp, bu bir biçimde aklımızda kalmıştır. Daha karmaşık bir başka anımsatıcı tekniği de bu yazımızın konusu olan zihin sarayıdır. Çıkış noktası ise yaklaşık 2500 yıl gerçekleşen talihsiz bir olaydır.
Zihin Sarayı İsmi Nereden Geliyor?
Keos’lu Simonides antik Yunanistan’da sadece bir bilge, şair ve müzisyen değil, aynı zamanda tarihin en şanslı akşam yemeği konuğu olmaya adaydı. Konu ile ilgili detayları bize Romalı yazar Cicero, aktarır. Buna göre Simonides’in MÖ 5. yüzyılda bir ziyafete katılır. Ancak ziyafetin ortasında Simonides’e bir haber gelir ve dışarıda onu görmek isteyen iki genç adam olduğu söylenir.
Şair ziyafet masasından kalkıp dışarı çıkar ve o dışarıdayken, ziyafetin verildiği salonun çatısı çöker. Bütün misafirler enkazın altında kalarak can verir. Sonucunda Simonides, ziyafette herkesin nerede oturduğunu düşünerek ölüleri teşhis etmek zorunda kalır. Kaynaklara göre, Simonides loci yöntemini bu şekilde icat etti. Modern zamanlarda Loci metodunun zihin sarayı olarak anılmasından da Sir Arthur Conan Doyle sorumludur. Kendisi metodu farklı isimle tanımlasa da, kitaplarında Sherlock Holmes bu yöntemi kullanıyordu.
Büyük dedektif bir tavan arası hayal ediyor ve onu bildiği şeylerle dolduruyor ve sonrasında da araştırmalarını burada yapıyordu. Bu yöntemin, Leonardo Da Vinci tarafından da kullanıldığı düşünüldüğü için kimi kaynaklarda Da Vinci Metodu olarak da adlandırılmaktadır.
Loci Yöntemi Nasıl Çalışır?
Loci yöntemi yerler ve görüntüler biçiminde iki bileşenden oluşur. İlk adım, tanıdık bir ortamı görselleştirmektir. Nasıl çalıştığını anlamanız açısından küçük bir örnek verelim. Diyelim ki bir kelime listesini ezberlemek istiyorsunuz. Örneğin listenizde, çay bardağı, kalem, elma, masa lambası ve gül kelimeleri olsun. Şimdi bir hikaye uydurmanız lazım.
Mekan eviniz ya da çok iyi bildiğiniz herhangi başka bir yer olabilir. Ardından bir rota belirlemeniz gerekiyor. Sonrasında, Ezberlemeniz gereken şeyleri, mekanınızdaki belirli konumlara yerleştirin. Mekanla ya da mekanın içindeki eşyayla ilişkiler kurun. Bu ilişkiyi kurarken de rotanıza dikkat edin. Bu, kelimeleri hatırlamanızı kolaylaştırır. Sonrasında da bol bol alıştırma yapmanız elbette gerekiyor.Mesela, evinize girer ve direk mutfağa gidersiniz. Mutfağınızda en sevdiğiniz çay bardağı ile bir çay içersiniz. Sonra oturma odasına geçip masadaki kasede bir elma görüp alırsınız. Elmayı yerken aklınıza bir fikir gelir ve doğruca çalışma odasına gidersiniz ve masanızdaki lambayı yakarsınız. Kaleminizi alıp aklınızdakini yazarsınız. Sonrasında çok keyifli hissedersiniz ve bahçeye temiz hava almaya çıktığınızda gülleri sulamaya başlarsınız.
Zihnimizde oluşturacağımız hikayeler ile bilgiyi ilişkilendirirsek, bilginin hatırlanması o kadar kolay olur. Bu metodu istediğiniz her şeye uygulayabilirsiniz. Hikayeyi yaratmak ise bildiğiniz bir mekanda tahmin ettiğinizden daha kolay.
Zihin Sarayı Tekniği Deneylerle de Desteklenmiştir
Hafıza sporcuları ile bizler gibi sıradan insanlar arasındaki temel fark beynin çeşitli bölgelerinin birbirleriyle iletişim kurma biçimidir. Ancak sevindirici bir biçimde yapılan deneylerde ortalama katılımcıların bazılarının loci yöntemiyle hafızalarını nasıl geliştirebildikleri kanıtlanmıştır. Beyin görüntülüme çalışmaları sonucunda da bu grubun performansı arttıkça, çeşitli beyin bölgelerinin birbirleriyle iletişim kurma ve çalışma yollarının da arttığını gözlemlenmiştir.
Sonucunda milyonlarca yıldır, insanların hayatta kalması – güvenli barınakların yerleri, kabiledeki insanların yüzleri veya yiyecek bulmak için en iyi yerler – hangisi olursa olsun, uzamsal ayrıntıları tanıma ve hatırlama yeteneğine bağlıydı. Bu nedenle görsel uzamsal hafıza ve navigasyon becerilerini birleştiren bu tekniğin işe yaraması kulağa mantıklı geliyor.
Sonucunda teknolojinin gelişmesi günlük yaşamda karşılaştığımız uyarıcıların sayısını oldukça arttırdı. Bu uyarıcılar rutin yaşamın devamını bile bazen zorlamakta. Bu nedenle hafıza sarayı metodu günümüzde, salt bilgi depolama yöntemi olmanın dışında organizasyon, planlama, öğrenme tekniği olarak da hayatınızı kolaylaştırabilecek gibi duruyor.