Bosna Savaşı’nın en kanlı olayı “Srebrenitsa Katliamı”

Srebrenitsa katliamı, Sırplar tarafından vahşice katledilen ve Avrupa'nın hiçbir müdahalede bulunmadığı büyük soykırımdır.

Bosna Savaşı’nın en kanlı olayı “Srebrenitsa Katliamı”
11 Tem 2021 12:47:00

Bosna Hersek

19'ncu yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı’nın gerilemesi ve farklı cephelerde yenilgiler alması ile dünyanın şekli değişmeye başlamıştı. Osmanlı özellikle Avrupa Cephesi’nde aldığı yenilgiler üzerine buradaki topraklarını terk etmek zorunda kalmış ve bu durum bölgede yaşayan Müslümanların desteksiz ve sahipsiz kalmasına yol açmıştı.

Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da da durum pek farklı değildi. Hâlbuki Osmanlılar zamanında Avrupa’nın en önemli ilim merkezlerindendi Saraybosna. Bu şehirde çok sayıda medrese ve ilim merkezi mevcuttu. Ancak, Osmanlı’nın zayıflaması üzerine 1878’de Bosna Hersek toprakları Avusturya Macaristan İmparatorluğu tarafından işgal edildi. Osmanlı’nın 1912’de bölgeyi tamamen terk etmesi, ardından başlayan Birinci Dünya Savaşı, Bosnalılar için felaketin kapısını aralamıştı. Ortodoks Sırplarının yönetimi ele almalarıyla, Bosnalı Müslümanlara yönelik şiddetli zulümler başladı. Malları zorla ellerinden alınarak Hıristiyan Sırplara verildi. Müslümanların büyük bölümü zor kullanılarak göçe zorlandı.

1975 yılında baskının hafiflemesiyle faaliyetlerini yoğunlaştıran Müslümanlar, kapatılan camilerden bazılarını açıp medreseleri ihya etmeye başladılar. İslamî faaliyetlerinden dolayı yıllarca zindanlarda kalan Bosnalı Müslümanların liderlerinden Aliya İzzetbegoviç, İslamî faaliyetleri yoğunlaştırmak için önemli çabalar harcadı. Ülkede İslamî uyanış için gayret gösteren Müslümanlar, bağımsızlık yollarını aramaya başladılar. 1 Mart 1992’de gerçekleştirilen referandum üzerine bağımsızlıklarını ilan ettiler.

Bosna’nın bağımsızlığını ilanı, Sırpların da savaş ilanıydı. Bosnalılar, sahip oldukları güçsüz orduyla direnişe başladılar. Yugoslavya Federal ordusunun Sırplara yoğun askerî ve ekonomik yardımları, her türlü destekten yoksun Bosna Müslümanlarını zor durumda bıraktı. Savaşta Bosna’nın önemli şehirleri işgal edildi. İslamî eserler baştanbaşa tahrip edilmeye başlandı. Bir milyondan fazla Müslüman ülkeyi terk etmeye zorlandı. Avrupa’nın göbeğinde gerçekleşen bu katliama başta Avrupa olmak üzere bütün dünya seyirci kaldı!

200 Bin Boşnak Katledildi!

1992-1995 arasında uluslararası verilere göre Bosna-Hersek’te 312 bin kişi hayatını kaybetti. Bu kayıpların 200 bin kadarı Boşnak halkına ait olup, Bosnalılar dünyanın gözü önünde ve Avrupa’nın göbeğinde sistematik bir soykırıma tâbi tutuldu.

Şimdiye kadar Bosna Hersek’in Sırbistan sınırındaki kenti Srebrenitsa etrafında 42 toplu mezar bulundu. 22 bölgede daha toplu mezar olduğu tahmin ediliyor.

200 bin Müslüman’ın hayatını kaybetmesinden sonra bölgeye Birleşmiş Milletler gücü gönderildi. Sırp ve Hırvatlar, Birleşmiş Milletler gücünün gölgesinde katliamlarını sürdürdüler. Sırplar, Birleşmiş Milletler gözetimindeki Srebrenitsa’da herkesin gözü önünde on binden fazla savunmasız sivil insanları evlerinden toplayıp topluca katlettiler. Bu manzara Avrupa’nın Müslümanlara yönelik gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koyuyordu.

II. Dünya Savaşı’ndan Sonra En Büyük Soykırım!

BM tarafından ‘güvenli bölge’ olarak ilan edildikten iki yıl sonra Srebrenitsa’daki Müslümanlar, 1995 yılının yaz ayında II. Dünya Savaşı’ndan sonra meydana gelen en büyük toplu soykırıma uğradılar. Sırplar topladıkları ve günlerce işkenceden geçirdikleri Bosnalı Müslümanları evlatlarının, kardeşlerinin gözleri önünde öldürdükten sonra cesetlerini yine onlara gömdürdüler. Bosna Savaşı’nın bu en kanlı olayı “Srebrenitsa Katliamı” olarak adlandırılmıştır.  

Bütün bu sıkıntılara rağmen azimle çalışan Bosnalılar, savaştan sonra yaralarını sarıp, yıkıntılarını onarmaya başladılar. Yaklaşık on dokuz yıldır var olma mücadelesini sürdürmekle birlikte, Sırp ve Hırvatların yerle bir ettiği ülkeyi, özellikle de İslamî eserleri yeniden onarmaya çalışmaktadırlar. 

Onlarca yıldır devam eden zulme, sömürüye ve soykırıma rağmen Bosna Müslümanları, teslim olmadan ve bıkmadan varlıklarını sürdürmekte, her şeye rağmen İslamî kimliklerini korumaktadırlar.

Tarihe ismi “Bilge Kral” olarak geçen Aliya İzzetbegoviç, zalimlerin zulmünü dudaklarından dökülen şu kelimelerle ifade ediyordu:

“…Düşmanlarımız sadece tek bir ırk tanıyorlar; kendi ırkları, tek bir din tanıyorlar; kendi dinleri, tek bir siyasî parti tanıyorlar; kendi partileri. Kendilerinden olmayan ne varsa onlar açısından yok edilmeye mahkûmdur…”

Srebrenitsa; müslümanların katledildiği bir diğer yurt olarak tarih sayfalarında yerini alırken, müslümanlara yeniden Kur’an ve sünnete sımsıkı sarılarak İslam Medeniyeti’ni kurmak için çalışmalar yapmaları gerektiğini hatırlatmaktadır.



0 Yorum

Yorum Yaz