Tatilcilerin yazın gelmesiyle piknik, yazlık ilçelere gitmesi, kene, arı, yılan, akrep, böcek gibi hayvanların ısırık ve sokma vakalarında artış yaşandı.
İzmir'deki Dermatoloji Uzmanı Dr. Salih Çetiner, böcek, yılan, denizanası, arı sokması veya ısırıklarda uygulanan yanlışları ve olması gereken tedavi yöntemlerini anlattı.
“REAKSİYON VARSA ŞOK TABLOSU OLUŞABİLİR"
Ülkemizde, yılan, arı, akrep gibi hayvanların ısırma veya sokmaları sonucunda çok ciddi reaksiyonların oluşmadığını belirten Dr. Çetiner, "Ancak kişilerin vücutlarının bu hayvanlara karşı bir hassasiyetleri varsa, reaksiyon oluşabilir. Örneğin arı sokmasına alerjisi olanlar ölüme kadar gidebilen şok tabloları oluşabilir" diye konuştu.
“YARA YERİNİ EMMEYİN"
Arı sokmasında arının iğnesinin çıkartılmasının faydalı olabileceğini belirten Dr. Çetiner, zehirli olabileceği düşünülen yılan ve akrep sokmalarında yaranın biraz üzerinden bandaj uygulamanın zehrin yayılmasının durdurulmasında etkili olabileceğini söyledi.
Tüm ısırık ve sokmalarda yara yerinin bol sabunlu suyla yıkanması önerisinde bulunan Dr. Çetiner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yara yerine kolonya ya da başka bir şey sürmeyin. Yara yerini emmeyin. Denizanası sokması ya da temasında hastaya dayanabildiği kadar sıcak suyla kompres yapmak iyi gelecektir. Sıcak su hayvanın kana verdiği proteinleri denature edecektir."
“ISIRIKLAR TEDAVİ EDİLMEZSE CİDDİ ENFEKSİYON OLUŞABİLİR"
Yaz aylarına girilmesi nedeniyle bu tür olaylara çok sık rastlandığını ve polikliniklerine son bir ay içerisinde çok sayıda hasta başvurduğunu ifade eden Çetiner, sözlerini şöyle tamamladı: "Ancak hastalar kendisini bir böceğin ısırabileceğini tahmin etmiyor. 'Acaba karaciğerim mi rahatsız?' diye düşünerek boş yere evhamlanıyor. Tüm hastalıkların rahatsızlıklarında deride belirti olabilir. Karaciğerin bu anlamda özel bir yeri yok. Isırıklar tedavi edilmezse mikrobik hale gelebilir. Vücuda yayılıp ciddi enfeksiyonlara yol açabilir."