Bosna’da ateşkes var, barış yok!

Kadim nasihatlerden biri şudur: Nasıl başlarsan, öyle gider. Buna ilaveten bir de atasözümüz var: Eğri cetvelden, doğru çizgi çıkmaz. Bosna Hersek’te yaşananların özü ve özeti, bu iki cümledir. Bu konuyu biraz açalım. 14 Aralık 1995’te imzalanan Dayton Anlaşması, Bosna Hersek için, eğri bir cetveldir. Bu cetvelden çıkan tüm çizgiler, eğri başladı, eğri gidiyor. Öyle ki … Bosna’da ateşkes var, barış yok! Devamı »

Eklenme Tarihi: 11 Oca 2023
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 11 Oca 2023
Bosna’da ateşkes var, barış yok!

Kadim nasihatlerden biri şudur: Nasıl başlarsan, öyle gider. Buna ilaveten bir de atasözümüz var: Eğri cetvelden, doğru çizgi çıkmaz. Bosna Hersek’te yaşananların özü ve özeti, bu iki cümledir.

Bu konuyu biraz açalım.

14 Aralık 1995’te imzalanan Dayton Anlaşması, Bosna Hersek için, eğri bir cetveldir. Bu cetvelden çıkan tüm çizgiler, eğri başladı, eğri gidiyor. Öyle ki ülkenin tüm idari mekanizmaları kilitlenmiş durumda.

Dayton, 1992-95 yılları arasındaki, Bosna Savaşı’nı durdursa da bir ateşkesin ötesine geçemedi. Hiçbir zaman gerçek bir barış anlaşması olamadı. Bu anlaşma; Boşnak, Hırvat ve Sırpları aynı çatı altına topladıysa da ülke genelinde birlik ve dirlik sağlayamadı. Evet, silahlar sustu, akan kan durdu. Fakat hiç kimse baltalarını gömdüğü yeri unutmadı.

Hazreti Mevlana “Aynı dili konuşanlar değil, ancak aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir” diyor. Bosna Hersek’teki üç etnik unsur da aynı dili konuşuyor ama anlaşamıyorlar.

Bosna Hersek toprakları, Bosna Hersek Federasyonu-BHF ve Sırp Cumhuriyeti-RS entitesi olmak üzere iki ana bölgeye ayrılmış. Ülkedeki ayrışma sadece coğrafi değil. Siyasetten eğitime, emniyet teşkilatından medyaya kadar hayatın her alanına sirayet etmiş bulunuyor.

Devlet televizyonu BHT’nin yanında, FTV ve PTPC isimli iki ayrı entite televizyonu var. Bosna Hersek Milli Takımı maçlarını Bosna Hersek Federasyonu’na ait FTV veya diğer Boşnak televizyonları yayınlıyor. Bosna Sırp Cumhuriyeti’ne ait PTPC veya diğer Sırp televizyon kanalları ise Sırbistan’ın maçlarını yayınlanıyor.

Bosnalı Sırplar, Bosna Hersek bayrağı altında, uluslararası bir organizasyonda başarı elde eden hiçbir takımı veya sporcuyu desteklemiyorlar. Sırp medyası, bireysel veya takım seviyesinde, Bosna Hersek bayrağı altında elde edilen başarıları görmezden geliyor, yok sayıyor.

Entitelerin alfabeleri de farklı. Bosna Hersek Federasyonu’da Latin, Sırp Cumhuriyeti entitesinde Kiril alfabesi kullanılıyor. Okullarda, üç etnik unsurun kendi bakış açılarına göre, farklı farklı tarih dersleri okutuluyor. Bosna Hersek Federasyonu’ndaki okullarda, 1992-95 yılları arasında Sırp, Karadağlı ve Hırvatların gerçekleştirdiği, soykırımlardan ve tecavüzlerden hiç bahsedilmiyor. Buna karşılık Hırvatlar ve Sırplar, kendi bakış açılarından tarih anlatabiliyorlar.

Bir devletin en temel vazifesi, emniyet teşkilatı üzerinden asayişi temin etmektir. Bosna Hersek, bu konuda da bölünmüşlük yaşıyor. Polis teşkilatı, entite ve kanton düzeyinde örgütleniyor. Sabıka kayıtları ortak bir havuzda toplanmıyor, ortak bir telsiz frekansı bulunmuyor.

Diyelim, arabanız çalındı. Şansınız yaver gitti ve hırsızların peşine düşecek bir polis devriyesi bulabildiniz. Fakat bu kadarı size yetmez. Batı Saraybosna’da işlenen bir suçun zanlıları Bosna Hersek Federasyonu’ndan, Bosna Sırp Cumhuriyeti’ne gidebilir.

Polis ekibi, entite sınırları bittiği için, birkaç kilometre sonra “kusura bakma, yetkim buraya kadar” diyebilir. Bu durumda; Batı Saraybosna’daki Federasyon polisi, Doğu Saraybosna’daki RS polis teşkilatını durumdan haberdar etmek ve zanlıları takibe devam etmek için izin almak zorunda.

Uzatmayalım, ama devam edelim.

Millet olmak, ortak bir toprak parçasına sahip olmak kadar, ortak bir anlam dünyasına sahip olmayı gerektirir. Boşnaklar, Hırvatlar ve Sırplar, kâğıt üzerinde Bosna Hersek vatandaşı olsalar da, bir türlü Bosna Hersekli olamıyorlar.

Bosna Hersek’te, ‘milli’ kavramının üç farklı anlamı var. Federasyon ile RS’in, ‘milli gün’ olarak kabul ettiği tarihler birbirinden farklı. Federasyon’da 1 Mart “Bağımsızlık Günü” olarak kutluyor. Bosnalı Sırplar ise bugünü kabul etmiyorlar. Sıradan bir gün gibi, iş yerlerine gidip çalışıyorlar.

Sırp Cumhuriyeti entitesi, 9 Ocak’ı “Bağımsızlık Günü” olarak kutlamayı tercih ediyor. Ancak Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi, 2015 yılında aldığı bir kararla, bu günün kutlanmasının anayasaya aykırı olduğuna hükmetti. Mahkeme gerekçeli kararında, entite sınırları içinde yaşayan Sırp olmayan halklara karşı, bir ayrımcılık olduğunu ifade etti.

Ayrılıkçı söylemleriyle sık sık gündeme gelen Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik’in bu karara karşı hamlesi, ertesi yıl, entite sınırları içinde bir referandum düzenleyerek oldu. Beklendiği gibi, oy kullananların yüzde 99’u, “9 Ocak’ın Sırp Cumhuriyeti günü olarak kutlanması” yönünde oy kullandı.

Yıllardır, anayasaya aykırı bir şekilde, Sırp Cumhuriyeti entitesinin fiili başkenti olarak kabul edilen Banya Luka’da alternatif kutlamalar yapılıyordu. Bu sene bu kutlamalar, Doğu Saraybosna’ya kaydırıldı. Ve kutlamalar öncesinde Sırp lider Dodik’ten provokatif bir açıklama geldi: “Tüm Sırpların tek devlet altında yaşamasının zamanıdır.”

Dodik’in bu açıklaması, Bosnalı Sırpların asıl niyetlerini dile getirmelerinden ibaret. Bosnalı Sırpların asıl hedefi, devlet mekanizmalarını tıkamak ve uluslararası toplumu Bosna Hersek’ten usandırmak. En nihayetinde, “bağımsızlık referandumu” sonrasında, Bosna Hersek’ten ayrılmak.

Milorad Dodik ve saz arkadaşlarının unuttukları bir şey var: Kurdukları rüya, onlar için tam bir kâbusa dönüşebilir. Bağımsızlık talepleri, idam sehpaları haline gelebilir.

Yazımızı, Dodik’in açıklamasına cevabımızla noktalayalım: Hiç sorun değil, RS entitesi ve Kosova’nın kuzeyinde yaşayan bütün Sırplar, istedikleri zaman Belgrad’a taşınabilirler. Tüm taşınma masrafları bizden (Türkiye’den) olsun.